2.BÖLÜM

2 0 0
                                    

İyi okumalar 💗🍋🫒

_________________________________________

Bu okuldaki ilk günümdü heyecanım yüzümden anlaşılıyordu. Sınav günü okulun dışına pek dikkat etmemiştim şimdi daha güzel inceleyebilirim. Okul büyüktü 4 kattan oluşuyordu, okulun girişinde bir tablo vardı okulun küçük krokisi gibiydi.
Benim gideceğim sınıf 11/B 3. kattaydı okulda asansör vardı ama çoğu okulda olduğu gibi sadece öğretmenler kullanabiliyordu.Sınıfıma gitmek için merdivenlerden çıkarken aklımda tanışacağım insanlar vardı.Okul hakkında baya hayal kurmuştum.Doğruyu söylemek gerekirse insanları incelemeyi çok seviyorum ve bu okulu incelediğim kadarıyla okuldaki her erkek çok yakışıklı her kız da çok güzeldi benim gibi sivilceli birileri yoktu.Kızların yüzü makyajla doluydu, yeni gördüğüm sınıfımın kapısının önünde dikilen kızlar gibi.Onlardan sıyrınarak sınıftan içeriye bir adım attım.Eski okulumda gördüğüm bir çocuk vardı adı Umut'tu galiba.Selam vermenin mantıklı olacağını düşündüm.
''Selam sen Umut olmalısın.Ben eski okuldan Miray.'' gülümsemem beni hatırlamasıyla büyüdü.
''Aaa selam.Sende mi burs kazandın?''kazanmasam niye burda olayım tövbe.
''Evet sende kazanmışsın.Tebrikler umarım sınıfla iyi anlaşırız.'' eski okulda okul birincisi olan çocuğa ''Burs mu kazandın ?'' demedim tabii ki.
''Umarım.''oturcak yer aıyor gibi yaptım kimseyi tanımadığım için sadece Umut'un yanında oturmak istiyordum.
''Yanına oturabilir miyim acaba?'' biraz çekinmiştim.
''Tabii.''gülümsemesiyle rahatladım.
Sınıfı incelemeye başladım.Sınav günü çarpıştığım çocukta bu sınıftaydı. Dalgalı, kahverengi saçları, zeytin yeşili gözleri bir de gereksiz dövmeleri vardı.Kendine zarar vererek resim çizdirmiş gibi. Yanında iki erkek bir kız vardı,kızla yanında duran erkek ikiz gibiydi.Zengin gibi görünüyorlardı yani bursla gelmemişlerdi.Umut'a baktığımda onunda benim gibi onları dikizlediğini fark ettim.Kapı açıldığında dışardan kıvırcık,araları mavi renkte boyalı olan güzel bir kız ile babası olduğunu tahmin ettiğim adam geldi. Ardından bursluluk sınavında konuşma yapan hoca sınıfa girdi baya genç görünüyordu.Kıvırcık saçlı kızın babası kızını öperek gitti bunu gördüğümde biraz üzülmüştüm aklıma babam geldiği için.Öğretmenimiz çantasını masasına bıraktı.Diğer çocuklarda yerlerine oturdu.
''Günaydın çocuklar.Bugün ilk olarak sınıfımıza yeni gelen arkadaşlarımızla tanışalım.'' çoğu kişi gözlerini açarak bizlere bakıyordu sanarsın ilk defa insan gördüler.
''Ben Hale, sınıf öğretmeninizim aynı zamanda ingilizce öğretmeniyim.'' pazartesi ilk dersimizin ingilizce olmasına sevinmiştim.
''Sizleri de tanıyalım.Bildiğim kadarıyla B sınıfına 3 kişi geldi.''hoca eliyle Umut'u  işaret etti.
''Tanıt bakalım kendini.'' Umut ayağı kalkınca heyecanlanmaya başlamıştım.
''Ben Umut Beyaz,17 yaşındayım.'' Umut hemen geri oturdu.Ben neleri sevdiğinden falan da bahseder sanıyordum.Hoca gözlerini bana çevirince ayağı kalktım.
''Ben Miray Tunç, bende 17 yaşındayım.'' nelerden hoşlandığımdan da bahsedecektim ama utanç verici olmayayım diye sustum.Hale hoca kendi masasının önündeki sandalyeyi kenera çekti.Kıvırcık saçlı kıza bakarak söz almasına izin verdiğini ima etti.
''Ben Buse, yaşım herkesinkiyle aynı.''  konuşma tarzı biraz itici gelmişti.Bana çarpan çoccukla konuşan ikizlerden biri söze dahil oldu.
''Benim yaşım 18 senin de mi?'' Buse çocuğa döndü.
''Yok 50 yaşındayım.'' herkes gülmeye başladı ben de kendimi tutamadım.
''Ne kadar şakacısın.'' şakasına flörtleşiyorlar mı yoksa birbirlerinden nefret mi ediyorlar anlayamadım.Hale hoca çantasını alıp konuşmaya başladı.
''Çocuklar tenefüse 15 dakika kaldı sınıftan çıkmayın ve birbirinizle tanışın bu yüzden erken bırakıyorum.''kafamı yukarı aşapı salladım sonra da hoca sınıfı terk etti.
''Selam sınıfımıza hoşgeldiniz ben Melis.'' Buse ile derdi olmayan ikiz kardeşlerden biri  yanımıza doğru geldi.Boş sıralardan birinin üstüne oturdu.Grup arkadaşlarıda onun yanına oturmaya ilerledi.
''Bu ikizim Mert.'' dedi Buse ile derdi olan çocuğu göstererek.
''Ben Rüzgar.'' Rüzgar'ın kaşında piercing vardı saçları arkadan traşlı önden biraz uzundu.
''Ben Toprak.Memnun oldum.'' Toprak ile zaten çarpışarak tanışmıştık.
''Sen şu sağır olan kızsın dimi.'' sinirlenmeyerek Toprak'a döndüm.Şakaya vurmaya çalıştım.
''Aynı zamanda sakatım.'' Toprak gülmeye başladı.Mert ve Melis ayaklandı tahmin ettiğim kadarıyla kantine gidiyorlardı. Cam kenarı tarafında en arkada oturan bir kız vardı. Gidip konuşmaya karar vemiştim.
''Selam adın ne?'' kızın kitap okuması ilgimi çekmişti. Rüzgar bana doğru baktı.
''O sınıfın sessizi dilini yutalı çok oldu.'' bu dediğine sinirlendim.
''Kız ile dalga geçmesene hem belki kız kendiyle aynı seviyede olanlarla konuşmayı seviyor.'' küçümseyici bir bakış attım.
''Sen çok biliyorsun ya.'' Rüzgar'ın bu dediğini aldırış etmedim. Kıza elimi uzattım.
''Adım İpek.'' dedi çok kısık bir sesle.Elim havada kalmıştı elimi tutmak yerine elini kazağın daha da içine sokmuştu.Ayağa kalkıp hızlıca yanımdan ayrıldı.Tuvalete gidiyordu galiba. Buse gözüme tanıdık geliyordu o yüzden ona soru sormak için yanına gittim.
''Buse bir soru sorabilir miyim?'' bakışlarıyla beni süzdü.
''Hızlı sor.''  ben gülümsememi bozmadım.
''Ali' yi tanıyor musun?'' Ali' yi arkadaşımdan duymuştum duyduğuma göre serserinin tekiydi. Buse'ye benzer bi kızı Ali' nin yanında görmüştüm.
''Evet.Aldın mı cevabını? Gidebilirsin artık!'' saçma bir şekilde boş yapıyordu bende yanından gittim.
Tenefüs zilinin sesi kulağıma hoş gelmişti.Toprak ve Rüzgar içeri girip İpek' in yanına gitmişlerdi İpek ise hala kitabını okuyordu. Rüzgar İpek' e kötü davranıyordu bende yine davranır diye kulak misafiri oldum konuşmalarına. Rüzgar, İpek' in kitabını kapatı kendini havalı sanıyordu.
''Ne okuyorsun inek?'' Toprak gülmeye başlamıştı. Sinirim arttı. Yanlarına doğru ilerledim.
''Kızı rahat bıraksanıza işiniz mi yok?'' Toprak bakışlarını bana çevirdi.
''Vayy! Burslu kız gelmiş. Sen işine bak!'' sinirlerime hakim olmaya çalışıyordum.
''İşime bakıyorum zaten kızı rahat bırakın.'' İpek titriyordu bende kolunu tutup benim sırama davet edecektim.
''Bırak onu!'' Rüzgar' ı aldırış etmedim.
''Tabii bırakayım da daha zorbalık yapın.'' Toprak bileğimi tuttu ve kendine çekti. Bedenim sarsıldı. Bileğim çok acıyordu.
''Sana kibarca anlattım bir dahaki uyarım nazikçe olmaz.'' Toprak' ın nefesini yüzümde hissediyordum. Elimi hızlıca bıraktı. Sınıf kapısından gelen Umut, bileğimi görünce şaşırdı.
