¹⁸

1K 109 114
                                    

Dress - Taylor swift

>< >< ><

21:14

plastik bardaklardan içilen bira, olur olmadık her köşede yiyişen çiftler, yüksek sesle çalan rastgele şarkılar... klasik bir parti.

reo'nun standartlarına göre olmadığı kesindi ama arkadaşlarına uyum sağlamaya çalıştığı için böyle partilere de alışmıştı.

zihni yeterince doluyken üstüne böyle kalabalık bir ortamda bulunmak şuan isteyeceği son şeydi. sırf chigiri'nin hazırlığı boşa gitmesin hevesi kırılmasın diye gelmişti.

bir saattir tanıdığı tanımadığı bir çok kişi gelip doğum gününü kutlayıp boş sohbetlerde bulunuyordu.

gerçekten hiç havasında değildi. görmek istediği tek kişide hala görünürde yoktu. seishiro.

o gelene kadar boş bir odaya çekilip orada bekleyebilirdi. arkadaşlarına görünmeden nasıl sıvışıcağını düşünürken boştaki eline bir el dolandı.

reo'yu kalabalıktan uzak bir köşeye doğru sürüklemeye başladı.

tanıdık bir el, tanıdık bir sırt, tanıdık beyaz saçlar.

"na- seishiro?" sesinden ne kadar mutlu olduğu bariz bir şekilde belliydi.

"sıkılmış göründüğün için seni sessiz bir köşeye kaçırıyorum." seishiro önden yürürken arkasına dönüp hafif bir tebessümle reo'ya baktı.

"soldan ilk oda chigiri'nin."

"peki." odaya girince seishiro kapıyı kapatıp kilidi çevirdi.

"tam zamanında geldin bende tam-" reo, seishiro onu kapı ile arasına sıkıştırmadan önce cümlesini tamamlamasına fırsat vermeden reo'nun boynunu öpmek için eğildi.

"özledim." diye fısıldadı. boynundan omzuna doğru öpücüklerden bir yol çizdi. "harika görünüyorsun."

öpücükleri ıslak hale gelirken mor saçlının nefesinin kesilmesini zevkle dinledi.

"sei, ne yapıyorsun?"

seishiro bir şeyler mırıldandı ve reo'nun tişörtünü sıyırıp köprücük kemiğini emmek için biraz daha aşağı indi.

iz bırakacak kadar sert şekilde emmeye başlayınca, reo seishiro'yu durdurmak zorunda kaldı.

"iz kalabilir, biri görürse sorun olur." istemeyerek de olsa söyledi. sonuçta hâla bir sevgilisi vardı.

seishiro bir pop sesi ile uzaklaştı ve reo'ya baktı. o da bu durumdan pek memnun değildi elbette ama birbirlerinden uzak kalmaya da tahammül edemiyorlardı.

"aslında başka bir şey giymeyi düşünüyordum, eminim çok hoşuna giderdi." gözlerini yere indirip çekingence söyledi.

"neden giymedin?" ellerini reo'nun yüzünü yerleştirip yanaklarını okşamaya başladı.

"transparandı, dün bıraktığın izleri makyajla kapattım ama yine de emin olamadım belki görünür diye."

"hadi gidelim o zaman görmek istiyorum." ciddiyetle söyledi.

"benim için düzenlenen partiden bu kadar erken ayrılmam hoş olmaz." reo kahkaha atarken bir yandan da ellerini seishiro'nun boynuna dolayıp ensesinde ki saçlarla oynamaya başladı.

"ama sıkılıyorsun." ensesinde ki eller öylesine hoşuna gidiyordu ki.

"evet ama yapacak bir şey yok en azından bir süre burada baş başa kalabiliriz." seishiro'nun bayıldığı gülümsemelerden birini vererek gözlerine baktı.

moth to a flame // nagireoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin