&6

580 76 65
                                    

Okul çıkışı Jimin'in evine giderken aldığım mesaj ile herkesin ortasında küfrü basmış ve yaşlıların kınayan bakışları eşliğinde ilk durakta otobüsten inmiştim.

Akşam Chaeyoung defteri getirdiğinde kapının önünde ondan almıştım, o ise teşekkür etmeme karşılık sadece gülümseyerek kafasını sallamış ve evine dönmüştü. Ona mesaj atıp boşuna yorulduğunu çünkü sınavdan önce notlarıma bakmadığımı söylesem de beni dinlememişti. Gerçekten de bakmıyordum, onlar sadece derste anlatılırken öğrenmek amacıyla yazdığım şeylerdi ve daha sonra defterin kapağını bile açmıyordum. Chaeyoung ise önemli yerleri not aldığını ve bazılarının da fotoğrafını çektiğini söyleyerek evime kadar gelmiş ve defteri vermişti.

Bugün de biyoloji sınavını atlattığıma göre artık ineklediğim günlerin sona erdiğini zannediyordum, - tarih sınavını hatırlayana dek.

Okul çıkışı otobüse binmiştik ve Jimin'in evine gidiyorduk. Birkaç el oyun oynayıp dağılacaktık çünkü sınavlar henüz bitmemişti. Çalışacağımızdan falan değildi, sadece ailelerimizin sınav haftası oyun oynadığımızı görmesi pek hoş olmazdı. Ailesi işten gelmeden tüyecektik.

Bir kolumu direğe dolamış etrafa savrulmadan durmaya çalışırken cebimdeki telefon birkaç kez titremişti ancak önemli bir şey olduğunu düşünmediğimden inince bakmaya karar vermiştim. Art arda birkaç kez daha titrediğinde ise açıp bakmıştım.

Chaeyoung'un nerede olduğumu soran mesajları ve bir cevapsız arama. Siktir.

"Siktir." Birkaç yaşlı kadının bakışları bana döndü. Taehyung ve Jimin de sorgulayan gözlerini üzerime diktiğinde inmek için düğmeye bastım. "İşim vardı, unuttum. Size iyi eğlenceler."

Otobüs durur durmaz kendimi dışarı attım ve eve doğru koşmaya başladım. Chaeyoung'a onunla kapının önünde buluşacağımı ve önemli bir şey olduğunu söylediğim bir ses kaydı attım.

Kaldırımdaki insanları tam anlamıyla yararak aralarından geçiyordum ve sırt çantamın çarptığı birkaç kişi arkamdan küfür etmişti. Nihayet evimin sokağına ulaştığımda tamamen terden sırılsıklam olmuştum.

Apartmanın önündeki basamaklarda oturan Chaeyoung, beni görünce yavaşça kalktı ve yanına koyduğu çantasını eline aldı. Yüzündeki ifadeden pek hoşnut olmadığını anlayabiliyordum.

"Özür dilerim, bir kadının çantasını çaldılar ve yardım etmem gerekiyormuş gibi hissettim. Yoksa senden önce gelecektim eve." Ayak üstü uydurduğum bahaneye içimden kendimi tebrik ederken o ikna olmuş gibi duruyordu.

Dairenin kapısını açar açmaz vücudumu kapıya siper ettim ve içeri girmeden önce onu durdurdum. Bir dakika beklemesini isteyip ondan önce girdim ve etrafta sakıncalı bir şey bırakıp bırakmadığıma baktım. Annem evde yokken her yeri istediğim gibi kullanıyordum ve salonda kıyafetlerimle karşılaşmasını istemezdim.

Neyse ki ev temizdi ve onu hızlıca içeri aldım. Nerede çalışmak istiyorsa oraya oturabileceğini ve üstümdeki terli kıyafetlerden kurtulup geleceğimi söyledikten sonra önce mutfağa uğrayıp su ısıtıcısını açtım ve hemen ardından temiz kıyafetler alıp banyoya geçtim. Beş dakika içerisinde duş alıp terimden sıyrıldıktan sonra yanına geri döndüm.

Biraz gergin görünüyordu. Gözleri odayı turluyor ve eteğinin üstüne yerleştirdiği elleriyle oynuyordu.

Beni fark etmediğini anladığımda mutfağa geçip sıcak suyla kahveyi çözdüm ve buz dolu bardakların yarısını kahveyle doldurup üstünü sütle tamamladım. Soğuk kahveleri alıp salona geçtiğimde bu kez bakışları beni buldu.

safe & sound, rosekook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin