III. delusion

249 19 50
                                    

⋆。˚☾⋆。𖦹 °✩

"Help, I'm still at the restaurant. Still sitting in a corner I haunt."

⋆。𖦹°‧★

Şubat, 2024.

"Hayır Seb, bugün evde kalmam imkansız. Eşyaların çoğunun henüz gelmeyeceğini bildiğimden kendime bir otel ayarlamıştım zaten."

Bir yandan önümde ki kolileri kategorilere göre ayırırken diğer yandan da hattın diğer ucunda ki Sebastian ile konuşuyordum.

"Saçmalama Betty, otele falan gitmiyorsun. Bu gece Charles'ın evinde kalacaksın, çoktan ayarladık bunu." Böyle bir teklifin eninde sonunda geleceğini biliyordum fakat kabul edebilmem mümkün değildi.

"Kimseye yük olmak istemiyorum Seb. Otel benim için çok daha-"

Aniden arkamdan gelen patırtı ile lafım kesilirken ben korkudan irkilerek arkama dönmüştüm.

"Eğer bir daha kendini bana yük olarak görürsen bozuşacağız Betty."

Karşımda Charles'ı görmem ile ufak bir şok yaşarken hızla ayağa kalkıp boynuna atladığımda dengemizi kuramayıp kendimizi yerde bulmamız bir olmuştu.

Kendimizi tutamayıp kahkahalarla gülerken Seb'in "Orada her şey yolunda mı?" Demesiyle, Charles zorda olsa gülmeyi bırakıp ayağa kalkabilmişti.

"Küçük hanım yüzünden yeri boylamamız dışında her şey yolunda Sebastian."

Charles'ın bana uzattığı elini tutup ayağa kalktıktan sonra omzuna bir yumruk geçirmiştim.

Charles acımadığını bildiğim kolunu tutarken "yaptığım iyiliklerin karşılığında şiddet görüyorum resmen!" Dediğinde ben daha da çok gülmeye başlamıştım. Sebastian da bana katılıp gülerken kolilerden birinin üzerinde duran telefonumu alarak kendime yaklaştırdım.

"Her şey için teşekkür ederim Seb, özellikle de beni yalnız bırakmadığınız için."

"Teşekkür etmene gerek yok gün ışığım. Her zaman ne olursa olsun yanında olacağız."

Söylediği şeye karşılık gözlerim istemsizce dolarken Sebastian bunu göremese bile anlaması uzun sürmemişti.

"Sil o göz yaşlarını yoksa buradan Monako'ya uçmak zorunda kalacağım." Dediğinde bir yandan gülerken diğer yandan da onun sözünü dinleyerek göz yaşlarımı sildim.

"Seni seviyorum Seb."

"Bende seni seviyorum miniğim."

Aramayı sonlandırdıktan sonra telefonu şortumun arka cebine sıkıştırırken bir yandan da Charles'ı izliyordum.

"Pizzalarımız soğuyacak hadi." Dediğinde masanın üzerinde duran pizzaları yeni görmüştüm. Hemen Charles'ın oturduğu koltuğa çökerek bir kutu pizzayı önüme çektim.

"Siktir ya! İçecek almayı unutmuşum."

Charles'ın bu tavırları gülmeme sebep olurken aklıma gelen şeyle kenarda duran oldukça büyük çantamı elime aldım. Çantanın içi tam bir bataklıktı fakat aradığım şeyi bulmam pekte zor olmamıştı.

Legacy / Verstappen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin