Son

768 73 48
                                    

9 Şubat

Saate bir daha baktım. Çıkmama 1 saatten az kalmıştı. Bugün girdiğimiz sınavlardan dolayı gerçekten kafam o kadar dolmuştu ki çalışmak resmen çile haline gelmişti. Dakika başı saate bakıyordum ve zaman asla geçmiyordu.

Üstüne üstlük perşembe günü kontrol günümüz olduğundan kasanın arkasına çektiği sandalyeye oturan müdür de ayrı bir gerginlik katıyordu ortama.

Kapının açılma sesini duyduğumda duruşumu diklestirdim ama kafamı ekrandan kaldırmadım. İnsanlara gulumseyemeyecek kadar yorulmuştum "Merhaba, hosgeldiniz."

Müşteri iyice yaklaştı ve ben ekrana bakarken konuşmaya başladı. "Merhaba, yaklaşık 15 kişilik çikolatalı bir pasta istiyorum, içinde cilekte olursa harika olur."

Duyduğum sesle heyecanla kafamı kaldırdım. Başka biri olmasının imkanı yoktu. Gözlerim o güzel gözleriyle buluşunca rahat bir gülümseme kapladı yüzümü. Bir süre ona baktım ve o da bana, tabii müdürümüz, en katı kuralı olan "Müşterilerle flörtlesmek yasak" kuralını unuttuğumu düşünmesin diye önüme döndüm.

"Tabii, şuradaki pasta hem çikolatali hem çilekli isterseniz paketleyebilirim."

Gösterdiğim pastaya dönüp bakmadı bile. "Tamam süper olur, yalnız pastayı bir saat sonra almam gerekmiş. Bir de kahve alsam pasta boşuna ısınmasa bir saat sonra alsam."

Gülümsedim. "Tabii olur ben ödemeyi alayım."

Öyle mi olduk şimdi der gibi yüzüme baktı, sırıtmamı tutmaya çalışırken siparişleri girdim. Kartını çıkardı ve ödedi.

"Yan taraftan kahveyi alabilirsiniz, afiyet olsun" dedim resmiyeti bırakmadan.

"Teşekkür ederim." Dedi o da sevimli bir şekilde ve kahvesini alıp bir masaya bana dönük oturdu.

Başka müşteri olmadığı için biraz geriye geldim ve bende onu izlemeye başladım. Ona bakarken bile onu özlemem normal miydi?

Oturduğu yerden beni izliyor etrafımdaki çalışanları gösterip kendince yorum yapıyordu. Ne dediğini duymuyordum ama artık onu o kadar çok tanımıştım ki ne söylediğini bile tahmin edebiliyordum.

"Bakıyorum gülümsüyorsun, son 1 saat kaldığını duyunca mı mutlu oldun?"

Müdürün suçlayıcı ve ezikleyici ses tonu ilk defa beni hiç rahatsız etmedi.

"Yok" dedim "Beyfendi çok yakışıklıydı da moralim yerine geldi."

Ben gülerken o elinin tersiyle omzuma vurdu. "Bunların yasak olduğunu biliyorsun, müşterilerle flört etmeniz yasak."

Çocuk gibi dudak büzdüm "Bugün benim doğum günüm Bay Park, izin verin bugün bari şu yakışıklıya yürüyeyim."

Adam gittikçe daha da şaşırıyordu. Böyle bir şey demesini beklediģi son insandım herhalde.

"Ben ne diyorum sen ne diyorsun" Kafasını iki yana salladı. Sonra utana sıkıla "Doğum günün kutlu olsun." Dedi.

Şaşırarak ona döndüm. "Teşekkür ederim."

Broken~jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin