bir hafta. koskoca bir hafta geçti. ve sen bana o gülüşlerinden sadece bir tanesini bahşettin. gerçekten seni görmek için ne kadar çabaladığımın farkında bile değilsin.
yanında Şeyma mutlu mutlu geziyorsunuz.
Dün sahile gittik.
Sen ve Şeyma sahilin en sessiz yerinde ...
yalnızca ikiniz.
biliyorum bunu bilmem çok saçma görmem de öyle o yüzden korka korka kaçarken.
dizili olan şezlongları düşürüyorum.
sende kim var diye ayağa kalkıyorsun.
tanrım karın kasların inanılmaz.
ben karın kaslarına dalmışken sen bana daha çok yaklaşıyorsun ama daha beni farketmedin.
her zaman ki gibi.
koşarak oradan çıkıyorum.
nefesimin yettiği sürece koşuyorum. sonunda ıssız bir yere geliyorum.
yine.
bu sefer sizi gözetlemek için değil.
hıçkırıklarımı serbest bırakmak için.
her zaman ki gibi ağlamak için geliyorum.
yanımda kimse yok.
her zaman ki gibi.
sadece elimde bir kaç umudum vardı.
ama onlarda gitti be adam.
onları da kaybettim.
kendim gibi.
-incir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Things I Wanted To Say But Never Did
Non-fictiehayali bir günlüktür. lütfen yanlış anlaşılmasın
