~Sunflowers~

35 3 0
                                    

Melek kollarını sarışının boynuna doladı ve çenesini sarışının kafasına koydu kanatlarını vücu'duna sardı ve gözlerine baktı

"gezelim mi?"

Bakugou meleğ'in ona sardığı kanatlarına dokundu

"bu halde mi?"

"sesiz biryer olsun"

Bakugou derin bir iç çekti

"beni hiç dinlemiyorsun değil mi?"

"çiçekli olabilir"

Bakugou ona sarılan kanatları çekiştirdi ve zümrüt gözlü çocuğun ona bakmasını için zorladı

"bol birşeyler versen?"

"ne yani şimdi üst falan mı?"

Doladığı kanatları çekti vücudunda ve  sarışına baktı

"evet kanatlarım için"

Bakugou kafasında duran halkasına baktı ve eliyle işaret etti

"peki ya bu?"

"onu gizleyebiliyorum"

Bakugou dolabına baktı

"sana istediğimi seçicem ama giymek zorundasın"

İzuku kollarını birbirine doladı ve bacaklarını kendine çekti

"tamam"

Bakugou dolabımdan oversize beyaz sade  uzun ve bol koları olan hoodie    ve kot açık mavi bol bir tulum çıkardı

"bunları genelde giymem tarzım değil ama sana yakışır"

Melek ona verdiği üstleri almış ve kanatlarını kendine dolayıp giyinmeye başlamıştı bakugou giyindiğini görünce arkasına döndü

"bitti!"

Bakugou arkasına döndü ve ona baktığında istemsizce utanmış ve etkilenmiş bir şekilde bakıyordu sanki o tulum ve oversize hoodie sadece o giysin diye yaratılmıştı

"arkanı dön"

Melek arasına döndü kanatları belli omuyordu

"biraz acıyor ama iyiyim"

Bakugou kafasıyla onayladı gün batımı olduğu için telefonu yanına aldı ve meleği önden iteledi odasından çıktılar ve aşağı yavaşça indiler bakugou kapıyı açtı ve meleği direk itekledi

"Oğlum nereye gidiyorsun?"

Bakugou annesine nazik ve skin bir ses tonuyla

"Gezicem biraz hava almak istedim"

"geç kalma olur mu akşam yemeği hazır olunca evde ol"

"tamam anne!"

Bakugou ayakkabılarını giydi ve sonra meleğe baktı ama hiçbiryerde göremedi korkuyla ayağa kalktı ve sonra arkasından onu dürtüklemesiyle ona baktı

"ödümü patlatın salak"

"bana birşey olmaz eğer korkutucu bir mekke isem kendimi koruyabilirim değil mi"

"tch kapa çeneni hadi gel"

İkside ıssız ve insanların olmadığı bir tarlaya girdiler ve bakugou bir kütüpe oturdu ve çantasından makasını çıkardı ardından meleğin sırtındaki kanat hizasındaki yerde kanatlarını çıkara bilsin diye delik açtı

"tamam keyfine bak"

Melek ayçiçekleri ile dolu olan tarlada geziniyor ve hep gülüyordu bakugou şarkı dinliyordu ama Meleğin güzel gülüşüne katlanamam ve kulaklıkların çıkarıp meleği izlemeye başlamıştı ve meleğin durduğu poza baka kalmış ve telefonunu çıkarıp gizliden fotoğrafını çekti

Melek ayçiçekleri ile dolu olan tarlada geziniyor ve hep gülüyordu bakugou şarkı dinliyordu ama Meleğin güzel gülüşüne katlanamam ve kulaklıkların çıkarıp meleği izlemeye başlamıştı ve meleğin durduğu poza baka kalmış ve telefonunu çıkarıp gizlide...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Melek sarışının gülümseyen yüzüne baktı ve hülümseid ardından ay çiçeğine baktı

"sana birşey söyleyebilirmiyim"

Bakugou fotoğrafını çektikten sonra baktı meleğe ve telefonunu bırakıp dinledi meleği

"ay çiçekleri herzaman parlayan güneşe bakarlar güneş ne kadar batsa bile onlar hiçbirzaman güneşe olan sevgilerini yitirmezler ve onun güzel ışığını izlerler ama insanlar acımamış onlara adlarını ay çiçeği koymuşlar oysaki ayda bir o kadar güzeldir ama sadece güneşin bir taklitidir"

Bakugou meleği şaşkınlıkla dinliyordu

"o yüzden kacchan sen ne kadar batarsan bat ne kadar ezilirsen ezil herzaman parlıyorsun ve senin ışığını izlemekten günlerimin yarısını harcıyorum"

"..."

İzuku elindeki ay çiçeğini uzatı bakugou'ya bakugou ay çiçeğini aldı ve meleğe baktı melek maskesini çıkardı ve gülümsedi

" adım izuku "

Bakugou mutlu gözlerle baktı meleğe

" anlamı nedir? "

"anlamı yok"

İzuku biraz durgun ve üzgün bir ses tonuyla söyledi

"ama midoriya'nın bir anlamı var"

"oh nedir peki"

"yeşil vadi"

Bakugou izuku'ya baktı

"adını hak ediyorsun"

"Ö-öy-öylemi?"

Bakugou ayağa kalktı ve arkasını sirkeledi ve izuku'ya hırkasını verdi

"kanatların gözükmesin aptal"

Bakugou arkasına dönüp gidince izuku arkasından neşeyle gülümsedi ve peşinden geldi eve doğru yola koyuldukar güneş batmış ve gökyüzü hafifi kararmıştı

"melekler gerçekten bulutların üstünde mi yaşıyor?"

"hm?"

"ailem genelde meleklerin bulutların üstünde gezdiğini söyler"

İzuku gülümsedi ve arkasından ona yetişip hizasına geldi

"evet"

"ciddimisin?"

"evet genelde koruyucu melekler bulutların üstünde gezer"

"güzelmiş"

"evet öyle"

"peki ya izuku"

İzuku baktı sarışının kızıl gözlerine

"sen beni izliyormuydun?"

İzuku herzamanki gibi gülümsedi ama bu sefer yanakları kızarmıştı

"evet"

Bakugou hafifçe sırıtı

"demek öyle"

Onlar bunları konuşurken kapıya varmışlardı

"odamın penceresi açık sen ordan gir"

İzuku hırkayı eline aldı ve kanatlarıyla bakugou'nun odasının olduğu pencereden içeri girdi bakugou ise kapıyı açmış çantasını Bi kenara koymuş ellerini yıkayıp annesini yanına gelmişti

~2. Bölüm sonu

(canlarım çoğu şeyi araştırıp yazdım  japon mitolojisinde göre melekler sizi gökyüzünden falan izler *koruyucu olanlar* yada sizi özleyip birkaç dakika veya saat izlerler gecenin bir yarısı yb atabilirim iyi günler dilerim💗🌸)

~Your Dear Angel~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin