7

14 3 19
                                    

Yeni bölümden herkese merhabalarr 


Dershaneye gitmek için hazırlanıp aşağı indim . Normalde ben Akın ve Uzay birlikte giderdik ama aşağıda ikisini de göremedim . Geç kalacağımı fark ettiğim an onları beklemeyi bırakıp hızlıca metroya koştum . Bindiğimde Uzay ve Akın karşımdalardı . Beni beklememişler. Belki özel bir şey konuşacaklardı diye beklemediler olabilir. Normalde Uzay'ın yanında otururdum ama en köşeye oturduğu için bende Akın'ın yanına geçtim. Yolculuk boyunca ikisinden de çıt çıkmadığı için dershaneye girdiğimizde Akın'ı tutup kenara çektim . 

''Ne oluyor ikinize de ''

''Bende çözemedim dünden beri Uzay tuhaf davranıyor kordon bağıyla bağlandığımız için o ne yaparsa aynısını yapmak zorundayım.''

''Hahaha dün gece mutluydu ama..''

''Bende bilmiyorum . Anlatana kadar bekleyeceğim . Seni ilgilendiren bir şeyse anlatırım yoksa ikimizin arasında kalır .''

''Peki''

Onların arasına asla giremezdim . Kardeş olmadıkları açıktı çünkü bir birileriyle alakaları yoktu ama işte soy adları aynıydı . Akın'ın sırtını parmağımla iki kere dürttüm . Arkasına dönüp bana baktı . Suratındaki normalde olan enerjisi kaybolmuş gibiydi . 

''Uzay'la sadece arkadaş mısınız yoksa başka bir şey mi?''

''Uzay benim üvey kardeşim şimdilik bunu bilmen yeterli Uzay sana istediği zaman anlatır çünkü onun hikayesi .''

''Anlat ANLAT.''

''Yıldız bağırma herkes bize bakıyor .''

Yanımıza tanımadığım bir çocuk geldi .  Uzundu , kumraldı , masmavi gözleri vardı ve gözleri beni korkutuyordu . Akın çocuğun konuşmasına izin vermeden bileğimi tutup ''Hadi sınıfa gidelim '' dedi . Bir şey demeden peşinden gittim . Böyle davrandıysa demek ki çocukta bir pislik vardı . Israr etmeye gerek yoktu .  Hiç bir şey söylemeden Akın kendi sınıfına gitti . Bende yerime oturdum . Oturmadan önce cebimden çıkardığım ıslak mendile tüm sırayı sildim ve eşyalarımı teker teker  üç kere silerek yerleştirdim .

Uzay derse geç girmişti . Kimseye bakmadan gelip yanıma oturdu ve kalemimi istedi normalde kendi kullandığım eşyaları hiç kimseye vermezken derin bir nefes alıp ne kadar zorlansam da ona verdim . O bunu bilmiyordu ve bu bir kaç günde fark ettim ki ne ben onun hakkında nede o benim hakkımda tam bilgiye sahip değildi . Hatta ben hiç sahip değildim. 

''Uzay bir sıkıntı mı var bu gün tuhaf davranıyorsun? Hem senin kaşına ne oldu öyle.''

Konuşmasına izin vermeyerek patlamış kaşına düşen saç tellerini arkaya doğru attım. Dersin bitmesine son beş dakika falan vardı . Ders bittiğin de Uzay'ı alıp hastaneye götürecektim .

''Ders bitsin hastaneye gideceğiz. İtiraz kabul etmiyorum.''

''Gerek yok. Evde pansuman yaparım kendime.''

''Nasıl gerek yok . Gidiyoruz asla peşini bırakmam.''

''Yıldız gelmek istemiyorum.''

''Uzay lütfen benim için.''

''Sadece senin için''

Son söylediğiyle yüzüm kızarmıştı ama çaktırmamaya çalışıyordum . Çantamdan peçete çıkarıp yüzündeki kanı biraz temizledim. Arkada olduğumuzdan olacak ki hoca bizi görmemişti . Zil çalınca da Uzay'ı koluma taktım. Biz kapıdan çıkarken bu gün gördüğüm mavi gözle çocuk yine karşımıza çıktı . Uzay'ın kasıldığını suratındaki hatlardan anlaşılıyordu . Kulağıma kadar eğilmişti nefesi boynuma çarpıyordu.

Gökyüzünde kavuşalım sevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin