0.1

43 13 47
                                    

Başlama tarihlerini buraya alayımm
👉🏻13.08.2023

                      0.1

"Rüzgar güllerini severim. Rengarenktirler, bazen bir evin balkon demirlerinde  görürsünüz onları, bazen yol kenarında köfte ekmek satan o köfteci dükkanının önünde, bazen de bir çocuğun elinde onun minik üflemeleriyle dönüp dururken. Nerede oldukları fark etmez, hep dönerler. Rüzgar onlara dokundukça dönerler. Ama içlerinde hüzün de barındırır o rüzgar gülleri. Belki de bir çocuğun annesinden ısrarla isteyip bir türlü aldıramadığı o minik hayal kırıklığıdır o rüzgar gülü. Çocuğun içine oturur onun eksikliği, bir parçası hep elinde dönemeyen o rüzgar gülünde kalır. Yaz günlerini ve hayal kırıklıklarını hatırlatır, Mutluluğu ve sürekli dönmekten başka hiçbir şey yapamayacak olmanın hüznünü. Kısacası çok şey anlatır rüzgar gülleri, onları anlamak için dönüşlerindeki o naif ezginin notalarını çözümleyebilmeniz gerekir."

9 Ağustos 2022
(Olympos Otel, Antalya)

"Rüzgar, sen hazırsın değil mi? Baban akşam yemeğine geç kaldık yiyecek hiçbir şey kalmadı diye söylenip duruyor."

"Tamam, şu küpemi de takayım hazırım geliyorum."

Otel tatillerini severim aslında, yanmak, deniz, kum, güneş, yakışıklı rus çocuklar.. Ama şu açık büfede yiyecek bir şeyler bulabilmek için Survivor'da beş haftadır yemek ödülü alamamış gönüllüler takımı gibi koştur koştur yemeğe yetişme olayını bir kaldıralım artık ya. Vallahi yoruyor insanı. Hele de benim gibi hayatın tadını yavaş yavaş almaya bayılanlardansanız tam bir eziyet.

"Rüzgar, biz çıkıyoruz kızım abin de bizimle geliyor, sen de artık arkamızdan gelirsin yemeğe"

"Ya hayır durun, vallahi geliyorum iki dakikaya"

Hızlıca küpemin diğer tekini de takmaya çalışırken masanın üstündeki telefonumun ekranı açıldı.

*İnstagram: @cagandemiroz_1907 sizi takip etmek istiyor.*

" Ya da tamam, siz gidin ben gelirim sonra"

"Senin gelmene de biz kalkıyoruz yalnız canım ya"

"Öyle mi canım abim ya, tüh çok üzüldüm yıkığım bak şuan. Kalk git yemeğini ye be adam, akşamleyin yemeğini ye de git."

Kahkaha atarak kapıyı kapatan abimin ardından telefonumu elime aldım. Benim bildiğim kadarıyla Çağan adında bir tanıdığım falan yoktu. Abimin arkadaşıdır falan desem, yok sanmıyorum. Olsaydı kesin üç günde onunla da arasını bozar sonra eve gelip saatlerce çocuğu nasıl dövdüğünden falan bahsederdi muhtemelen. Canım abim biraz uyumsuzdur da. Biraz.

Onlar odadan çıktıktan sonra İnstagram'ı açıp bildirim kutuma girdim. Hesabı açıp incelemeye başladım ama pek bir bilgi bulamadım. Profil fotoğrafı falan yoktu, biyografi kısmına da sadece 1907 yazmıştı. Bomboş hesaba bakarak çocuğu hatırlamaya çalışıp olağanüstü bir çaba gösterirken üstten bir bildirim daha geldi.

*@cagandemiroz_1907: Eee, kabul etmiyor musun isteği?*

Mesaja tıklayıp cevap verdim.

@ruzgarkocakli:

@cagandemiroz_1907: Ben insan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@cagandemiroz_1907: Ben insan

@cagandemiroz_1907: Sen insan

@cagandemiroz_1907: Biz tanışmak

@ruzgarkocakli: Ben seni tanımamak?

@cagandemiroz_1907: Tanışmamız için zaten beni tanımaman gerekiyor ya.

@ruzgarkocakli: He öyle miymiş ya

@cagandemiroz_1907: Öyleymiş ya.

Ona cevap verip saatlerce dalga geçmek isterdim ama gözüm telefonun saatine kaydığında eğer daha fazla odada kalmaya devam edersem hiçbir şey yiyemeyeceğimi fark edip aşağıya inme kararı aldım.

Birkaç dakika sonra.

Otelin restoranına indiğimde gözümle annemlerin oturduğu masayı aramaya başladım. Ama nasıl bir masaya oturmuşlarsa artık, zaten backrooms gibi olan restoranda onuncu turumu attığım halde bulamıyordum. Artık onları bulma umudumu tamamen kaybetmiş bir hâlde kendime oturacak bir masa bulmaya çalışırken bir iki adım uzaktan gelen sese doğru döndüm.

"Dedemlerin köyünde kurban kesmeye gittiğimizde gördüğümüz kurban edilmeyi bekleyen sarıkız gibi görünüyorsun tam şu an."

"Abi yat kalk dua et şu oteldeki kimse doğru düzgün türkçe bilmiyor, yoksa şu an ciddi anlamda burada hiç hoş şeyler yaşanmazdı."

"Çok konuşuyorsun sen, gel kurbanlık bizim masa şu tarafta."

İçimdeki abinin hayatını kaydır ya da sessizce masana git ve yemeğini ye savaşına bir son vererek arkasından yürümeye başladım. Bir yandan da kafam o adının çağan olduğundan bile net emin olamadığım, guzelprenseshulya.234 hesabından bile daha fake duran o hesaptaydı. Yani kardeşim gel yarın Fenerbahçe'nin sarı kanaryası olarak işe başla ne bu 1907 sevdası?

Bunları düşünürken her zaman yaptığım gibi görme duyumu tamamen kapatmışım, beynim hem düşünüp hem görmek için kendini yoramayacak kadar değerli çünkü. Ne olduğunu tam anlamadım ama gördüğüm en son şey abimin hızlı yürürsen belli olmaz, diyerek zorla aldırdığım çakma Nike terlikleriydi.

Gözümü açtığımda yerdeydim ve tüm restoranın bana "Koskoca kız olmuş önünü mü göremiyor bu gerizekalı" cümlesini içinde barındıran acıma temalı bakışlar attığını daha kafamı kaldırmadan görebiliyordum. Bir süreliğine kafamı kaldırmayıp ben de kendimi tanımıyormuş gibi mi yapsam acaba diye içimden geçirdikten sonra cesaretimi toplayıp kafamı kaldırdım.

Ve bir iki masa arkamızdan ne yaptığımı anlamaya çalışan bakışlarıyla onu gördüm.



The end.







Hikayeyi nasıl bulduğunuzu yorumlarda belirtmeyi unutmayınız efenimmm 💗👍🏿

Rüzgar Gülü | Yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin