Genç kız pencere camının önündeki, kara kışlara dayanamadıklarını bildiği petunyalarıyla özenle ilgilenirken çok anaç ve dünyadan bir haber gibi duruyordu. Çocuklarıymış gibi sevdiği çicekleri için kendisini etrafından o kadar soyutlamıştı ki ona bakan bir çift kinli gözden haberi dahi yoktu.
Ryujin pencerenin karşısındaki banka oturup orada ne yaptığını pek bilmiyordu. Sadece içinde oluşan dürtülere yenik düşmüştü. İlaçların onu daha da kötü etkilediğini düşünüyordu bu sebepten dolayı onları kullanmıyor, içtiğini söyleyerek annesini kandırıyordu. Kendine, karşısındaki kıza ve annesine ne kadar kötülük ettiğini bilmeden.
Shin Yuna'ya çok sinir oluyordu. Hatta Ryujin direkt en ufak şeylerden bile zevk alabilen insanlara sinir oluyordu.
Cep telefonunu çıkardı ve tarihi kontrol etti.
6 Ekim 2020 saat 20.13
Bugün Shin Yuna'yı boğazından bıçaklayarak onun katili olmalıydı. Kulaklarında çınlayan sesler bunu ona yapmasını emrediyordu.
"Kırık ruhumun yara bandısın sen Petunya." Genç kızı öldürmeden önce son söyledikleriydi bunlar.
*.*.*
Petunyaların umudu temsil ettiği söylenir. Umutsuz vaka olan, sevdiklerine açılmaya çekinen genç aşıklar sevgilerini bu şekilde dışa vurmaya çalışırlarmış. Aslında bir düşününce ne kadar da mantıklı geliyor değil mi?
Aciz umutlarımız da aslında narin petunyalar gibi çetin kışlara dayanamazlar ve hemencecik inciniverirler.
Shin Yuna yan komşusu tarafından defalarca bıçaklanırken bu kanıya varmıştı.
-SON-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Petunya (2shin)
FanfictionShin Ryujin bedenine şeytanları sığdırmış bir genç kızdı. !mental health !schizophrenia !homicide !angst