Aiko, tepkisiz soğuk ifadesi ile karşındaki kişiye bakıyordu. Siyah saçlı ve neredeyse aynı boylarda gibiydiler, Chuuya'nın dediğine göre ortağı olan kişi buydu. Aiko'ya göre daha enerjik ve asla susmayan biri adeta.
"Sizin yeteneğiniz nedir Aiko-san!" Kıza bakar ve cevap verip vermemek arasında kararsız kalır.
"Bunu sonradan öğrenirsin sonuç olarak çoğu işte beraber çalışacağız. Ayrıca neden "-san" diyorsun benden küçük müsün?" Kız gülümsemesini hiç bozmaz ve cevap verir. "19 yaşındayım! Benden 3 yaş büyük olmalısınız."
"Aslında pek fazla yaş farkı yok ama pekala "-san" diyebilir."
"Ah, anlıyorum o zaman. İsmin neydi?"
"Hirano Hina!"
"Hina mı? Hinata'nın kısaltması falan mı?"
"Hayır, hayır ismim sadece hina!"
Daha fazla konuşmadan tatlı bir isim diye düşünür. Ardından arkadan adım sesleri duyunca iki kızda o tarafa döner. Chuuya eli pantolon'unun cebinde Aiko'ya doğru yaklaşıyordur. Sanırım bahsettiği bebek bakıcılığı burada başlıyor.Hina, Aiko'nun kulağına yaklaşır ve fısıldar. "Direkt bir yöneticiden ders almak çok değerli birşey, Aiko-san! Bol şans."
"Şansa ihtiyacım yok, Sadece zekam yeter."
***
Chuuya önden yürürken aiko nereye gittiğini bilmediği için anlamsız bakışlar atıyordu. Bir anda Chuuya durur ve arkasına döner. "Motor sürebiliyor musun?" Aiko tek kaşını kaldırır ve karşısındaki turunculuya bakar. "Hayır, sadece araba ehliyetim var." Diyerek cevaplar.
"O zaman acilen git ve öğren her görev seni arkamda taşıyamam." Aiko Chuuya'ya ters bakışlar atarken Chuuya umursamıyormuş gibi davranır. "Arkanda taşı diyen mi oldu portakal!?" Chuuya da sinirle bakar ve kavga, karşılıklı bağırmaya döner.
"Sen üstünle nasıl konuşuyorsun kızıl piç"
"Biraz saygılı ol be terbiyesiz adam"
O sırada arkalarından geçen siyah saçlı, saçlarının uçları beyaza dönen biri öksürerek oradan geçer. Chuuya ile aiko aynı anda o adama döner ve bağırır."Ne var!?" (İkisi de aynı anda bağırıyor)
Karşılarındaki adam onlara anlamaz gözler ile bakarak elini ağzının üstünde tutuyordur. Chuuya adamı fark edince sesi sakinleşir ve konuşmaya başlar. "Ah, Akutagawa burada ne yapıyorsun?" Aiko Chuuya'nın ani ruh değişimini sorgularken ismi'nin Akutagawa olduğunu öğrendiği çocuk ile Chuuya konuşmaya başlar.
Konuşmaları bitmiş olacak ki Akutagawa uzaklaşır. Aiko kollarını göğsünde birleştirir ve konuşmaya başlar.
"Onu tanıyor muydun?"
"Evet, tanıyorum."Aralarında yeniden bir sessizlik oluşunca Aiko bu durumdan sıkılır ve konuşmaya başlar. "Nereye gidiyoruz." Chuuya tekrar ilerlemeye başlarken cevap verir. "Eğitimin için ilk işine." Aiko yine anlamsız bakışlar gönderirken Chuuya önden ilerlemeye devam eder.
İkisi beraber bir motorun önüne gelirler, Aiko bir an için "hayır düşündüğüm şey" olarak geçirir.
Chuuya motora biner ve arkasını işaret eder. "Atla."
Aiko boş boş bakar, sonra Chuuya'ya döner."Arkana mı bineceğim?"
"Kafama mı binmek istiyorsun?"
"Bir de belinden sarılayım istiyorsan!?"
"Başka nereme sarılacaksın?"Aiko sinirle motora biner düşünmeye vakit bulamadan chuuya bir anda motoru çalıştırır ve hızla sürmeye başlar.
Aiko bu ani hız ile Chuuya'nın sırtına yapışır, hemen kollarını Chuuya'nın beline bağlar. Yanağını Chuuya'nın sırtına yaslıyor. Fark edince hemen geri çekilir ama düşmemek için beline tutunmaya devam eder.
Varınca Chuuya ani bir hız ile motoru durdurunca Aiko düşmemek için kendini zor sabitler. Durduklarında, Aiko hemen kollarını çeker ve motordan iner, Chuuya da arkasından iner.
Bir fabrikadalardır, Aiko etrafı inceler ve burada ne olduğunu anlamaya çalışır.
Chuuya'ya döner ve ona sorgulayan bakışlar atar. "Bana bakma öyle kızıl, bu bir eğitim, ama eğitim diyerek buradaki herşeyi oyun sanma. Yeni görevimizi eğitimin olarak kullanıyorum." Evet, liman mafyasından beklenir bir eğitim yolu oldu bu.
Aiko yavaş adımlarla fabrikanın içine ilerler, kapıdayken Chuuya'ya bağırır. "Sen dışarıda kal birşey olursa gelirsin."
Chuuya'nın cevabını beklemeden içeri girer etrafta kimseler yoktur. Yavaşça sert bakışlarıyla içeriyi izlerken bir mermi ateşlenir. Bir anda bir sürü adam silahları ile saldırıya geçince Aiko yeteneğini kullanmak zorunda kalır.
"YETENEK, BOŞLUKTAKİ YALNIZ GÜNEŞ!"
Fabrika'nın içi kocaman bir ışık kaynağı ile dolup taşar. Bu ışık neredeyse bir insanı kör edebilir ama yetenek olunca başka bir işe daha çok yarıyor.
Fabrikada bulunan bütün ekipmanlı adamlar yere serilir. Aiko etrafını kolaçan eder, bu yetenek bayıltmıyor sadece uyutuyor. Ama bu çok derin bir uykudur, kişiler kendi bilinçaltılarına göre rüyalar görür. Bunlar kötü veya iyi olabilir, ama en önemli kısmı Aiko bu yeteneğini kullandığı kişilerden sadece birine dokunarak rüyasının için girebilir.
Orada onu istediği gibi manipüle edebilir, herşeyi söyletebilir, onu ölüme bile sürükleyebilir.
Aiko etrafa bakındığında gözüne çarpan bir adamın yanına gider, ceketinin cebinden bir elini çıkartır ve adama dokunur.
İşte rüyasında! Gayet hoş, küçük bir kasabanın olduğu yer. Geriye adamı bulmak kalıyor o zaman...
Aiko etrafına bakınır ama dokunduğu adamla karşılaşamaz. Huzurlu bir rüyaya benziyor, akrabaları ve ailesinin olduğu rüyalar... Belki de geçmişini özlemiştir. Ama Aiko bunları önemsemeden sert bakışları ile etrafı süzüyor.
Sonunda! Adam orada ve bir kaç kişi ile konuşuyor.
Aiko adamın yanına gider ve omuzuna dokunur, adam arkasına döner ve arkasındaki kıza bakar. Arkadaşları ona "Orada ne var?" Diye seslenmeye başlayınca Aiko konuşur. "Beni göremezler ve duyamazlar, düş önüme." Aiko sertçe adamı çekerek yanında götürür.
***
Chuuya beklerken sıkılmaya başlar, içeriden de çatışma sesi gelmediğinden artık şüphelenmeye başlıyor. Tam içeri girecekken Aiko kapıdan çıkarak gelir.
"İçeriyi temizleyebilirsiniz, bilgileri Mori-san'a ileteceğim."
Chuuya anlamaz gözler ile ona bakarken Aiko yanından geçip giderken duraksar ve arkasına döner.
"Akşama kadar uyanırlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chuuya x reader
FanfictionBazı konular anime/manga dışı uydurma kurgulara dayanır. Chuuya motora biner ve arkasını işaret eder. "Atla." Aiko boş boş bakar, sonra Chuuya'ya döner. "Arkana mı bineceğim?" "Kafama mı binmek istiyorsun?" "Bir de belinden sarılayım istiyorsan!?"...