17♥Güzeliz

4.3K 380 67
                                    

Ya bu bölümü de Baekyeol yazdım ama full KaiSoo isterseniz bi sonraki bölümü KaiSoo yazarım ^^

O değil bi önceki bölüm için tekrar özür dilerim, öyle karışıkken bile okumuş bazılarınız. Ya niye düzeltmemi beklemediniz *vicdan azabı çeken yazar emojisi* Bi de ben bölümü yayımlayıp terziye gitmiştim eve gelince fark ettim bölümü. Bu bölümü özür şeysi olarak yazıyorum ama bu bölüm de diğeri gibi sunulursa size özrüm kabahatimden büyük olur. Neyse kısmet diyip iyi seyirler diliyorum♥♡

●Baekhyun Şeysi●

Sabah şirkete geldiğimde her zaman erken gelen Chanyeol bile ortalarda yoktu. Chen ve Xiumin Jongin&Soo ikilisiyle dalga geçiyor, HunHan cephesi zaten +19 style devam ediyor, Suho ve Lay köşede manga okuyor bense masanın başında salak salak etrafa bakınıyordum. Tamam Yeol'den hoşlandığım pek söylenemezdi ama en azından onunla uğraşırken yalnız hissetmiyordum. O olmayınca adeta sap gibi hissetmiştim kendimi. Sıkıntıyla iç çekip duvardaki saate baktım.

Mesainin başlamasına daha vardı o yüzden kantine gitmek üzere ayağa kalktım. Asansördeki yansımamı gördüğüm zaman kendimi tebrik ettim. Gece pek uyumadığım için gözlerim sabah berbat bi durumdaydı ama ustaca bi makyajla gizlemeyi başarmıştım. Tek bir kişiyle muhattap olmayıp kantine girdim belki bi tanıdık görürüm diye ama kimse yoktu.

Çikolata çubuklarından alıp geri dönmek üzere arkamı dönmüştüm ki Daehyun'la burun buruna geldik. Gülümseyerek geri çıktı.

"Günaydınnnn" dedi büyük bi neşeyle.

"Günaydın~" dedim gülümsemeye çalışıp.

"Naber? Peşinde dolaşan dev çocuk nerelerde?" ben unutmuşken insanlar neden bana hatırlatırdı ki? Tam ağzımdan 'bilmiyorum' gibi bir şey çıkacakken köşedeki masalardan birinde onu gördüm. Yani sırtını. Yüzünü göremesem de karşısındakini görebiliyordum. Dedektif Choi Minho. Garip olan şey masanın üzerinde olan bi elinin Chanyeol'ün elini sarıyor olmasıydı. Kıskanmıştım ama Chanyeol'ü sevdiğim için falan değil. Oyuncağı elinden alınmış bi çocuk gibi kıskanmıştım. Elinden giden oyuncak eskiden hiç oynamadığı bir oyuncak olmasına rağmen kıskanmaz mı çocuklar? Öyleydim.

"Sonunda peşini bıraktığına göre sevgili olabiliriz." bunu önceki yıl söylemiş olsa ciddi olabilirdi ama o an şaka yapıyordu Daehyun. Zamanında bana çıkma teklifi etmişti ama tâbiki kabul etmemiştim. Bi süre peşimde koşmuş ama sonra bi koltuğa iki karpuz sığmaz hesabı kenara çekilip yerini Chanyeol'e vermişti. Sonra da arkadaş olmuştuk zaten. Gözüm tekrar Minho'yla buluştuğu zaman onun da bana baktığını gördüm. Dudaklarından alaycı bir gülümseyiş geçmişti. Meydan okur gibi Chanyeol'ün elinden ayrılmış olan elini Chanyeol'ün yüzüne değdirdi. Karizmatik bi ifadeyle Chanyeol'ün gözlerine bakıp kısa bir şey söyledi. Chanyeol'ün ifadesini görememiştim ama sırtının aniden dikleşmesini görebilmiştim. Hızlı adımlarla masalarına ilerleyip çikolata çubuklarımı masanın tam ortasına attım sinirle.

"Lazım olur diye düşündüm." dedim Chanyeol'ün gözlerine bakıp. İfadesiz bi şekilde o da benim gözlerime baktı. İfadesini ne kadar kontrol ederse etsin gözleri her şeyi anlatıyordu. İnsan birini sevmeyi hemen bırakmazdı. Dün neyse oydum onun için, hala beni seviyordu. Yalnız değişen bir şey vardı. Dün gözlerinde gördüğüm umutlu pırıltılar sönmüştü. "Şu yarışma programlarında olan oyundan oynarsınız." Minho çubuğu dudaklarının arasına koyar, Chanyeol çubuğun diğer ucunu yavaşça dudaklarının arasına alır. Yüzleri birbirine yavaş yavaş yaklaşırken birden çubuk biter ve dudakları birleşir. Aklımda canlanan sahneyle sinirle ayrıldım masadan. Kapıdan çıkmadan önce Minho'nun söylediği şeyi duydum.

NEIGHBOR√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin