Gizemli kutu

392 64 73
                                    

HERKESE MERHABAAA
Sizi beklettiğim için çok özür dilerim bilgisayarımdan yb atıyorum artık. Son Bölümde neler olduğunu unutanlar koşup okusun gelsinn

Yeni instagram hesabım @iheartskzficc iyi okumalarr<3 Destekleriniz icin çok teşekkür ederim



Jisung'un anlatımıyla
Sabah uyandığımda yatağımda kendimi üzerim örtülmüş bir şekilde bulmuştum. Dün gece Minho ile film izliyorduk. Bugün annemlere gidecektim. Uzun zaman olmuştu ve ailem ile fazla zaman geçiremiyordum, bazen onlara ulaşamıyordum bile. Duş almak için lavaboya girmiştim. Çıktığımda belime havlumu sarıp, yaş saçlarım ve kırmızı yanaklarımla mutfağa dalmıştım. Masaya baktığımda, Minho'nun kahvaltıyı hazırladığını görüp sevinmiştim. Minho mutfakta değildi, bu yüzden sofraya oturup hazırladığı kahvaltıyı yemeye başladım.

Mia'ya mamasını verirken üşüdüğüm için üzerime bir şey giyecektim. Odama çıktığımda Minho ordaydı. "Günaydın" demişti beni gördüğünde. "Günaydın Minho" diyip sıcak bir gülümseme sunmuştum, o ise gözlerini hafifçe büyütüp bir an dalmış gibiydi hemen ardındanda gülümsemişti. Aynı bir telefon donup kalmış gibiydi. Güncelleme falan mı oluyordu? Bu haline biraz gülmüştüm.

"Uyandıracaktım aslında." diyip saate bakıyordu. "Evet erken uyandığım için duş almıştım, annemlere gideceğim birazdan. Bir de kahvaltı ettim az önce, eline sağlık." belimde havluyla ve tişörtsüz karşısında olduğum için biraz utanmıştım ama o robot olduğu için tabii ki de umursamamıştı, ben de pek takmadım. "Evet, bahsetmiştin. Ben oturma odasında bekleyeceğim, giyindiğinde seni bırakırım." "Tamam, bir de Jeongin ile kalacaksın" başını olumlu anlamda sallayıp, odadan çıkmıştı.

Dolabımdan giyecek bir şey seçip, saçlarımı yapıp ve tirnaklarima koyu mavi oje sürüp oturma odasına doğru gitmistim. Hoş olmuştum. Oturma odasından sesler geliyordu ve telefonum Minhodaydı. "Jeongin arıyor" diyip telefonu bana uzattı. "Alo?" "Alo Jisung yine bir sürü başvuru gelmiş, sana dosyaları atacağım sonra bakarsin." "Tamam akşam bakarım"

Çantama sadece lazım olan şeyleri koyup, Mia'yı da alıp çıkmıştık. Yol uzun sürdüğü için Minhoyla birbirimize sorular soruyorduk. Tabii o daha da hızlı cevaplıyordu, düşünmesine bile gerek yok. Direksiyonu bir robota vermiş olmak, biraz ürkütücü olabilir ama Minho zaten iyi programlanmıştı, iyi kullanıyordu ve bu yüzden kendimle gurur duyuyorum .Soru sorma sırası şimdi ondaydı, biraz heyecanlanmıştım. Bir robot bana ne sorabilirdi? zaten her şeyimi biliyordu.

"Neden ismimi Minho olarak koymaya karar verdin?" Benimle konuşurken ara sıra bana bakıyordu ama yola da dikkat ediyordu. Aslında iyi bir soru sormuştu. Neden ismini Minho olarak koyduğumu bende bilmiyordum. "İsmi sevdigim için koydum galiba pek emin degilim veya aklıma ilk o gelmişti." Mianın da M ile başladığını fark etmiştim. 

Bu sefer bir matematik sorusu sormuştu. Matematiğim tabii ki de iyi ama şu anda beynimi kullanmak istememiştim. "Başka bir şey sor"

(...)

Sonunda park edip, vardığımızda sırt çantamı bir koluma takıp Mia'yı almıştım ve arabadan inmiştik, Minho'da indi "Biraktığın için sağol" "Rica ederim, döndüğünde yine seni alabilirim. Jeongin'e haber verdiğinde gelip alırım." "Tamam haber veririm" kollarımdaki Mia'yi okşuyordu. "Her gün daha da hızlı büyüyor" diyip tekrar bana bakmıştı. "Evet, haklısın" "Hadi içeri gir, dikkat et." demişti bende başımı olumlu sallamıştım. "Görüşürüz" "Görüsürüz Jisung"

Minho tekrar arabaya binmişti bende içeri girmiştim. Annem bana sıcak bir gülümseme sunmuştu. "Hoşgeldin oğlum, nasılsın?" "Hoşbuldum, iyiyim" birlikte oturma odasına ilerliyorduk. "Kim seni bıraktı? Arkadaşın mıydı?" "Hayır anne, robot assistanım o." "Anladım.." Annem galiba insan robotları yapmamdan fazla hoşlanmıyordu. Bunu çoğu kez belli etmişti. "Jeongin nasıl?" "İyi o da çalışıyor" Babamı daha da nadir görüyordum. Üniversitemi bittirdikten sonra bir daha görüşüp konuşmadık. Annem sürekli iş ile meşgül olduğunu, başka şehirlerde olduğunu söylüyor ama en azından haber alsaydım.

Kendimi kanepeye bırakıp sırt çantamı ve Mia'yı yanıma koymuştum. Biraz konuştuktan sonra şirketimden, işlerden, dükkanlarımdan bahsetmeye başlamıştım annemde dinliyordu. "Neden tırnaklarını boyuyorsun? baban bundan hoşlanmıyor biliyorsun." koyu mavi ojelerime bakmıştım. Oysaki bugün için sürmüştüm. "Evet ama zaten hiç evde olmuyor ve küçük bir çocuk değilim artık. Canım istedi, bende yaptım." annem bir iç çekti, bikmis gibiydi. Daha da fazla büyütmez diye umuyordum.

"Yorulmuş olmalısın, eşyalarını odana koy." dediğinde odama çıkmıştım ve odamın hiç değişmediğini fark ettim. Yatağıma oturup çantamdaki eşyaları çıkarmaya başlamıştım. Dün Minho ile fotoğraf makinesinde çektiğim fotografı görmüştüm. Yatağımın yanındaki masaya bırakıp telefonumu da çıkarmıştım.

Jeongin bir mesaj atmıştı. Sonra cevap veririm diye düşünüp, aşagı inmiştim. Oturma odasında daha önce görmediğim küçük, çekmeceli bir dolap görmüştüm. Çekmeceyi actığımda, içinde yarıdan yırtılmış bir fotoğrafımı görmüştüm. Bir kol omuzumu sarıyordu. Fotoğrafta üniforma giyiyordum ama çektigimi hiç hatırlamıyorum.

"Ne yapıyorsun?" arkamda annem sofrayı hazırlıyordu. "Eski fotoğrafımı buldum. Jeongin ile çekmiş olmalıyım." "Evet, neyse bırak gel yemek hazır." "Aç değilim aslında yemiştim." "Robotunun hazırladığı yemekleri mi yiyorsun?" "Yani evet, bazen o hazırlıyor." Bazen dediğimde aslında son zamanlarda en çok Minho'nun yemeklerimi hazırladığını fark etmiştim. "Umarım sağlıksız beslenmiyorsundur." demişti annem bana dönerek. Başımı olumlu sallayıp yırtık fotoğrafı almıştım ve çekmeceyi de kapatıp odama çıktım.


(Minho'nun anlatımıyla)

"Ee ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sormuştu Jeongin. Jeongin'e geleli iki saat oluyordu, konuşuyorduk. "Bilmem" Jisung'a yazdık ama daha cevap vermemişti. "Felix ile yakın mısın?" diye sormustu ve kafamı olumsuz  şekilde sallamıştım. "Hayır. Dükkanda çalışıyordu, değil mi? arkadaş değil miydiniz?" "Fazla konuşmuyoruz artık. Bu arada Hyunjin ile yakın olduklarını düşünüyor musun?" "Hayır, sanmıyorum" "Tamam bir şeyi de bil" Kapı çalmıştı ve bakmaya gittim. Sadece Kargo gelmişti.

"Jeongin bey için.." kutuyu alıp Jeongin'in yanına götürmüştüm. Elimdeki kutuya bakıyordu. "O günkü kutu?" başımı onaylayarak sallamıştım. Açtığımızda ikimiz kutuya bir de birbirimize bakiyorduk. "O gün Jisung'a da gelmişti." dediğimde onaylamıştı.

(...)

(Jisung'un anlatımıyla)

Canım biraz sıkıldığı için bilgisayarımda oyun oynayıp zaman geçirmeye çalışıyordum. Sonra aklıma Jeongin'e hala cevap vermediğimi ve endişeleneceğini düşünmüştüm. Sadece vardım mı diye sormuştu, pek de merak etmiş gibi gözükmüyordu. "Evet, vardım" diye cevap vermistim ve ne yaptıklarını sordum. Sohbet ettiklerini söylüyor. Eğleniyorlardır diye düşünüp telefonumu kenara koydum ve Jeongin'in attığı dosyalara, başvurulara bakıyordum.

Bir göz atayım diye düşünüp başvuruları okumaya başlamıştım ama çabuk yorulmuştum. Belimde ağrıyordu tüm gün bilgisayarın önünde oturmaktan. Bir kaç tane başvuru dikkatimi çekmişti.

"Hmm.. seo changbin"

***

Annem ile akşam yemeğimi yemiştim ve Bilgisayarımı çoktan kapatmıştım. Jeongin ve Minho'dan hala haber yok. Jeongin bana her zaman yazardı aslında biraz garipsemiştim. Çalışma masamın üzerindeki, bugün bulduğum yırtık ve galiba lisede çektiğim fotoğrafı bir de dün Minho ile fotoğraf makinesinde çektiğim fotoğrafı karşılaştırmıştım. Çok da değişmemişim aslında. Eski fotoğrafımın arkasında bulanık, okuyamadiğim bir yazı görmüştüm ve bunu daha yeni fark ediyordum. Jeongin mi yazmisti? Ona unutmazsam gösteririm belki de fotoğrafın diğer parcası ondadır.



Umarim keyifle okumussunuzdur!! Bir sonraki Bölümde görüsürüzz öpüldünüz<33 oylamayi unutmayin💗

@iheartskzfic 


Robotic life | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin