☆ Jeon'dan
"Benim işim bitti artık gidiyorum"
"Bir süre daha kalamaz mısın hyung?"
"Hayır Jeon gitmem gerek".
"Peki hyung ne zaman gidiyorsun?"
"Bu gün, biliyorsun yapmam gereken işler var".
"Tamam o zaman her şey için teşekkür ederim hyung".
"Önemli değil her zaman kendine iyi bak".
Namjoon hyungu yolcu ettikten sonra içeri geri döndüm. Chaeyoung içerde oturmuştu.
"Ne oldu neyin var, neden yüzün asık?".
"Ha birde soruyormusun?. Beni saçma oyununa dahil etmene ne gerek vardı!"
"Bana bağırma! Evet gerek vardı. Onunla yakın olup bana her şeyini söyleyecek tek kişi sendin"
"Senin yüzünden arkadaşlığımız bitti"
"Bu benim pek umrumda değil kuzencim"
"Peki neden bu kadar kötüsün? Neden çevrene zarar vermeyi seviyorsun"
"Ahh hadi ama kuzen bende böyle biriyim napabilirimki"
"Umarım kendi yaptığın pisliklerde boğulursun jeon"
"Bence sen kendini yorma çünki söylediğin o şeyler bana işlemiyor. Hem sen ne zamandan beri bana böyle şeyler söylüyorsun hm canım kuzenim"
"Kes sesini Jungkook. Senin gibi bir kuzenim olduğu için kendimden nefret ediyorum"
"Ama deme böyle bak kalbim kırıldı her atdığında çokta umrumda diyor"
"Mia için üzülüyorum biliyormusun. Senin gibi bir caniyle muhattap oluyor yazık sana jeon"
"Bu iş seni ilgilendirmez! Karışmasan iyi edersin!"
"Senden nefret ediyorum".
Diyip Chae ordan ayrıldı.
☆Mia'dan
Ah tanrım hala bu olanlara inanmıyorum. En çok güvendiğim insan bana ihanet etti. Resmen beni salak yerine koyup arkamdan iş çevirdi.
En çok ona güvendim. Ama güvenimi yerle bir etti. Ona bi daha güvene bilirmiyim bilmiyorum.
Beni düşüncelerimden ayıran şey kapının tıklanması oldu."Gel" komutununu verince hizmetlilerden biri içeri girdi.
"Efendim bay Jeon sizi odasında bekliyor".
Ahhh tanrının cezası yine ne istiyecek acaba.
"Tamam sen çıkabilirsin".
Yavaşca yataktan kalkıp kapıya doğru gittim. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Yavaş adımlarla onun odasına doğru gitmeye başladım.
Kapıyı açıp içeri girdikten sonra kapıyı kapattım. Bi dakika oda neden karanlık.
"Jeon nerdesin?"
"Burdayım bebeğim".
Dediği şeyle gözlerimi devirdim. Sesi geliyordu ama kendisi hàlà yoktu. Nerde bu adam.
"Benimle bir oyun oynamaya varmısın miniğim"
"Sen ne saçmalıyorsun Jungkook! Aç şu ışıkları".
"Neden karanlıktan korkuyormusun?"
"Yoo ne alaka? Hem nerdesin sen of gidiyorum ben seninle uğraşamam"
Tam gidiyordumki ışıkları açtı, arkamı döndüğümde tam karşımda duruyordu.
"Nereye bebeğim biz daha eğlenicektik"
Diyib sırıtmaya başladı. Ah şu sırıtması yokmu..
"Ne istiyorsun jeon?"
"Çok açık değilmi zaten".
Ona anlamaz bakışlar atarken gözlerini devirip konuşmaya başladı.
Merhaba ben geldim.
Umarım beğenirsiniz
Lütfen yorum yapıp vote verin
Takip etmeyide unutmayınEn azından düşüncelerinizi bildirin bana