BÖLÜM 2

13 0 0
                                    

Rabia'nın ağzından::
-Rabia kafanı kaldır kızım.
-Efendim öğretmenim.
- Harfleri ezberledinmi?
- Öğretmenim ben biliyorum zaten.
- Rabia o zaman bize kendi adını yazıp harfleri okurmusun?
- Öğretmenim okurum ama karıştırabilirim.
- Tamam sen yeter ki oku ben sana yardım ederim.
- Peki öğretmenim.

Harfleri okumanı ardından 3 ders geçmişti. Benim bugün neden böyle soğuk davrandığımı gören hoca her fırsatta gözlerimin içine bakarak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Oysa şurda ailr meselesi denen birşey var. Neyse zilin çaldığını duyduğumda koşarak sınıftan çıkıp annemin yanına gidecektim ki kardeşim olduğunu hatırlayınca durdum ve elini tutarak annemin yanına doğru ilerledim. Ama yinede soğuk davranıyordum. Çünkü benim koskoca iki senemi almışlardi. Kardeşimle aynı sınıftaydım. Hemde aramızda iki yaş olmasına rağmen. Şuan ise kendimden yaşça küçük olan kişilerle arkadaşlık kuruyorum ve aynı sınıftaydık.

Küçüklüğümde en çok sevdiğim şey ip atlamaktı. En önemliside arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok seviyordum. Arada bir kurt erkeklerle beraber tabi o zaman küçüktüm. Birinci sınıftaydım oysa olacaklardan habersizdim. Bir gün annemin bana üzücü bir şekilde baktığını götünce gidip sotu sormama fırsat vermeden annem yanıma geldi ve bana o lanet olası haberi verdi.
- Kızım taşınıyoruz.
Bunu duymamla ağlamam bir olmuştu. Annemin şaka yaptığını dilesemde herşey ortadaydı. Zaten anlamış gibiydim annemin bardakları koliye koyduğundan..Taşındığımız günda birinci sınıftaydım kardeşimle ayni sinifta...
Arkadaşlarımla vedalaştıktan sonra arabanın arka koltuğuna geçip yeni evimize gelene kadar ağladım. Arkadaşlarımdan,mahallemden,komşularımdan,ip atlarken ucunu bağladığımız demir direkten ayrı kalacaktım. Taşındığımız eve gelince hiçbirşey yapmayıp uyudum. Gece gelmiştik zaten sabah oldugunda eşyalarimi yerleştirdim.saçlarım kıvırcıktı hiç taramadan dışarı çıktım.o zamanlar yerde asfalt yoktu kumlu yollar vardı bende evin kapisindan çıktığımda tahta direğin orda yerde tebeşir taşı arayan pembe gözlüklü kemik çerçeveli bir kız gördüm
-hey niye burdan taş aliyosun? Burasi bizim kapinin önü
-sanane ya
-sus ya dörtgöz :)
Dedim ve bana dil çıkardığını görünce arkasına bakmadan çekip gitti
Burda hep yalnız kalacağımdan korkuyordum
Taaki kübrayla gerçekten tanışana kadar...

HOŞÇAKAL..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin