𖤍
1948 ŞUBAT
Uzun bi süredir Dumbledore'un kuşuyla ilgilenmesini bitirmesini bekleyen kız olduğu yerde kıvrandı. Buraya gelmek zaten onun için yeterince zor olmuşken, bekledikçe tüm cesareti kayboluyordu.
"Profesör.." dedi sabırsızlıkla genç kız. "Size bir konu hakkında danışmak istiyordum."
Arkası dönük olan adam kuşun kanadını bir kez daha okşadıktan sonra misafirine doğru dönüp yumuşak gülümsemesinin ardından "Tabi ki buyurun bayan Xanthos."
Dumbledore Hogwarts içerisinde Ambrosia'ya en çok güven veren profesördü ve onun gücüne her zaman hayranlık besliyordu. Gerek ailesi, gerekse kendi görüşleri olsun tamamiyle ona uyuyuşuyordu. Dolayısıyla da Tom ile ters düşüyordu. Ailesi ilk kızlarının ne gibi bir düşünceyi desteklediğini fark ettiklerinde ortalığı birbirine katarak bunu yapmaması için ağır bir şekilde cezalandırmıştı. Ambrosia ise tüm karşı çıkmalarına rağmen Tom'un yanında yer almaya devam etmişti. Şimdi de ailesinin neden engel olmaya çalıştığını yeni yeni farkına varıyodu.
Her gün gazetelerin ve insanların konuşmalarının gündemi olan muggle doğumluların ölümleri git gide kızın psikolojisini zorlamaya başlamıştı. Ailesinden yardım alamıyor, verecekleri tepkiden ölesiye korkuyordu. Bu durumda da tek seçeneği Dumbledore kalıyordu.
"Cinayetler.." dedi kız nefesini tazeleyerek. "Gittikçe artıyor Profesör." Parmaklarıyla oynarken nasıl devam edebileceğini bilmiyordu.
"Ne acı.. Kan sadece basit bir sıvıdan ibarettir sevgili Ambrosia. Önemli olan kalbimizde taşıdığımız sihirdir." Duraksayarak gülümsedi. "Öyle değil mi?"
"Öyle efendim.."
Kız konuya bi türlü giremezken aklına gelen ilk şeyi söyledi. "Tom'u uzun süredir görmedim efendim, sizin bir bilginiz var mı?" Dumbledore duyduğu isimle kafasını hızla ona doğru çevirdi. Bi an irkilen Ambrosia bu noktadan sonra geriye çekilmezdi.
"Güzel işini bırakıp gittiğini duydum. Belki de uzaklarda bir yerde daha iyisini bulmuştur."
"Yada çok yakınımızda olabilir Profesör." dedi kız aniden. Dumbledore'un bakışları gözle görülür bi şekilde değişirken önemsememeye çalışarak devam etti. "Demek istediğim sizcede tüm bunlar birleştirilmesi zor tesadüf yığınları değil mi? Ya tüm bu cina-"
"Bayan Xanthos."
Dumbledore uyarıcı bi şekilde araya girerken adım adım genç kıza yaklaşmaya başladı. "Bu tatsız ve asılsız düşüncelerinizi kendinize saklamanızı, etraftaki acılı insanların zihinlerini bulandırmamanızı öneriyorum." Gözlerindeki ifade adeta Ambrosia'yı yerle bir ederken tek kelime dahi etmeye cesaret bulamadı.
Tek başına aşık olduğu canavarla savaşmaya zorlanıyordu ve kendisine yardım edebilecek tek bir el bile uzatılmıyordu. Eğer şuan burada olduğunu Tom duysaydı fazladan bir nefes dahi almaya fırsatı kalmazdı.
Odadan çıkmadan son kez mırıldandı. "Lütfen bunları unutmayın efendim, benim fazla zamanım olmayabilir."
Er yada geç bu konuşma Tom tarafından duyulacaktı. Ve Ambrosia onun bu kontrolden çıkmış halini izlemektense ellerinde ölmeyi seçerdi.
Dumbledore o gün kendi elleriyle gerçekler zincirini genç kızın boynuna dolamıştı. Bu denli ağır bi yükü nasıl taşıyacağını bilemeyen Ambrosia ise günden güne onun altında ezilmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REVENANT •Harry Potter Fanfic•
Fanfiction"Lütfen.. Durma öldür beni, sana yalvarıyorum." Ambrosia Xanthos, bir zamanlar aşık olduğu adamın gözleri önünde canavara dönüşmesiyle geçte olsa her şeyi farkına varır. Onu durdurma çabaları sırasında yakalanan genç kız onun asasından çıkan lanetle...