Sıkıntıdan patlıyordum haftasonları...
Okul aslında o kadar fena değildi. En azından vakit öldürüyordum. Artık bişeylerle uğraşmak istiyordum. Komşuların kızları spora gidiyordu. Judo...Evet evet judo. Ne kadar tuhaf bir ismi vardı. İzlemeye gitmek için annemden izin aldım. Salona girmiştim. Karşımda duvarın tamamını kaplayan bir ayna vardı. Yerde genellikle sarının hakim olduğu bir renk vardı. Sarının üstünde kırmızı büyük bir çember vardı. Ne değişik bir minderdi bu. Sonra ensemde biri belirdi.
"Hoşgeldiniz hanımlar" çok kibar bir sesti. Arkamı döndüğümde kocaman bir cüsse... Ayşegül abla "bunlar bizim küçüklerimiz hocam komşunun çocukları"dedi. Kendimi bir an küçük,ufacık hissetmiştim. Sonra gerildim ve o sırada hoca elini uzattı ve "ben Hakan Aydoğan judo antrenörüyüm"dedi. Ne kadar kibar bir adamdı. "Ben.. bende Emine, buda kardeşim Funda." "Neyse canlarım biz antremanımıza bakalım siz izleyin isterseniz." İzlemeye başlamıştım. Aslında bu spor tam benlikti. Oyun oynuyorlardı. Sonunda 2 saatlik antreman bitmişti. Ne ara vakit geçti anlamadım...
"Yarın okullardan öğrenci toplayacağız kızlar sizde yardım edin." Diyerek Ayşegül ablaya ve Rabia ablaya okul sordu. Neee... bizim okula mı? Hemen kayıt olmalıydım. Eve gider gitmez anneme söyledim. Annem "babanıza sorun kızlar"dedi. Babam izin verir miydi? Verir.. yani inşallah...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK TUTKUM
Short StoryAslında başka bir hikaye düşünüyordum fakat kendi hayatımı yazmak istedim neler yaşadığımı birine anlatmaktansa satırlara dökmeyi tercih ederdim...