8.BÖLÜM

49 0 0
                                    

Aslında çok tatlı bir bebekti.
Sevmeye kıskançlığım geçmeye başlamıştı.

Yavaş yavaş alışıyordum ve annemin güvenini kazanmıştım.

Beş yaşındaki bir çocuk için aslında zor bir imtihandı herkes yaşamıştır bu duyguyu...yaşamdım diyen varsa içten bir kıskançlığı elbet yaşamıştır. Bende kendime inanamıyordum. Bir çift ayaklı bebeğe kanım ısınıyordu. O da ne bana gülümsüyor...
Hayatımın en mutlu günüydü küçük ayaklı bebek bana gülümsüyordu. Asıl görev şimdi başlıyordu. Ablalık görevl daha önce yapmadığım bir şey...
Artık bir ablaydım. Fundayla aramızda bir yaş olduğu için ablalık duygusunu yaşamamıştım. Kendimi özel biri gibi hissetmiştim. Yavaş yavaş büyüyor ve gittikçe küçük ayaklara alışıyordum. Hayatımın en mutlu günleriydi diyebilirim. İki yıl geçmişti ve artık okul çocuğu olma zamanım gelmişti. Mavi önlük beyaz kelebek şeklinde tokalar takacağımı düşünüyordum... birden ağzımdan "şirinler gibi" kelimesi çıktı. O da ne annemin bana bir bakışı vardı ki inanamadım gülüyor muydu yoksa sinirli miydi? Sonra bir kahkaha patlattı ve "ne şirinler gibi kızım" dedi. Utanmıştım...

Ertesi gün okul formasını ve okul malzemeleri almaya gittik. Çok şaşkındım mavi önlül beyaz tokalar beklerken karşıma pembe hırka solmuş kare desenli pileli etek... ne kadar saçmaydı filmlerde hep mavi önlük beyaz tokalar vardı. Bu neydi şimdi. Alışverişi bitirip eve gelmiştik. Çok heyecanlıydım yarın okula gidecektim ve yeni bir ortama girecektim. Okul benim için zor olsa gerek.

TEK TUTKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin