1🫧

68 8 25
                                    

Yatağımda oturmuş dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına sarmıştım. Kulağımdaki kulaklığım ve kulağımın içini dolduran şarkı içeride yine kavga eden ailemin sesini bastırıyordu. Bu durumlarda beni kurtarabilecek tek şey şarkı dinlemekti.

Hele de bu şarkı Silent Cry ise...

Annemler yine saçma sapan bir konu için oldukça büyük bir kavga çıkarmışlardı. Biraz sonra babam kendini tutamayacak ve sinirlenip sırf anneme zarar vermemek için içmeye gidecekti. Sabaha kadar da gelmeyecekti. Artık ezberlemiştim.

Çok geçmeden babam düşündüğüm gibi sinirlenerek evden çıkmıştı. Kapının sesi kulağımda kulaklık varken bile bana ulaşmış, irkilmeme neden olmuştu. Tamam bu birazcık fazlaydı sanırım.

Biraz sonra annemin ayak seslerini duyunca oturmayı bırakıp yatağıma uzandım ve yorganı kafama kadar çektim.

"Yeji? Uyudun mu kızım?"dedi, sesinden hala biraz sinirli olduğunu anlamıştım.

Derin bir nefes aldım. Şu an onunla gerçekten konuşmak istemiyordum.

Yine kavga ettikleri için özür dileyecek, bir daha ben evdeyken olmayacağını söyleyecekti. Ben ne yapacaktım peki? Eh, inanacak ve onları affedecektim. Ama bugün artık gına gelmişti. İkisiyle de konuşmak istemiyordum. Konuşmayarak Silent Cry'ı dinlemeye devam ettim. Annemin pes ederek gitmesini beklerken o beni şaşırtıp ayak ucuma oturmuştu. Ne diyeceğini merak ettiğim için şarkımı durdurdum ama yorganı çekmedim.

"Senden defalarca kez özür dilediğimi biliyorum Yeji. Ama sanırım bu hiç onarılamayacak bir şey. Sanrım..."devamını getiremeden ağlamaya başladığını burun çekmesinden anlamıştım.

"Sanırım artık bensiz yaşayacaksın Yeji. Bensiz baban ile birlikte. Artık daha fazla katlanabileceğimi sanmıyorum çünkü. Hem o, hem ben gün geçtikçe daha da çok kırıyoruz birbirimizi. Sanırım boşanmak en iyi çözüm yolu."deyip derin bir iç çekti.

Gözlerim yorganın altında kocaman olurken zorlukla yutkundum.

Boşanmak mı?

"Kızacaksın, belki de benden ölümüne nefret edeceksin ama inan umurumda değil. Artık ben de mutlu olmak istiyorum biraz olsun yüzüm gülsün istiyorum.Umarım beni anlarsın canım."dedi ve kalkıp odadan çıktı.

O çıkar çıkmaz ben de yorganın altından çıktım. Gözlerim hâlâ kocamandı. İnanamıyordum.

Boşanmak.

Sonucunun ne olacağını bilmeden sadece kendilerini düşünüyorlardı. Peki ben ne olacaktım? Bir onun bir bunun yanına mı gidip gelecektim?

Tamam ailem sık sık kavga ederdi. Ama hiç boşanmak isteyeceklerini düşünmemiş, aklımın ucundan bile geçirmemiştim.

Hızlanan kalbim biraz sonra nöbet geçireceğimin habercisiydi.

Kim beni yanına alacaktı?

Gittikçe daha da stres oluyor ve kalbimin daha da hızlanmasına sebep oluyordum. Kulaklıklarımı yırtarcasına kulaklarımdan çıkarıp odanın bir köşesine fırlattım. Tabii ucunun takılı olduğu telefonumda onunla beraber odanın öbür ucuna uçmuştu.

Nefes alışlarım hızlanmış,kalbim deli gibi atmaya başlamıştı.

En sonunda da iki yıldır benimle olan epilepsi hastalığımın nöbeti beni ziyarete gelmişti...

***
Açıkçası pek bir umudum yok sevileceğine dair ama yine de birilerinin okuduğunu bilmek beni iyi hissettiriyor. Beğenmeseler de olur yeter ki okusunlar :)

Görüşürüz 🫧

Dandelion [ Hwang Yeji x Hwang Hyunjin ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin