"Noona, dalga geçmeden söyleyeceklerimi dinlemen lazım."
Şeftali aromalı buzlu çayımdan bir yudum alarak bağdaş kurmuş bir şekilde karşımda oturan kardeşime çevirdim bakışlarımı. "Ne anlatacağına bağlı." Gözlerini devirip sesli bir soluk verdiğinde gülerek ayağımın ucuyla dizini dürtükledim. "Tamam tamam, anlat."
"Nasıl başlasam ki..." Dudaklarını gergin bir ifadeyle dişleyerek etrafına bakındıktan sonra derin bir nefes alıp gözlerini yüzüme dikti. "Bir kız var-"
"Yang Jungwon!"
Yüksek çıkan sesim yüzünden gözlerini sıkıca yumarak başını öne eğdiğinde ona uzanarak heyecanla omzuna vurdum.
"Noona..."
Dudaklarımdaki kocaman gülümsemeye engel olamazken ben de onun gibi bağdaş kurup ilgimin tamamen onda olduğunu gösterdim. "Anlat hadi!"
Başını kaldırarak umutsuz gözleriyle bana baktığında heyecanıma yenik düşüp kıkırdamıştım.
"Bak şimdi, bu kızla aynı dersleri alıyoruz. Sürekli göz göze geliyoruz ve nereye gitsem o da orada oluyor. Birkaç defa konuşmuşluğumuz da oldu ama hareketlerinden bana ne anlamda yaklaştığını anlayamıyorum."
Buzlu çayımdan aldığım yudumumu yarıda bırakıp hafifçe kaşlarımı kaldırdım. "Sen bir şeyler hissediyor musun?"
Başını hafifçe yana yatırarak bir şeyleri kafasında tartıyormuş kaşlarını çattığında beklentiyle irileşen gözlerime, birbirine bastırdığım dudaklarım katılmıştı. "Yani, hoş kız."
Tiz, heyecanlı çığlığıma engel olamayarak yerimde kıpırdandığımda plastik bardağımı düşürmemek için çimlerin üstüne bıraktım. "Fotoğrafı var mı?"
"Hayır, yok. Anlattıklarıma odaklansana sen."
Hafifçe boğazımı temizleyerek yüzümdeki heyecanlı ifadeyi silmeye çalışıp başımı salladım. Doğru kelimeleri bulmaya çalışıyormuş gibi gözlerini yolduğu çimenlerde gezdirdi biraz.
"Aslında daha samimi olmak istiyorum ama biliyorsun ki her şeyi söyleyemem. Belki de kim olduğumu biliyor ve o yüzden yakın davranıyor. Beni kullanmak için de olabilir sonuçta."
"Hemen bir sonuca varma, Jungwon." Esen ılık rüzgarla uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp sözüme devam ettim. "Nasıl biri olduğunu bilmiyorsun sonuçta. Paraya önem vermeyen ve cidden iyi biri olabilir. Denemeden bilemezsin."
"Orası öyle." Alnına dökülen siyah saçlarını parmak uçlarıyla geriye tarayarak derin bir nefes alıp verdi. "Biraz korkmuyor da değilim."
"Önce bir tanımaya çalış, arkadaşlarınla falan yemek yemeye gidin bir yerlere. Nasıl yerler seçiyor ya da hangi mekanlarda yemek yemeyi öneriyor onlara bak." Hafifçe omuzlarımı silkip buzlu çayımdan ufak bir yudum aldım. "Zaten zaman geçtikçe ve tanıdıkça anlarsın, emin ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
again, chaconne now • enhypen
Fiksi Penggemar"açılan bir çatlak, samimi bir gülümsenin her şeyi kolaylaştırdığı ufak dünyama çağırdı seni" •enhypen by rubynimm 6.13.23