Kübra'nın ağzından;;
""Hadi hayırlısı"" diyebilirdim ancak. Hem ne yapacaktım ki karşı binaya yeni insanlar taşınıyorsa. Gidip kapılarının önünda nöbet mi tutucaktım gelsinler diye?? Bir araba geldi. Yeni komşular.""çok sevimlilermiş hemen gidip tanışmalıyım""asla demem. Neyse banane.
-Kübraaa! Kübraaaa! Kübraaaa! Kübraaa! Kübraaaa!!
-ismimi ezberliyo olmamlı. Efendim meltem.
-Gelsene seksek oynayalım.
-Tamam ama önce tebeşir bulmalıyız!
-Tamam yeni binanın ordan alalım.
-Eğer kaldırımdan kalkarsan gidip alırız.
-Çok uyuzsun.
-Her zamanki gibi mükemmel iltifat ediyosun.
-Her şeyle dalga geç zaten
Ben böyleydim işte hayatı asla takmazdım. İnsanlarla dalga geçmek en büyük hobimdir. Üzülüp üzülmemelerini asla umursamazdım. Beni kabul eden böyle kabul etsin.
Tebeşirleri almaya gittiğimizde bir kız ve bir oğlan o koca lanet ağızlarıni açıp konuşmaya başladılar:
-Hey niye burdan taş alıyorsun burası bizim kapının önü.
-Sanane ya
-Sus ya dörtgöz diyip sinirli sinirli baktı dil çıkarıp arkamı döndüm ve gittim.
Uyuz kız ya yanindaki cüceyle bir olmuş artislik taslıyor. Ama o görsün ben onlara neler yapıcam. Pis lanet uyuz. Dörtgöz müş sanki isteyerek takıyoruz bu lanet şeyi sonra doktor kılıklı adam dediki:
-Eğer gözlüğünü sürekli takarsan kısa süre sonra hiç takmazsın.
Bende doktora uyuyorum kardeşim. Adam boşuna yıllarca okumamış. Vardır bir bildiği.
Ayrıca bana dört göz diyene bak. Saçlarını saatlerce ütülesen yinede düzelmez. Allahın bonusu.
