...
Hiç birşey hatırlamıyordu. Ne bu karşısında duran ve söylediğine göre sevgilisi olan adamı ne de başka birşeyi.
"B-ben.."
"Ah bebeğim... Galiba kafanı fazla sert çarptığından dolayı hatırlamakta zorluk çekiyorsun. İyi misin şuan? Ağrın falan var mı?"
Karşı koyamıyordu. Onu kırmak da istemiyordu. İçindeki bir dürtü hiç birşey hatırlamasa da hatırlıyormuş gibi yapmaya itiyordu. Dinlemek istemese de bu dürtüler onu dinlemeye zorluyorlardı.
"H-hayır, yok."
"Oh sevindim. Hadi gel kahvaltımızı yapalım."
Adam gülümseyerek önden gittiğinde, sarışın hala yatakta oturuyordu. Bir şeyleri hatırlamaya çalışıyordu.
Kızıl saçlının deyimine göre sevgililerdi. Peki neden o adama karşı hiçbir duygu hissetmiyordu? Başına bir darbe alsa bile insan kalbi sevdiği kişiyi unutur muydu?
Bu imkansız.
Hatırlamasa bile sevdiği kişiyi görünce kalbi maraton koşusuna çıkar, içinde bir yerlerde kurumuş çiçeğin yeniden yeşerdiğini hissederdi.
Ama bunların hiç birini hissetmedi.
_
"Bebeğim, tabağına hiç dokunmamışsın. Beğenmedin mi?"
"Hayır, sadece iştahım yok."
"Pekâlâ... Bir şeyler yapmak ister misin?"
"Ne gibi?"
"Hmm... Film izleyebiliriz, ders çalışabiliriz..."
"Dışarı çıkalım."
"Tamam, gidip hazırlan o hâlde."
Hiçbir şey demeden masadan kalkıp merdivenlere yöneldi. Bodrum kattan gelen büyük bir nesnenin düşme sesi evde yankılanmıştı. Bodrum kata inen merdivenlere anlamsızca bakmıştı. Yanında aniden beliren beden ile korkarak sendelemişti.
"O da neyin nesiydi?"
"Bakacağım, sen giyin bodruma sakın inme. Tamam mı?"
Ona karşın söz dinleyen bir çocuk ol.
Zihninde yankılanan sesler ile bir kaç saniye duraksamıştı. Kızıl saçlının gözlerine takılı kalmıştı. Kendine geldiğinde hafif titrek bir sesle "Tamam." demiş ve yukarı çıkmaya başlamıştı.
Beyninde yankılanan sesi çözememişti.
Çocuğun yukarı çıktığından emin olup bodrum kata inmişti. Ryujin'in bulunduğu odanın kilitlerini açmış içeriye adımını atmıştı.
Delirmiş gibiydi. Zincirlerini kırmıştı. Kan poşetleriyle dolu olan dolabı yıkmıştı. Poşetlerin bir kısmı patladığı için oda yine kan gölüne dönmüştü.
Ryujin ise yerde bağdaş kurmuş kanlı parmaklarını yalıyordu.
Kadının yanına yürüyüp tam karşısında durmuştu.
"Shin Ryujin."
İşittiği ses ile kafasını kaldırmıştı. Ağzındaki parmağını çıkardığında çıkan ıslak ses yankılanmıştı odanın içinde. Ayağa kalkıp kendinden biraz uzun bedene bakmıştı kırmızı irisleriyle. Dilini kanlı keskin dişlerinin üzerinde bir tur gezdirip kanlı dudaklarını aralamıştı.
"Hwang, Hyunjin." Tane tane, yavaş yavaştı konuşması. "Burada ki, şuan iki üst katımda bulunan insanı getir bana."
"Ben kimseden emir almam, Shin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Warm Heartbeats | Hyunlix Daddykink
Fanfiction"Sıcak kalp atışlarında kayboluyorum." ... [ARA VERILDI.] !Rahatsız olanlar okumasın!