'' Miray iyi misin? Bileğin kıpkırmız.'' bileğime baktığımda cidden kötü görünüyordu. Kavga çıkmaması için Umut' a yalan attım.
'' Sıraya vurdum. İpek' i alıp dışarı çıkalım mı Umut?'' Umut kafasını olumlu anlamda salladı. İpek'te teklifimi kabul etmişe benziyordu.Umut' un  yanına doğru gitti.
''Ben birazdan geleceğim.'' İpek' in korkusu yüzünden anlaşılıyordu. Onlar sınıftan ayrılırken arkalarından Rüzgar gitti. Toprak bakışlarını benden ayırmamıştı. Ortamı rahatlatmaya çalışmıştım.
''Yapmam gerekeni yaptım.'' üzerime doğru bir adım atmıştı. Geriye doğru ilerlerken sırtım duvara değimişti.
''Dövcek misin şimdi beni?!!'' kafamı kaldırıp ona bakmtığımda sırıtmaya başladı.
''Dövmem merak etme. Korktun sanki biraz?'' bileğimin acısından bileğimi tutmuştum.
''Bileğimi stres topu gibi sıktın.'' bakışlarını bileğime çekti.Ardından hiçbir şey olmamış gibi sınıf kapısından gitti. Bende elimi soğuk suyla yıkamak için tuvaletin nerde olduğunu düşünmeye başladım. Nerde olduğunu sorabileceğim kimse yoktu sınıfta zaten az kişiydik.Sırama oturmak üzere ilerlerken sınıfa biri geldi. Gelen kişi Toprak ve Rüzgar'dı. Toprak' ın ellinde kas gevşetici kremi ile bandaj vardı.
''Onca acıttım gel bari krem süreyim.'' yüzsüzlüğün böylesi yani.
''Disipline girmemek için yapıyorsun dimi.'' kolumu ona doğru uzattım o da yavaş adımlarla yanıma geldi.
''Canın acıdığı için yapıyorum.''sorularımla boğacaktım onu.
''Neden yaptın o zaman?''
''Sinirden oldu.'' o kremi sürerken ben kafamı yana doğru döndürdüm çocuk gibi trip atacaktım. Kremi masaj yaparak sürüyordu. Kısa süreliğine ona baktığımda gözlerinin rengini daha çok inceledim.
''Neden beni izliyorsun?''
''Sadece insanların gözünü incelemeyi seviyorum.'' bandajı sardıktan sonra iğneyle tutturdu.
''Pekala buyrun hanımefendi.'' ayağı kaltığında ona baktım.
''Bir daha olmasın.'' Rüzgar' ın yanına gitti. Arkadan bana Rüzgar seslendi.
''Ders boş olucak. Umut' a bileğini saracağını söyledim istersen sınıfta kal.'' bir anda iyilik meleği olmalarına şaşırmıştım.
''Bir daha İpek' e sataşmayın.'' birbirlerine bakarak güldüler.
''Neden bileğinin bir daha acımasını istemiyor musun?'' Toprak, Rüzgar' ın omzuna bir yumruk salladı.
''Aman be!'' diye ofladı Rüzgar. Sınıfa Buse gelmişti elimi gördüğünde gülmeye başladı.
''İlk günden kavga mı oldu.'' elinde kantinden aldığı su vardı.
''Geçmiş olsun dileğin için teşekkürler.'' gülüşü söndü.
''Ne şakacısın sen.'' yüzünü buruşturdu. Davranışlarından dolayı epey gıcık kapmıştım Buse' ye. Belli ki o da bana gıcıktı. Toprak lafa atladı.
''Toprak Bey acıttı Pamuk Prenses' in canını.'' Toprak' a döndüm.
''Pamuk prenses  sensin lavuk.'' aklıma bir şey gelmediği için lavuk demiştim.
''Pamuk prenses gibi koruyorsun cücelerini.'' pamuk prenses masalında öyle bir olay olmadığı aklıma geldi.
''Sana pamuk prenses masalını tekrar okuyayım en iyisi.'' dediğim Rüzgar' ı da güldürdü.
''Bu sefer iyi battın kardeşim.'' Rüzgar gülmeye devam etti.
Okul nöbetçisi beni müdürün odasına yurt konuşmaları için çağırdı. Ben sınıftan çıkarken Buse' de bahçeye doğru ilerlemişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖRÜNMEZ KALPLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin