Ada Dumanlı
"Bazen tesadüflerle gelir aşk. Hiç ummadığınız, beklemediğiniz bir anda çalar kapınızı..."
Onca yıldan sonra hayatım daha yeni yeni yolunda gitmeye başlamıştı.İlk defa mutlu olduktan sonra üzülmüyordum. Aman maşallah de nazar değecek şimdi. Normal de bir mutlu olsam 10 üzülürdüm ama şimdi çok şükür ki çok mutluyum. Ailemle aram iyi, beni çok seven gözünden bile sakınan bir sevgilim var.
Neyse daha bunları düşünmeye devam edersem geç kalıcam. Bu arada size kendimi tanıtmadım. Ben Ada Dumanlı. Hukuk okuyorum son sınıfım.
Hava da yağmur yağcak günü buldu ya derse yetişmem lazım off... Neyse yağmurluğumu alıp hemen bir taksi tutarsam yetişebilirim.
Tam çıkarken annem yanıma gelip "Akşama biliyosun abinin doğum günü var sakın geç kalma!" diyip kahvesini içmeye devam etti.
"Ya Allah aşkına anla anne gelmicem ben. Hem gelsem yine ne olacak sende biliyorsun. Her zamanki gibi ben abimle kavga edicem ve sende yine ona hak vereceksin. Böyle bir şey yaşanmaması için gelmicem."diyip ayakkabılarımı giydim.
Tam kapıyı açıp çıkıcam annem bir anda kapının önüne geçti "Eşşek gibi de geleceksin akşamki kutlamaya! Gelmezsen sana hakkımı helal etmem işte o kadar!"dedi ve kapının önünden çekildi ya beni neden zorluyorsun ki ne olcağını biliyoruz neden yaşayalım ki böyle bir şey hem ne güzel bu aralar yavaş yavaş toparlıyoruz offf off neyse geç kalıcam.
Ya abicim boş olan taksi de almıyor dolusu zaten geçiyor illa taksiye binmek için turist mi olmam lazım? Kendi ülkemde taksiye binemiyorum saçmalığa bak!
Tam taksiye binicem bir adam daha kapıyı tuttu.
Yaklaşık 25-30 yaşlarında uzun kaslı esmer bir adamdı. Aman banane ya Allah sahibine bağışlasın benim Alp'im var zaten.O adam "Hanımefendi acil bir toplantım var lütfen izin verir misiniz?"dedi tam o binicekken durdurdum.
"Beyefendi derse geç kalıyorum. Benim binmem lazım. Hem zaten önce ben durdurdum. Binmek benim hakkım!"
"Yok ya önce ben durdurdum bir kere, ben binicem!"dedi ve tam binicekken adamın arkasına bakıp " Hih abim!" dedim. Enayi, bu numarayı yedi ve elini kapıdan çekip arkasına baktı . Bende bunu fırsat bilip taksiye bindim. Kıyamam arkadan seslendi durdu.
Oh yetişebildim şükür.
Ders bitti. Offf anne off! Neyse mecburi akşamki kutlamaya katılcam şimdi eve gidip hazırlanayım.
...
Yeşil renk mini saten bir elbise giydim. Hafif makyaj yapıp evden çıktım. Abim kutlama için araba göndermişti arabaya binip kutlama alanına vardım. Ohh çok şükür Sude gelmiş. Canım sıkılmayacak. Bu ara Sude benim ilkokuldan beri en yakın arkadaşım. Neyse hemen Sude'nin yanına gittim. Mumlar falan üflendi. Sude ile konuşurken telefonum çaldı. Arayan Alp'ti. Hemen açtım telefonu:
"Alo, aşkım bir şey mi oldu?"
Çünkü ailem ile beraberken acil bir durum olmadıkça beni aramamasını söylemiştim. Alp merakla "Yok aşkım naptın diye merak ettim. Bir sorun varsa istersen seni almaya geleyim?"dedi.
"Yok ya şimdi değil ama yarım saat sonra falan gelsen çok iyi olur şimdiden sıkıldım!"
"Tamam aşkım gelince yazarım sana, seni seviyorum görüşürüz!" dedi. Şebeğim yaa yerimm!
"Bende seni seviyorum,görüşürüz!"
Tam telefonu kapattım Sude'ye baktım. Sude, kaş göz işaretleriyle bir şey anlatmaya çalışıyordu. Tabii ki anlamadım. Sonra gözüyle arkamı işaret etti. Bir döndüm ki abim arkamda. Ne zamandır orda ne duydu gerçekten bilmiyorum. Bir bu eksikti ya gerçekten. Abimle şöyle bir bakıştık sonra abim "Ada, kimle konuşuyordun?" dedi bende:"Bir arkadaşımla konuşuyordum. Noldu ki? Neden sordun?"
"Ada, tekrar soruyorum o lavuk kim?" dedi sinirle bir şekilde. Ya kardeşim sana noluyo be? Sen kimsin de lavuk diyorsun alooo?
"Arkadaşım dedim ya! Hem sanane kimse kim, seni ne ilgilendir? Annem değilsin, babam değilsin!"
"Ada, düzgün konuş benimle abinim ben senin, tabii ki de ilgilendirir!" dedi. ALLAH'ım SEN BANA SABIR VER! Yoksa elimden bir kaza çıkcak ya!
"Abim olabilirsin ama bana karışamazsın! Anla şunu artık ya! Babam bana karışmıyor pardon da sen ne hakla karışıyorsun?"dedim ve annem geldi. Nasıl da oğlunu koruyacak hemen! Anca oğlunu korusun zaten! "Ada ne car car bağırıyorsun? Millete rezil olacağız!"dedi ve abim durur mu hemen yetiştirdi "Senin bu kızın var ya telefonda bir lavukla samimi samimi konuşuyordu. Sonra ben geldim sordum 'kimle konuşuyorsun?'dedim yok neymiş arkadaşıyla konuşuyormuş. Bir daha sordum, bu sefer bana bağırmaya başladı yok sen kimsin, sen bana karışamazsın cart curt. Yani şu kızına biraz saygı öğret!"
"Bak hâlâ saygı diyor ya kafayı yicem!"
Çıldırıcam vallahi de billahi de çıldırıcam az kaldı. Annem yine durur mu oğlunu savuncak illa "Ada, sen abine nasıl bağırırsın! O senin abin abin! Düzgün konuşacaksın abinle!" dedi. Aman biricik oğluna bir şey olmasın kıyamet kopar sonra!
Geri abime döndü ve "Oğlum sen onun gençliğine ver. Hem sen ne ona kafa takıyorsun bugün senin doğum günün eğlen. Aaaa yani git misafirlerinle ilgilen oğlum!" dedi ve abimi alıp gitti... Evet sayın seyirciler, şaşırdık mı? Tabii ki hayır! Ama yine kalbimiz kırıldı mı? Kırıla kırıla kalp kalmayacak yakında...Onların arkasından bakarken gözlerim doldu. Ahh be anne bir kez olsun şöyle yanımda olsaydın ya! Tam o an Alp'ten mesaj geldi. Gelmiş cadde de bekliyormuş. Hemen çantamı alıp koşarak mekandan çıktım. Merdivendelerden inerken biriyle çarpıştım ama durmadım çünkü ağlıyordum maalesef duygularıma yenik düşmüştüm. Merdivenlerden indiğimde beni Alp karşıladı ve ağlayarak gittim boynuna sarıldım. Alp telaşla "Ada, iyi misin sen? Noldu içeride?"
"Alp nolur soru sorma. Sadece bir an önce eve gitmek istiyorum!"
"Peki tamam sadece bir şey sorucam hangi eve? Aile evine mi yoksa Sude ile kaldığın eve mi?"dedi.
"Sude ile kaldığım eve."
Arabayı çalıştırdı ve eve geldik. Alp tam kapıyı açtı o da incek:
"Alp biraz tek kalmak istiyorum lütfen!"
Dedim ve Alp arabayı çalıştırıp gitti. Bende hemen eve gittim üstümü değiştirdim ve köpüşüme sarılarak ağladım. Sonra da uyuyakaldım...
~🫀~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki kalp
Teen Fictionİki kalp, farklı bedenlerde ama bir atıyor... (Kiraz Mevsiminden esinlenilmiştir)