nur yüzlüm / minwon

2

Wonwoo arkasını dönüp gülümsedi. İçten içe utanıyordu.

"Geç kalacaksın Mingyu" Söz konusu kişi, öğretmeninin önden gitmesini -yine- fırsat bilerek kalçalarını izliyordu.

"Ders sizin hocam bişey olmaz"

Sınıfın önünde geldiklerinde Mingyu kapıyı açıp, öğretmeninin geçmesini bekledi.

"Teşekkürler kibar çocuk" masasına geçerken mırıldandı.

Mingyu zaferle sırıtırken sırasına geçti. Ders bir şekilde ilerlerken esmer çocuk nur yüzlüsünü izliyordu. Arada sırada göz göze geliyorlardı.

Bu ufak bakışmalar Wonwoo için şimdilik birşey ifade etmezken, Mingyu için farklıydı. Öğle arası geldiğinde kafasında kurduğu şeyleri kaplan çocuğa anlatıcaktı.

Mingyu bir anda kendisine yaklaşan hocasına baktı. Gözleri parlarken, nur yüzlüsü yan sırasında oturan Seokmin'e doğru eğildi. Başını eğip boş defteriyle bakıştı bir süre.

Başını çevirdiğinde nerde olsa tanıyacağı o götü gördü. Gözlerini bir kaç kez kırpıştırıp gerçekliğine emin oldu. 'Şimdi belinden tutup kucağıma oturtsam ne olur ki?' en fazla okuldan sürgün edilirsin. Nur yüzlünü göremezsin... tam bir kabus.

Kendisine engel olamazken bir anda ayağa kalktı ve çok yanlış bir görüntüyü oluşturdu. Wonwoo hissettiği şeyle gözlerini büyüttü. Hemen doğrulup Mingyu'ya döndü.

"Sorun ne Mingyu?" sıraların arası dardı. Vücutları birbirine yakındı. Mingyu karşısındaki dudaklara bakmaktan ne diyeceğini unutmuştu sanki.

"Ha? şey tuvalet, izin istiyecektim hocam"

"Tabi gidebilirsin Mingyu" Öğretmeninin cümlesini duyamadan koşarak sınıftan çıktı.

Bahçeye çıktığında kaplan çocuğu aradı gözleri.

Yere yatmış bedeni gördüğünde koşarak üzerine atladı. Soonyoung çığlık atarak üzerindeki çocuğa yeni küfürlerini ediyordu.

"Bak iki oldu, vallahi üçüncüde affetmem"

Mingyu üzerinden kalkıp yanına uzandı ve 'Sus artık' bakışları atıyordu. Kaplan çocuk gözlerini devirip 'Amına koyarım' bakışlarını attı.

İkisinin konuşmasına gerek yoktu. Bakışlarla herşeyi anlatırlardı.

"Rezil oldun dimi"
-