IV.
"Şimdi şiir bence senin yüzündür."
Gözümü açtığımda hava aydınlanmış içeri günışığı sızıyordu saate bakmak için telefonu elime aldığımda 09.17 gösteriyordu dün her şey o kadar güzeldi ki aklıma yeniden o anların gelmesiyle telefonu yanıma koyup derin bir nefes aldım bugün çok mutluydum ve hiçbir şey tadımı kaçıramazdı keşke Akayın numarasını alsaydım aptal kafam ne diye eve bıraktığımda istemedim ki neyse hiç önemli değil gerekirse 1800lere gider mektuplaşmaya başlarım yeter ki ondan haber aliyim yeter ki onu göriyim
Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım aynada yüzüme bakıp gülümsedim erkenden gitsem görür müydüm acaba erken gelir miydi şansımı denemeliydim hızlıca hazırlanıp erkenden onun fakültesine gitmeye karar verdim üzerime bir pantolon bir sweat ve bir ceket giyip çıktım
Fakülteye geldiğimde motoru park edip köşedeki kafeden birer kahve aldım kahvesini nasıl içtiğini bilmiyordum sütlü ve şekerli içiyormuş gibi bir hali vardı umarım doğru tahmin etmişimdir kahvelerimizi alıp motora gidip yaslandım onu karşılamaya hazırdım inşallah erken gelirdi kahve soğumadan gelse iyi olurdu kalbim küt küt atıyordu acaba ne tepki verirdi rahatsız olur muydu dün o kadar zaman geçirdik bence rahatsız olmazdı hem rahatsız olursa bunu belli eder bende mesafeli davranırdım hoşuna gitmesini umut ederek beklemeye devam ettim aradan 5 dakika bile geçmemişti ki kapıdan giren onu gördüm göz göze geldik gülümseyerek doğruldum şaşırdığı yüzünden belliydi şaşkın bir gülümsemeyle yanıma geldi kahvesini uzatıp
"Günaydın" dedim
"Pek kibarsınız"
"Size layık olmaya çalışıyoruz"
"Nerden biliyordun dersimin bu saatte olduğunu ya gelmeseydim"
"Şansımı denemek istedim ve tuttu" gülümsedim
"Hıımm" hafif bir gülümsemeyle kahvesinden bir yudum aldı
"Bunda da mı şansını denedin?" Diyip bardağı gösterdi
"Evet tutmamış mı ?"
"Tutmuş ama regl olduğum için regl olmadığım zamanlarda şekersiz sütlü içerim canım benim" diyip yürümeye başladı bende peşinden ona yetiştim
"Dersin kaçta"
"Yarım saat sonra senin dersin falan yok mu"
"Var 2 saat sonra" dediğimi duyduktan sonra başını bana çevirdi yüzüme bir süre bakıp önüne döndü
"Okulu 2 saat erken gelecek kadar seviyorsun anlaşılan"
Okulu sevdiğimden değil içindeki birini sevdiğimden desem çok belli olurdu ve gerek yoktu bunu söylemeye zaten akıllı biriydi ve anlamıştı bana zarf atıyordu beni deniyordu düşmeyecektim
"Evet" söylediğime gülümseyip
"Buraya oturalım"
Oturduktan sonra eliyle yüzüne gelen saçlarını geriye attı cebinden bir sigara çıkarıp yaktı derince bir nefes alıp paketi önüme itti kolunun birini göğsünün altına koyup sigara tutan elinin dirseğini o koluna yaslamış beni izliyordu içinden bir dal alıp bende yaktım gözlerini benden ayırmıyordu acaba ne düşünüyordu aklından ne geçiyordu ne hissediyordu keşke aklından geçenleri bilebilseydim bir nefes daha alıp
"Bana telefon numaranı versene" dedi bunu söylemesini beklemiyordum o kadar sevinmiştim ki yinede fazla belli etmesem iyi olurdu
"Telefonunu ver" zaten fermuarı açık olan çantasından bir hamlede telefonunu çıkarıp parmak iziyle açtı bana uzattı numaramı girip kendimi çaldırdım kendi numaramı da "Yalım" diye kaydettim telefonunu geri uzattım bir saniye bile gözlerini benden ayırmıyordu üzerimde hakimiyet kurmuştu ve ben bundan zerre şikayetçi değildim büyüsüne kapılmıştım çoktan telefonunu alıp ayağa kalktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadmiyum Kırmızısı (gxg)
Romanceİşte onu gördüm yanında bir arkadaşıyla beraber salınarak yürüyordu arkadaşının anlattıklarına gülerek bana doğru geliyordu evet bana doğru hemde tam karşımdan o dalgalı saçları her adımında kalkıp omuzlarına çarpıyordu gözleri dudakları sonra eller...
