Bilinmeden Yapılan Bir Hata

43 8 22
                                    

1

Sabahın erken saatleriyle birlikte gözümü açtım ve yine her sabah gördüğüm kurşuni gri rengindeki duvara bakarken gözlerimi tamamen araladım. Derin bir nefes aldım ve yatakta dikleştim, ardından ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım ve soğuk zeminin soğukluğunun ayaklarımdan bedenimin her bir yerine yayılışını hissettim. Yine güneş doğmamıştı ama benim gözlerim açıktı. Her zaman ki gibi.

Her zaman olduğu gibi erken uyanmıştım çünkü beni uyutmayan buhranlı kâbuslar ve yalnızlığa sahiptim. Altı morarmış gözlerimi kapattım ve ovuşturdum.

Ayağa kalktım ve banyoya doğru adımladım. Banyoya girip kendime baktım her zaman olduğu gibi hiç bir değişiklik yoktu yanlız ve hayattan yoksun bir insandan farkım yoktu. Kendime hafif acınası bir bakış attım ve her zaman olduğu gibi yüzümü soğuk su ile yıkadım, dağınık siyah renkteki saçlarımı hafifte olsa düzelttim.

Banyodan çıktım ve mutfağa giden salona doğru ilerledim. Salondaki saate gözü ucu ile baktım ve işe gitmek için hazırlanmam gerektiğini düşündüm.

Hızlı bir kaç adımla mutfağa geldim ve beyaz çekmeceden bir cam bardak çıkardım. Musluktan su doldurdum ve suyu içip odama doğru ilerledim. Odama vardım ve dolabımın önüne geldim çekmecelerin yanındaki ikili kapağı kendime doğru çektim. Dolaptan her zaman işe giderken ki giydiğim gibi bu günde beyaz bir gömleği üstüme geçirdim, altına siyah renkte bir pantolon ve pantolonla aynı renk bir kemer taktım. Ve gömleğin üstüne yine her zamanki olduğu gibi aynı renkteki kıravatı taktım.

Odadan çıkmak üzereyken alarmım çalmaya başladı. Evet gerçekten uyuyamıyordum...

Alarmı kapatıtım ve saatime daha var olduğunu düşünerek masama ilerledim masanın üstündeki ilgisiz kalemleri, kağıtları, silgileri, ve de sayfalarının hiç birine el değmemiş kitabı elime aldım ve bir kenara bıraktım. Evet kitap yazıyordum, Veya deniyordum. Orası bilinmez ama kitap yazmak benim için hoşnut bir şey çünkü bu boş hayatımda yapabileceğim bir şeylerin olaması beni mutlu ediyor.

Etraftakileri bir kenara bıraktıktan sonra bilgisayarımın başına geçtim. Hesabıma girdim ve biraz gezinmeye başladım. Türlü türlü insanların hesapları vardı, her birinde farklı fotoğraflar, hikayeler, yorumlar, videolar çizimler, vede... anılar vardı... Ama benim kine girdiğimde hiç bir şey olmadığını fark ettim. Neden yoktu? Olması lazım mıydı? Gerçekten hayattan bu kadar yoksun muydum?

Kafamı karıştırmaktan vazgeçip biraz daha bakındım yanlışlıkla girdiğim hesaptan çıkmak isterken uykusuzluktan olsa gerek ki gözüm hafif karardı ve yanlışlıkla hesaba arkadaşlık isteği at yerine tıklamıştım. Hızla hesaptan çıkmaya çalışırken telefonumdaki alarm çaldı ve işe geç kalacağımı fark ettim.

Hızla bilgisayarı kapattım ve ayağa kalktım siyah ceketimi üstüme geçirdim telefonumu, cüzdanımı araba anahtarını çantama koydum vede evi kilitleyip çıkarken anahtarı aldım. Ayakkabılarımı büyük bir hızla giydim ve bir lanet çekip hızla merdivenlerden indim ve arabamın kapısını açıp hızla sürücü koltuğuna geçtim. Ve arabayı iş yerine doğru sürmeye başladım.

Hayatım hep bundan ibaretti uykunu berbat eden kötü rüyalar gör, kalk, ölmemek için bir şeyler ye, işe git ve gel.

İşe gitmediğim zamanlar yani yaklaşık 1 veya 1 buçuk yıl öncesinie kadar üniversite de olduğum zamanlarda aynıydı tek değişiklik iş yerine okula gitmemdi. 23 yaşındaydım ve hala hayatımda hiç bir şey farklı değildi.

Uzun zamandır yanlızdım ve beni mutlu edecek bir şey ile uzun zamandır tanışmamıştım veya bunu değiştirecek biri ile tanışmamıştım...

.
.
☙   2
.
.

Eve geldiğimde kapıya taktığım anahtarı zar zor çevirdim ve kendimi içeri attım. Üstümdekini bir kenara astım ve elimdekileri bir köşeye kendimide yatağa attım. Yorgunlukla derin ve bir o kadar soğuk bir iç çektim ve gözlerimi kapattım.

O kadar çabalamama rağmen gözlerimin ağır acısından dolayı uyuyamadım. Hızla ayağa kalktım ama ayağa kalkmamla yere düşmem bir olmuştu bir anlık sabah ki gibi gözlerim karardı ve başım döndü kendimi büyük bir baş ağrısıyla yerde yatağa sırtımı yaslamış bir şekilde buldum.

Büyük bir sesle lanet ettim ve ayağa kalmaya çalıştım mutfağa ilerledim ve bu gün ilaçlarımı almadığım aklıma getirdim hızla mutfağa ilerledim ve sabah ki gibi su aldım ve ilaçlarımı içtim. Odama geri döndüm ve bilgisayarımı açtım.

İnternette gezinirken bir şey fark ettim, yanlışlıkla istek attığım hesap 1 gün öncesine kadar boş olan arkadaşlar bölümümden ekliydi.

Yanlışlıkla vede aceleyle tıkladığım için hesabı inceleme fırsatım olmamıştı ama şimdi merak etmiştim.

Hesabı incelemek adına hesaba baktım. Hesabın profil resminde uçsuz bucaksız bir okyanus veya deniz fotoğrafı vardı. Bu benim dikkatimi çekmekte başarılı olmuştu. Paylaşımlar bölümüne girdiğim sadece bir kaç doğa vede manzara fotoğrafları vardı çoğu turuncu renteydi yani doğal olarak güneşin battığı uzaklaştığı ama arkasına dünyanın en güzel görüntüsü bıkratığı resimler vardı.

Bir kaç saniye gözlerimi fotoğraftan alamamıştım. Ne kadar süredir bu kadar güzel vede iç açıcı bir görüntü görmemiştim?

Kedime geldim ve hesaptan başka bakacağım bir şey olmadığını düşünüp çıktım. Ayağa kalktım ve bir adım atmıştımki. Ayağıma boş kitaplar ve defterler takıldı. Duraksadım ve eğilip aralarından birini elime aldım ve kapağını araladım. Ve düşüncelerimden bin kat daha beyaz, parlak vede aydınlık sayfalara baktım.

Masaya geri oturdum ve elime bilinmeyen bir kalem aldım. Ve bir başlık attım. Uzaktan bir dokunuş...

Uzaktan bir dokunuş (SasuNaru)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin