3

524 75 86
                                    

...

Bodrum kattan yankılanan çığlık sesi ile elindeki kitabını bırakıp, hızla odasından çıkıp aşağıya inmeye başladı, kızıl saçlı adam.

Bodrum katına indiğinde gördüğü görüntü ile kaşları çatıldı.

Çocuk, kadının elinden kurtulmaya çalışıyordu.

Hızla koşup kadının kollarındaki çocuğu kolundan tutup kendine çekti. Çocuk boynunu tutarak ağlarken kızıl saçlı o'nu dışarı çıkarıp kadının bulunduğu odayı kilitlemişti. Hâlâ boynunu tutarak ağlayan çocuk dengesini kaybediyordu. Bulunduğu yerde sendeliyor, baş dönmesi yaşıyordu. Gözleri kararırken havalandığını hissetmişti.

Kucağına aldığı baygın çocuk ile yukarı çıkmaya başladı kızıl saçlı.

En üst kata odasına girmiş ve çocuğu yatağının üzerine bırakmıştı. Burnunu iki deliğe yaklaştırdı. Bir kaç kere kokladı. Ayağa kalkıp tekrar bodrum kata indi. En son odaya girip kan dolu poşetlere baktı. Üzerindeki etiketlerden 'B Rh+' kan grubunu arıyordu. Bulduğunda eline alıp odadan çıkmıştı. Çocuğun bulunduğu odaya hızlı adımlarla geldiğinde kan poşetini masaya bırakıp masanın çekmecesinden bir şırınga çıkarmıştı. Şırınganın ambalajını açıp iğnesini takmış, kan dolu poşetinde ağzını açıp şırıngayı doldurmaya başladı.

Şırınganın yarısı dolunca poşeti kapatıp hızlı adımlarla yatakta baygın halde yatan çocuğa yaklaşmış, şırıngayı biraz sıkıp iğnenin deliğini açmıştı. Çocuğun damar yolunu bulup şırıngayı batırmış ve kanı enjekte etmeye başlamıştı.

Şırıngayı çekip ağzını kapattı ve masanın yanındaki çöpe attı. Enjekte ettiği kan damarlarında dolaşmaya başlamışken damarlardan akıp geçen kanın sesi kulaklarını şenlendiriyordu âdeta. Yine masasının çekmecesini açıp içinden küçük bir şırınga ve bir ilaç çıkarıp çekmeceyi kapatmıştı. Küçük cam şişenin kapağını açıp içinden bir miktarını şırıngaya çekip şişeyi kapatmıştı. Tekrar çocuğun yanına gelip bu sefer kafası yan yatmış olduğu için görünen şah damarına saplamıştı iğneyi.

Enjekte eder etmez şırıngayı çekip ağzını kapatmış ve çöpe atmıştı. O'nu ısıran vampir zehrini de akıtmıstı. Ve sonraki vurduğu iğnede bir çeşit kanına karışmış zehri temizlemek adına kullanılan bir ilaçtı.

Çocuk henüz uyanmamışken odadan çıkıp bodrum katına inmişti. Kilitlediği odanın kapısını açıp içeride kafasını duvara vuran kadına bakmıştı. Kapıyı ardından çekip kapatmış, kadına doğru ilerlemeye başlamıştı. Pürüzlü duvar kafasını mahvetmesine neden olurken bunu engellemek adına iki elini de kadının omuzlarına koyup duvardan uzaklaştırmış odada bulunan yatağa doğru sürükleyip yatağa yatırmıştı. Yatağın demir başlığındaki kelepçeleri kadının ince bileklerine geçirip yatağın yanı başındaki demir sandalyeye oturmuştu.

"Şunu yapmayı kes artık Shin Ryujin."

"K-kan... Kana i-ihtiyacım v-var."

"Biliyorum, fakat henüz iyileşmeden kan içemezsin."

"İ-iyiyim ben! Ahh!"

Başına giren şiddetli ağrı ile gözlerini kapatıp geri açmıştı. Kıpkırmızı olan gözlerinden kanlar akarken kafasını iki yana sallayıp ayağa kalkmış, kadının çıkardığı serumu kelepçeli ince elinin üzerinde açılmış damar yoluna tekrar takıp odadan çıkmıştı kızıl saçlı. Çıkarken kapının kilidini de iki kere çevirmişti.

Ormanda melez vampirler tarafından saldırıya uğramıştı Ryujin. O yüzden bu haldeydi. Hyunjin tesadüf eseri Ryujin'i bulmuştu ve bir şekilde ölümden son anda kurtarmıştı.

Çocuğun bulunduğu odaya girdi. Sarışın hâlen baygındı. Yaptığı iğne kanındaki zehri tamamen olmasa da büyük bir kısmını temizlemişti. Kanının kokusundan anlamıştı kızıl saçlı.

Çocuğa bakmayı balkona çıkacağı esnada işittiği ses ile yerinde durmuş, çocuğa doğru dönmüştü.

"Hocam?"

"Oh Felix, uyanmışsın."

Yerinde doğrulup ağrıyan ve dönen başını umursamadan ayağa kalkıp Hyunjin'e doğru adımlamıştı.

"O kadın... N-neden o şekildeydi?"

"Hmm o sadece hasta."

"Peki... Artık beni evime götürür müsünüz?"

"Hava karanlık. Bu karanlıkta bir yere gidemeyiz."

Aslında bu bir bahaneydi. İşin aslı kanında hâlâ birazda olsa zehir olması. Yaptığı iğne zehrin büyük bir kısmını temizlemiş olabilirdi. Fakat hâlen kanda bulunan zehir gün geçtikçe daha da büyüyecekti. Bu yüzden kontrol amaçlı bu çocuğu evinde tutmalı, o'nun haberi olmadan ilaçlarla tedavi edecekti.

"Aması yok Lee Felix."

Kesin ve net bir sesle konuşması ürkütücü gelmişti sarışına. İstemese de kafasını hafifçe aşağı yukarı sallamış, odadan çıkmak için yeltenmişti.

"Nereye?"

"Uyuyacağım?"

"Gel burada uyu."

"Neden ki?"

"Gel Felix."

"Ama-"

Keskin bakışlarını çocuğun gözleri ile buluşturduğunda, çocuk sertçe yutkunarak yatağa adımlamıştı. Adam ise odadan çıkmıştı.

Kütüphanesine gidip bir kitap seçmiş ve oradaki rahat koltuğa bırakmıştı kendini.

Fakat bir sorun vardı. Küçük çocuğun düşünceleri yüzünden kitaba odaklanamıyordu. Çocuğun içindeki huzursuzluk kızıl saçlı adama da yansıyordu.

Kendini rahatlatmak için şarkı mırıldanmaya başladı sarışın çocuk.

Eşsiz sesi kulaklarını şenlendiriyordu.

"You can be the boss, daddy."

Şarkı sözlerini mırıldanırken ki kalın sesi, bambaşka bir boyuttu âdeta.

Kitap okumayı bırakıp çocuğun mırıldanmasını dinlemişti.

_

Sabah

"İyi uyudun mu?"

"Hmhm. Artık evime gidebilir miyim?"

"Hmm..."

Çocuk koltukta oturup parmaklarıyla oynarken konuştuğunda, adam yavaş adımlarla çocuğun arkasına geçmiş ve elinde tuttuğu küçük şırıngayı daha sıkı tutup çocuğa doğru eğilmişti.

"Sanırım bir süre benimle yaşamalısın küçük çocuk..."

Sıcak nefesini çocuğun kulağına doğru vererek ağzından dökülen kelimelerin ardından hızla iğneyi sarışın çocuğun boynuna saplamıştı.

"İyi uykular."

...



§

Suprise Btch

You can be the boss, daddy>>>>

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Neyse

Kendinize çok iyi bakın sağlıcakla kalın

Oylamayı ve yorumlamayı unutmayın

Görüşürüz öpüldünüz Muah!

Sınırı kaldırdım diye oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin.

Warm Heartbeats | Hyunlix DaddykinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin