Sabah kalktığımda belimde bi ağırlık vardı. Dün morgda beni evine davet eden çocukla konuşurkan uyuyakalmışız. Bana sarılmış. Ayyy! Yerimm. Yavaşça onu uyandırmadan kolunu belimden çektim ve mutfağa gittim. Mutfaktakilerle buna kahvaltı hazırlamaya başladım. Un nerde? Acaba krep sever mi? Lan şimdi bu arkamdan gelip bana sarılsa, öpse ne güzel olur. Ben böyle hayaller kurarken bir buçuk saattir mutfakta olduğumu farkettim. Oha! Ben yumurta ve makarnadan başka yemek yapamayan ben şimdi neler yapmışım. Tabakları yerleştirdim, krepleri koydum ve bu şaheserimi son bi kez baktım. Mükemmel. Kesin sever mavi göz. Mutlu bi şekilde çayları koyuyodum ki kolumu bi el tuttu. Allah! Kesin öpüşcez. Ben böle düşürken "Neden kahvaltı hazırladın kızım sen? Hala gitmedin mi? Mal mısın?" die soruları art arda sıraladı. İçimden mal sensin kolay gelsin demek istedim ama öyle dersem tescilli mal damgası yerim diye sadece " Dün konuştuk, geç yattık, moralimizde bozuktu bu yüzden ben de güzel bi kahvaltı hazırladım." "Anladım. Üzülünce kendini yemeğe vuranlardansın yani. İyi geç ye de git." Hiçbi şey demeden oturdum sandalyeye o da karşıma geçti, hiç konuşmadan yaptık kahvaltıyı. Kahvaltı bittiğinde "Dün o kadar konuştuk ama hala adını bilmiom." dedim. Adını gerçekten merak etmiştim. "Napcan adımı? Ben seninkini soruom mu? Hem boşver. Bak, evine haciz geldiğini biliom yani ben sana istersen otel parası verim. Git otele ama birbirimizi unutalım. Anlattıklarımı umursama zaten ben senin anlattıklarını umursamadım. Umrumda deilsin yani kızım. Dün ikimizinde konuşcak birine ihtiyacı vardı ama şimdi yok. Çıkarken t-shirtü bırak odama." Nası bu kadar bencil ve umursamaz bu? Nie güvenmiştim ki? Otel parasını verirmiş, salak, dilenciyiz sanki de onun parasına kaldık. Sinirle gittim odasına. Çıkarttım t-shirtü. Kendiminkini giydim. Çantamı da aldım ve çıktım. Kapıdan çıkarken galiba bunun ev arkadaşı olan çocukta kapıdan giriodu. Beni görünce "Oo Deniz Bey dün gece naptınız?" die sordu. Demek adı Deniz die düşünerek asansöre bindim. Gizem' i aramaya karar verdim. Ve bu aptal apartmana bi da gelmemeye. Çıktım apartmandan. Gizem 'i aramak için telefonumu açtıp daha doğrusu açamadın. Lanet olsun. Telefonum Denizlerde. Dün şarja koymuştum. Sokağın az ilersinde bi kadın var. Yanına gittim ve telefonunu istedim. Harika kadın telefonunu verdi ve hemen Gizem'i arayıp, nerde olduğumu ve gelip beni almasını söyledim. Kadına teşekkür edip, telefonunu verirken, kadın bana " İyi misin? T-shirtünü t-shirtünü ters giymişşin, gözlerinin altı çökmüş ve saçların berbat. Kısaca yıpranmış ve berbat ötesi görünüosun." Sana fikrini soran olmadı bacım. Sadece gülümsedim. Kadının yanından uzaklaşıkken kadın " Yanlış anlama. Polisi aramamı ister misin?" die sordu. Aynı zamanda güven verici bi tavırla sırtımı sıvazlıyordu. "Hayır" dedim net bi şekilde. Kadın "Emin misin?" die sordu. Tam cevap vercekken Gizem arabasıyla yanımıza yanaştı. İşte benim kızım ve mükemmel zamanlaması. Kadın bana acıyan tavırlarla bakarken, ben de ona gözlerimi devirdim ve araba bindim. Arabaya biner binmez Gizem: " Noldu kızım sana? Çağırdan buraya ve yanlış anlamada berbat görünüon." "Biliom. Bi yerden içecek alıp bi yerde dursak, orda anlatsam?" "Olur." Kahveleri aldık ve arabayı tenha bi yere çekmiş, arabanın içinde konuşuyoduk. Bütün hikayemi baştan sona anlattım. Birlikte ağladık. Seviom ben bu kızı. En son Gizem " Telefonu napcaz?" die sordu. Kızın suratına mal mal yani herzamanki halimle bakmış olmalıyım ki " Ne bakion kızım? Merak etme birlikte gidip isticez telefonunu. Sonra ben ona kafayı gömüp göttt herifff die bağırıcam. Ok?" "Ok." "İşte böyle. Yalnız önce üstünü deiştir bence." Eve hacuz geldiğinden ve her an taşınmamız gerektiğinden, babaannemle eşyalarımızı aynı valize koymuştuk ve hastaneye giderken o valizi almayı akıl edebilmiştim. Bi benzinlikte durduk ve ben üstümü deiştirdim. Kıyafetlerimi valize koyarken babaannemin kıyafetlerini gördüm ve birden ağlamaya başladım. Gizem ben ağlayınca bana sıkıca sarıldı. Gizem de benimle tuvalete girmişti ve ordaki kadın da bize tip tip bakmıştı. Galba bizi lezbiyen sandı, fesat kadın. Gizem kadına bakarak göz devirdi ve "Hadi aşşşkım." dedi. Ş'leri vurgulamıştı. Bu kızın amacı ne? İşte bu yüzden birlikte girmiştik tuvalete. İyiki birlikte girmişiz çünkü beni teselli etmesine ihtiyacım vardı. Nese biz tuvaletten çıktık. Kadın bize yine tip tip baktı. Gizem yine göz devirdi ve bana " Bu halde hiç kimsenin evine gidip kendimizi acındırıp, telefonunu isteyemeyiz. Bugün bizde kalıosun ve relax oluosun. Hadi tatlım." Benzinlikten çıkarken bulduğumuz bütün abur cubur yani kilo yapcak ne varsa aldık ve çıktık. Arabaya gelirken Gizem yine o kadını gördü ve göz devirdi. Arabaya bindik ve Gizem "Hadi selfieee." dedi ki böyle derken e'leri çok sinir bozucu bi şekilde uzatır hemde her zaman. Yaaa gözlerim çökmüş diyom anlamio bu kız. " Amacın ne? Tabi normalde senden daha güzelim ama şimdi ben böle çökmüşken fırsattan istifade etcen. Di mi?" Benim bu soruma gayet rahat bi şekilde "Evet kızım. Ne sandın?" diye cevap verdi. Ben gözlerimi devirip off larken o da kamerayla öpüşüodu. Ciddiyim. Gizem her selfieden sonra telefonunu öper. Nedenini kimse bilmio. Sonrası klasik: Gizem sayesinde yine kaybolduk, üç saat dolandık ve sonunda eve geldik. Gizem 1+1 bi evde oturuyodu, ailesi Antalya' da yaşıyordu ve o da Galatasaray' da okumak için gelmişti. Gizem ikimize de yeryatağı yaptı. Uyumadan önce gözlerimizi sıkıca kapattım ve düşündüm "Bu çocuğun beni üzmesine nası izin verdim? Nası yaa? Babaanne bak sen yokken neler oluo. Ya o değilde ben Deniz ' e nası güvendim? KİMSEYE GÜVENMEZKEN.
Multimedya Gizem COŞKUN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞKLAR MORGDA BAŞLAR
DiversosAğlayarak morga koştum. Burası buz gibiydi. Babaannemi nasıl burda bırakmışlar? Şuan Gizem'e çok ihtiyacım var veya başka birine galiba şuan bana sarılcak birine çok ihtiyacım var.