{6}

69 7 12
                                    


Jimjim
Hadi kaynaşın biraz ya

Taetae
Bugün biraz konuştuk aslında

Namjoon
Evet öyle ama genede Yoongi hyungla çok konuşamadık
Tanıtayım o zaman kendimi
Bizim okulun müzik bölümü kapanınca nakilimi buraya aldırdım.
Buralarda kendime ev tuttum ve çalışmaya başladım. Ailem Dongjak'ta kaldı. Normalde Jimin'le aynı sınıfta değiliz. Onun ana dalı dans biliyorsunuzdur ki. Ortak derslerimiz olunca orda tanıştık.

Jungkook
Bizim nedenlerimiz Namjoon hyung ile benze aslında. Sadece ailem beni bilerek gönderdi. Çünkü orda pek imkan yoktu. Yükselmemi istiyorlardı. Seul'de önün açılır dediler o yüzden geldim.

Taetae
Senin ana dalın ne ki Jungkook. Namjoon hyung'u biliyorum. Söz yazıyor. Anlatmıştı.

Jungkook
Aslında vokal yapıyorum ama Namjoon hyung gibi söz yazmayı da çok isterdim.

Taetae
Hmm anladım. İyiymiş. Bizde Yoongi hyung ile aynı sınıftayız. Ana dalımız resim.

Namjoon
Birşey dikkatimi çekti. Madem aynı sınıftasınız neden Yoongi'ye hyung diyorsun. Dikkat ettimde Jimin de söylüyor.

Jimjim
Çünkü bizden büyük. Sınıfta kalmış 2 sene. Bu yüzden sizden de büyük aslında.

Namjoon
Hmm anladım bende hyung demeliyim o zaman.

Yoongi
Aslında zorunda değilsin nasıl rahatsan öyle davran bana karşı.

Son kez onlara yazdıktan sonra gruptan çıktım ve yatağıma doğru adımladım. Telefonumu sessize alıp güzel bir uyku çekmek istiyordum.
.
.
.
.
Gözlerim kapalı yatağın içinde dönüp duruyordum. Uykum vardı fakat uyuyamıyordum. Kehribar irisler beni rahat bırakmıyordu. Her gözümü kapattığımda üzgün üzgün bana bakıyordu.

Çok fazla kafama taktım bu adamı. Nedendir bilinmez bu adam bana çocukluğumu da hatırlatıyordu. Kesin birşeyler vardı bu adamda. Oda bana yaptığının farkındaydı. Söylediği sözler kafamda soru işaretleri bırakıyordu.

Nerden tanıyorum onu? Neden bana garip cevaplar veriyor? O çizimde ne vardı? Neden bana değişik hisler yaşatıyor? Onun adına neden üzülüyorum?  Neden? Neden? Neden?

Bir sürü neden vardı. Bunları düşünürken uykuya dalmıştım.

~~~~

"Hey hey beni duyuyor musun?"

Gözlerimi araladım. Değişik giyinimli bir adam bana bakıyordu. Elinde bir kase su ile yüzüme yel yapıyordu. Nerdeydim.

Gözümü tekrar açıp kapayınca bu sefer kendimi görüyordum odanın içinde. Başımıda ki adamı def edip yerimden kalkışımı izledim.

Birşey yapıyordum ama neden yaptığımı bilmiyordum. Öylece kendimi izliyordum. Üstümde değişik kıyafetler vardı. O adamdakilere benzer kıyafetler.

Camın önüne gittiğimde derince nefes alıp verdi. Cami açmaya yeltendiği sırada kendimi onun yerinde buldum. Tekrar kendimdim kimseyi izlemiyordum. Direkt olarak yaşıyordum.

Merakımdam camı açmaya karar verdim. İki yandan tutup açtığım da büyük bir kalabalık evimin önündeydi. Kehribar irisler meydanda üzgünce bana bakıyordu.

Neye şaşırcağımı bilmez bir şekilde ona bakıyordum. Birden odamın kapısı açıldı. Hoseok tam önümdeydi. Üzgün kehribarlar şimdi kızgın gibiydi. Üzerime geldikçe geriye gittim.

"Neden yaptın bunu bize Yoon..."

~~~~~

Gözlerimi açtığımda odamdayım. Kan ter içinde kalmıştım. Etrafımı kolaçan ettim ve gözlerimi ovuşturmaya başladım. Pencereme koştum hemen. Bir hışımla açtığımda beklediğim manzara yoktu. Her zamanki evimizin bahçesi vardı.

Rüya gördüğümü düşünerek yatağıma oturdum. Çok gerçekçi bir rüyaydı. Saate baktığımda akşam yemeği saati geldiğini anladım ve aşağı yemeğe indim.

Ailem sohbet ederek yemek yiyordu. Gördüğüm rüyanın etkisinda o kadar kalmıştım ki nasıl yemek yediğimi hatırlamıyordum. Kendimi odamda masamın başında buluverdim.

O sırada aklıma yeni verilen ödev geldi. Eğer bu adam beni tanıyorsa ve rüyama kadar girdiyse. Birşeyler biliyordu. Vereceğim ödev işte şimdi aklıma oturmuştu. Ona rüyamı çizicektim.

Daha unutmadan rüyamın bir kısmını kağıda yazdım. Yazdıktan sonra kaba taslağını çizmek için not defterimi aldım. Çizeceğim resim o odaydı. Odanın penceresi açık olacaktı. O kalabalıkta görünsün istiyordum.

Sonrasında odanın kapısı da açık olacaktı. İçeriye girmekte olan Hoseok orda olacaktı. Rüyamda gördüğüm ben ve normal ben karşılıklı birbirine bakıyor olucaktı.

Bunlar kesinlikle o adamda birşeyler uyandırıcaktı. Kesinlikle benimle konuşmak istiycekti.
.
.
.
.
Kaba taslağı çizdikten sonra saatın epey geç olduğunu fark ederek uyumaya karar verdim. Yatağıma geçtim ve gözlerimi kapattım.

"Umarım saçma rüyalar görmeden uyurum."
.


.
.
.
Motoru park ettikten sonra bahçeye adımladım. Bizimkileri görmeyi umarak çardakların olduğu tarafa gittim. Tabiiki ordalardı. Görünce oraya adımladım.

Beni fark ettiklerinde konuşmalarını bölüp bekledikler. Yanlarına oturunca muabetti anladım. Birkaç profesör hakkında yakınıyolardı. Olanları anlatmaya başladığımda Jungkook'ta bir gariplik sezmeye başladım.

Belki dikkatini çekti, belkide hoşuna gitti yada korktu bilmiyorum. Sapsarı kesilip dikkatle beni dinlemeye başlamıştı. Anlatmayı bitirdiğimde rüyadır takılma muabetti yaptılar. Fakat Jungkook ağzını açıp tek bir kelime dahi etmedi.

Bunun yanında bir süre sonra işinin olduğunu söyleyip bizden ayrıldı ve gözden kayboldu.

Jungkook

İnanamıyorum inanamıyorum. Benimle aynı rüyaları gören biri daha. Dün geceki rüyama ne demeli peki. Rüyamdakinin Yoongi hyung olduğuna eminim kesinlikle oydu.

-Dün gece-

~~~~
Gözlerimi açtığımda yürüyordum. Büyük bir pazarın içindeydim. Etrafıma bakınırken birden biri gelip bana çarptı. Kafamı kaldırıp çarpan kişiyi gördüğümde dondum. Bu Yoongi hyungdu.

Uzaklaşırken arkamdaki adamı fark etmeyip çarpınca neye uğradığımı şaşırdım. Çünkü yüzüme okkalı bir yumruk yemiştim.

Gözümü tutarak açtığında büyük bir kalabalığın içindeydim.  Herken 'idam' diye bağırıyordu. O sırada pencereden aşağı bakan Yoongi hyungu gördüm. Düz bir suratla Hoseok' a bakıyordu.

~~~~

Sonraki Hayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin