11.Bölüm

72 13 11
                                    

Kahretsin cidden nasıl bu kadar güzel olabiliyor. Kendimi toparlayarak ya da toparlamaya çalışarak selam verdim.

Mina " hoş geldin bu arada hadi gel içeri geçelim."

Hep beraber içeri girdiğimizde koltuklara geçerek oturduk. Havadan sudan sohbet ederken film seçmeye çalışıyorduk. En sonunda komedi filminde karar kıldık. Mina mutfağa atıştırmalıkları hazırlamaya giderken bende içecekleri getirmesine yardım ettim. Film başlıyordu.

Herkes içeceklerini almış ve içmeye başlamıştı. Mina ve arkadaşları içki içmiyordu ama bizim grup sömürüyordu.

Herkes filme odaklanmış izliyordu. Arada bir evi kahkahalar dolduruyordu. Film bitince sohbet etmeye karar verdik. Bir yandanda içkimi yudumluyordum ki biri şişeyi çekip aldı. Şişeyi Mina almıştı. Kulağıma eğilerek fısıldadı. Kulağıma değen dudaklarıyla içim titremişti.

Mina " yeter içme bu kadar endişeleniyorum."

Şaşırıp kaldım. Mina benim için endişeleniyor muydu? Sırf o istedi diye o akşam başka içmedim. Saat geç olunca biz kalkmaya karar verdik. Kapıya doğru ilerleyince Sana bağırdı.

Sana " Güle güle oduncuk ve arkadaşları." Dedi gülümseyerek.

Oduncuk olarak Tzuyu kastetmişti. Sesinden de anlaşıldığı üzere büyük ihtimalle sarhoştu. Çok içmemişti aslında.

Herkes Sana'ya gülmüştü. Bizde daha fazla oyalanmadan eve gittik. Kızlara bu durumu sonra anlatmaya karar verdim. Eve gidip direkt yattım.

Sabah kalktığımda hazırlanıp evden çıktım. Şirkete girmek istemiyordum çünkü çalışma çok sıkıcıydı Mina hariç. Şirketi cidden yönetebilecek miyim bilmiyorum. Umarım yönetebilirim. Şirkete girdiğimde babam beni gülerek karşladı. Alışkın değildim bana gülmesine. Çok hafif tebessüm ederek odaya geçtim.

Mina benden önce gelmişti ve oturuyordu. Bir şeyle ilgilendiği için beni farketmemişti. Ona bakarken açık camdan gelen rüzgarın sarı saçlarını uçuşturduğunu gördüm. Kahretsin ölücem galiba. O harika, bir melek gibi. Daha fazla orada durup mal mal Mina'ya bakmaya devam edersem beni farkedebilirdi. Geçip sandalyeye oturdum. Kafasını bana çevirerek gülümsedi. Bende ona gülümsedim.

Mina " gamzelerin çok tatlı Chaeyoungieee."

Chaeyoung " T-teşekkürler."

Aman tanrım kalbim attığını bile hissedemiyorum. Bana nasıl seslendi öyle. Kalbim içerde titredi resmen. Karnımdaki kelebek her tarafa çarpıyor sanki.

...

Sonunda bitmişti gerçekten yoruldum. Öğle yemeği için beraber aşağıya indik. Bizimkiler yine aynı masaya oturmuşlardı. Bizde yanlarına giderek oturduk. Masada Tzuyu yoktu. Aklıma ilk Sana'nın onu öldürebileceği geldi. Yok be o kadar da değil. Umarım değildir.

Chaeyoung " Tzuyu nerede?"

Dahyun " Onun çekimi biraz uzun sürdü gelir birazdan."

Kafamı salladım ve yemeye başladım. Biraz sonra Tzuyu gelmişti. Sana direk yüzünü buruşturuyordu.

Gerçekten aralarındaki ilişki dışardan komik gözüküyordu.

Jihyo " Umarım aranızdaki şey çözülmüştür." Dedi Sana ve Tzuyu'ye bakarak.

Sana " merak etme unnie oduncuk biraz huysuz olsa da geçti."

Tzuyu " ben mi huysuzum asıl sen her şeye bir şey buluyorsun."

Sana " ben mi her şeye bi-

Jihyo " tamam durun. Bir dakika oduncuk ne?"

Tzuyu " saçma bir lakap işte."

Sana " hayır saçma değil tam olarak Tzuyu'yi anlatıyor."

Tzuyu " Offff."

Jihyo " anlaşılan siz hâlâ çözememişsiniz."

...

Nayeon

Yemek yedikten bir süre sonra Bay Son beni yanına çağırdı. Kapısını tıklatıp içeri girdim.

Nayeon " Buyrun Bay Son."

Bay Son " Nayeon sana bir teklifim var. Seni Bayan Jeongyeon'un departmanına göndermek istiyorum. Zaten şirket aynı sorun olmaz değil mi?"

Nayeon " yok sorun değil."

Bay Son " orada hangi bölümde çalışacağına Bayan Jeongyeon karar verecek."

Nayeon " tamam teşekkürler."

Odadan çıkıp eşyalarımı topladım. Bizimkilere de haber verip diğer departmana geçtim. Burayı çok bilmiyordum. Eşyalarımı bekleme koltuklarına koydum ve Bayan Jeongyeon'un odasına gittim. Kapıyı çalarak içeri girdim.

Jeongyeon " Hoş geldin Nayeon."

Nayeon " hoş buldum Bayan Jeongyeon."

Jeongyeon " Benim bir asistana ihtiyacım vardı sana uygun mu?"

Şaşırdım asistanlık yapacağımı bilmiyordum.

Nayeon " tabii uygun."

Jeongyeon " eşyalarını şuraya koyabilirsin. " diyerek odanın içindeki başka bir masayı gösterdi. Asistan yeriydi herhalde.

Eşyalarımı alıp yerleştiririyordum. Şimdi biz aynı odada mı çalışacağız. Neyse yapıcaz artık. Ekmek parası. Masaya oturup işleri yapıyordum. Bayan Jeongyeon bana yapman gereken her şeyi göstermişti. Saate baktığımda çıkış saatine 10 dakika kalmıştı sonunda. Sandalyede gerilerek rahatlamaya çalıştım. Kollarımı tekrar önüme indirdiğimde Bayan Jeongyeon bana bakıyordu. Off çok utandım şuan. Gülerek önüne döndü.

Ben tek başıma çalışmaya alışkınım al bak işte rezil olduk. Off of. Neyse.

Jeongyeon " hadi hazırlanda çıkalım."

Başımla onaylayarak bilgisayarı kapatıp. Çantamı da alarak odadan çıktık.

Nayeon " iyi akşamlar Bayan Jeongyeon."

Nayeon " iyi akşamlar Nayeon ama mesai dışında resmi konuşmana gerek yok."

Gülümseyerek onayladım. Bizimkiler gelince arabaya binip eve gittik. Sonunda.

Chae

Eve geldiğimde acaba Mina'ya açılsam mı diye düşünüyordum. Eğer reddederse ne yapacaktım. Bir daha benle konuşmayabilir. Off. Aşk ne kadar zormuşsun.

Selâmlar umarım beğenmişsinizdir ve iyisinizdir. İyi akşamlar.

Company Love~Michaeng~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin