9-cu bölüm-Artemis

86 9 3
                                    

Tuana arabaya binip,Ankara yoluna koyuldu.Bu zaman ona Çağandan mesaj ve 15 tane cevapsız arama gelmişti.Telefonu eline alıp gelen aramalara ve mesajlara baktığında Çağandan arama geldi.Tuana cevaplamak için "yes" butonuna dokunmak istediğinde beklemediği bir şey oldu.Arabasının önünü girdiği ara yolda 3 tane siyah araba kesmişti,Tuana onları atlamak istediğinde artık çok geçti.

Arabanı uçurumun olduğunun farkında olmayarak uçuruma doğru sürdüğünde arkadaki arabadan gelen silah sesiyle arabanın lastiğinin patlaması bir oldu.Tuana bu durumlara azda olsa alışıktı ama hiç bir zaman kendisi böyle tuzağa düşmemişti.Karşısındaki adamlar silahlıydı ve tanınmadık bir yerde 3 arabanın önünü kesmesi onu korkutmamıştı ama ölmekte istemiyordu çünkü alacağı bir intikamı vardı.

Tuana arabada öylece sıkışıp kaldığında Çağan'dan bir yeni arama daha gelmişti.Tuana hemen telefonu açtı.
-Kızım nerdesin?Açsana şu s*ktiğimin  telefonunu,ödüm koptu meraktan,nerdesin şu an?Yanında kimler var?

Tuana öylece donup kaldığında,öndeki siyah arabadan birisi düştü,Nazın arabasına doğru geliyordu,Naz arabanı üzerine doğru sürmek istedi ama şokun etkisinden arabanın lastiğinin patlamasını unutmuştu.

-N-Naz,iyi misin?Alooo,kime konuşuyorum.
+Çağan beni kurta-
Bu sırada artık siyah kapüşonlu yüzünde maskesi olan birisi rehin almıştı Nazı.Ağzını elleriyle sıkıca bağlamıştı,gıkını bile çıkartamıyordu.

Adam Nazın telefonunu uçurumdan atdı.
Çağan delirmek üzereydi:
-Siktiğimin kafası,kızı yalnız bıraktım.Ona bir şey olursa kendimi asla aff etmem.ASLA ASLA ASLA-diyerek elini duvara duvara vuruyordu Çağan.
Yağız elinden tutup geri çekti.
-Patron kızın hemen konumunu tespit etmeliyiz belli ki,adamlar ordan yeni ayrılmış,bir şeyler yapma imkanımız var şu an elimizde.
-Yağız haklı efendim,hemen bir şeyler yapmalıyız,yoksa...
-Sakın o cümleni tamamlama,ona hiç bir şey olmayacak.Hemen silahlarınızı kuşanın,operasyona başlıyoruz,jandarmaya haber verin,desteğimiz çok olsun.
-Tamam.
-Tamam.

Bekle Naz,nerde olursan ol,seni bulacağım çünkü ben...
(cümlenin önünü kafasında söyleyip ardını dile getirerek, Naz tamamladı)
+Çünkü sen,yakınlarını korumaya yemin etdin,Efe.

Adamlardan birisi Nazın şok geçirdiğini sanarak:
-Efendim,acaba delirdi mi korkudan?-dedi.
-Ağzını bağlayın!Daha fazla gevelemesin.

Nazın ağzını bağladıklarında Naz tepki vermedi,çünkü ölse dahil onun cesedini bulacağı birisinin onun izine çoktan düştüğünü biliyordu.
Daha sonra Nazı sol tarafdaki arabaya bindirip,uçurumun hemen yanında sık ağaçların olduğu ormanın içine doğru götürdüler.
Ormanda 1 saat kadar ireliledikten sonra ormanın ortasında terkedilmiş bir kulübeye ulaştılar.
Tuananı arabadan indirip kulübeye salıp sandalyeye bağladılar.

Bu sırada Çağan,jandarmaya polise haber vermişti.Konu burda çete olması değildi,adam kaçırılmasıydı bu yüzden içinde azda olsa rahatlık vardı:
-Nerde olursan ol,seni bulacağım karanlıklar kraliçesi.

Siyah kapüşon giyen,soytarı tipinde olan adam,Tuanaya yakınlaşarak:
-Merhaba,Tuana'm, pek hoş karşılaşmadık idare et.Ama bundan sonra seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım,nede olsa bana aitsin.-dedi yüzünde eskiden kalan bir yara izi olan,kirli sakallı,siyah kıvırcık saçları,30lu yaşlarında olan bu kişi.

-Ama bir şeyi unutma bebeğim sen benim babamı diri-diri gömdün.Bu yanına kar kalmayacak tabi.

Bu kişi yıllardır Tuananın babası gibi tanıdığı o insanın,Tuananı sattığı kişinin oğluydu.Satıldığı o kişi Nazın ikinci emri verene kadar,üvey babasını öldürüp göle atana kadar diri-diri adamlarına gömdürdüğü kişiydi.

Tuana o zamanlar küçük olsa da,satıldığı adamı tanıyordu-"yemin ede bilirim ki,baba-oğul bir-birlerine çok benziyorlardı".Demek ki,o kişi Tuananı kendisi için değil,oğlu için almıştı.Ama neden?Neden bir baba daha 10 yaşlarında olan oğlu için  küçükken bir gelin seçsin ki?Belki çoğu ülkede normaldı bu hal ama bu işte gariplik vardı.

Artemis bu sırada dışarı çıkmıştı sigara içmek için

Tuana aklındaki bu sorulara cevap aramak dahi istemiyordu,tek amacı burdan kurtulmaktı.

Sonra aklına bir şey takıldı
+"Çağanın sesi neden endişeli geliyordu?Sanki kaçırılacağımı biliyormuş gibi"düşünürken aklına bir şey daha geldi.Hani anlaşma yaptıkları iki adam...,ya onlar haber verdiyse Çağan'a?İyi de neden?Onların planı bizim planları öğrenip liderlerine demekti,neden böyle bir iyilik yapsınlar ki?diye düşünerken
Yada dur...Bu bir tuzak,Çağanı buraya getirmek için planın bir parçası bu"dedi gözünden akan yaşlarla.Çağan sakın,sakın gelme sakın.

Bu sırada Artemis Tuananın sesini duyup manyak bir kıskançlıkla içeri girdi.
-Sesini kes,yanımda hiç bir erkek ismini kullanmayacaksın bundan sonra.

Tuana Artemise tükürerek:
+Aşşağılıksın sen,bir kızı sandalyeye bağlayıp ona yasaklar koymak değil sevgi-dedi gözünden soğuk akan yaşlarla.

Sonra  Çağanın ona nasıl değer verip her kese nişanlısı gibi gösterip onunla dans etmesini hatırladı.Sevgi bumuydu peki?Neden ormanın ortasında, terkedilmiş bir kulübede bu haldeyken bunları düşünüyordu?Neden içinde korku yerine bu hissler vardı?

Çünkü biliyordu,Çağanın verdiği sözü tutacağını,onu Artemis denen bu manyağın elinden alacağını biliyordu...Ama bir yandanda Çağanın buraya gelip bu tuzağa düşmesini istemiyordu.

Bu iki düşüncenin içinde kaybolmuştu Naz.

Hadi ses verip yorum yapın yeni bölümü en kısa sürede atacağım.💙

KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin