Bölüm 24 (F)

179 33 32
                                    

Minho yanı başında oturduğu bedenin yanağına küçük bir öpücük bıraktı gözlerini kapatmadan önce.Yarın hastaneden çıkacak olmanın sevinci vardı içinde.Jisung'tan hala bir tepki alamasalarda küçük küçük parmak oynatma,kısa süreli göz açıp kapama tepkileri almışlardı.Doktora göre bunlar sadece istemsiz olan kas refleksiydi.Her ne kadar her hareket ettiğinde Minho heyecanla Jisung'a yönelsede sonra dan göz yaşlarıyla oturuyordu yerine.

Son bir hafta çok yorucuydu onun için .Finallerin üstüne yeni evi düzenlemek çok fazla gelmişti herkese.Hala biraz da olsa endişeliydi gençler.Evde aniden Jisung'a bir şey olsa seslenecek bir doktor olmayacaktı.Makineleri odaya yerleştireceklerdi ama hemşire hala tutamamıştı.Hemşireye verecek parası hala yoktu.Acaba acele mi ediyoruz diye düşündüler hep birlikte ama sonra evde Jisung'un daha rahat edeceğine karar verdiler.Ama bilmiyorlardı ki planlarının hepsi boşunaydı.

"Aptal kedi,neden hala orada duruyorsun? Yanıma gel çabuk!"

Jisung ıhlamur ağacının altında en güzel gülümsemesiyle Minho'ya seslendi.Lavanta tarlasının içinden koşarak çıkıp başını Jisung'un dizlerine bıraktı nefes nefese.

"Çok terlemişsin.Şimdi gölgenin serinliği sırtına çarpacak." Jisung elini Minho'nun terli sırtında gezdirirken söyleniyordu.

"Tarlanın içi o kadar güzel kokuyor ki Jisung,hiç çıkmak istemiyorum oradan."

"O kadar uzun süre orada uzanıp koşturdun ki saçlarına bile sinmiş lavanta kokusu." Jisung  kafasını eğip dizlerinde yatan bedenin saçlarını derince kokladı.

"Sende ıhlamur kokuyorsun her zamanki gibi."

Minho aşağıdan elini uzatıp Jisung'un saçlarında gezdirdi parmaklarını.Dizlerinde yattığı gencin yüzüne uzun uzun baktı ,yüzünü unutmaktan korkarcasına.

"Minho,ileride de buraya gelelim olur mu? Hatta yaşlandığımızda bile gelelim." Gencin gözleri ışıl ışıl parlarken hevesle konuştu.

"Olur gelelim." Jisung Minho'nun saçlarıyla oynadığı için mırıldar gibi çıkmıştı sesi.

"Söz ver ama Minho.İleride ne oluruz bilmiyorum ama küs olsak bile her senenin Haziran ayında mutlaka burada buluşalım."

"O zaman 20'si diyelim.Her sene 20 Haziran da burada seni bekleyeceğim Jisung."

Jisung sevinçle kıkırdarken eğilip Minho'nun dudağına kelebek öpücüğü bıraktı.

"Minho ben bu dünyada olmasam bile yine de gel.Ruhum seni bekleyecek." Jisung'un suratı ciddileşirken Minho kaşlarını çatıp dizlerinden kalktı.

"Ne demek bu dünyada olmasam? Sen her zaman benim yanımda olacaksın!"

İki gencinde gözlerinden yaşlar süzülürken hava da aniden kararıp yağmur yağmaya başladı üstlerine.

"Özür dilerim Minho." Jisung gözlerinden yaşlar süzülürken yanından kalkıp hızla koşmaya başladı yağmurun altında .Minho ne kadar hızlı koşarsa koşsun yetişemiyordu Jisung'a.

"Jisung dur! Gitme!"

Minho hastane sandalyesinde bağırarak sıçrayıp rüyanın etkisiyle hızla Jisung'a döndü.Yatakta yatan küçüğünün elini kavradığında Jisung'un da gözlerinden yaşlar süzüldüğünü farketti.

"Niye ağlıyorsun Jisung'um? Ağlama ne olur seni hiç bırakmayacağım."

Rüyanın etkisiyle elini hızlı hızlı öperken kulaklarına ulaşan sesle sandalyeden fırladı.Kafasını makinelere çevirdiğinde gördüğü uzun ince çizgiyle bütün vücudu titremeye başlamıştı .

Ihlamur Çiçeği (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin