(Bölüm 6) Bu aşk değilde ne be? (Mixed Pov)

50 8 14
                                    

(Jisung's Pov)

Ne için çağırdılar acaba yine? "Hadi be Jisung! Ne kadar tembelsin. Hiç bana çekmemişsin" Aynen anne sen zaten çok enerjik çok mutlu bir insansın. "Geliyorum anne 1 dk beklemek bu kadar zor olmamalı". Nefret ediyorum işte nefret. "Seni beklemek zor Jisung" Hay Jisung'una tüküreyim, Allah'ım sen görüyorsun neden cezasını vermiyorsun? Ben ne yaptım? Salonda beni bekliyor hanfendi. Elinde mochası, yaylana yaylana oturuyor. Kime çektiğim belli oluyor. "Evet annecim, canım annecim ne istemiştin?" Çok cana yakınım yaa(!). "Ee akşam oldu hani nerde seçtiklerin?" Hadi ya? Akşam mı oldu? Neyse Minho beni kurtardı ya. "Burda anne" Telefonu uzattım nolur elimden alma. Allah'tan almadan bakıyor. "Hmm güzelmiş senin yaşına, tarzına uygun şeyler. Bende sevdim. Yarın alışverişe çıktığımızda yine göster bana" Niye hafızan mı yok? "Tamam anne şimdi odama gidebilir miyim?" Evet sal beni nolur. Zaten rahat günümdeyim. "Evet gidebilirsin Jisung" Akşam yemeği demedi en azından. "Akşam yemeği yemeyecek misin?" Şom ağzımı seveyim. "Bu akşam yemesem olmaz mı? Pek aç değilim" NOLUR KABUL ET BE. "Tamam istemiyorsan yeme" EVET BE EVET MINHO'MA YAZACAĞIM.

(Minho's Pov)

Ya ne zaman yazar? Şimdi mesela? Nolur ya. Acaba ailesi neden çağırdı? Akşam olmuş be. "Minho akşam yemeği yiyecek misin?" Evet o soru geldi. "Hayır baba yemek istemiyorum aç değilim" Ne olur ne olmaz Jisung'um falan yazar bakamam. "Tamam Minho ne istersen" Ay çok teşekkür ederim babacım. Evet biraz daha fotoğrafına bakayım Jisung'um... AHA BİLDİRİM GELDİ AHADA JISUNG. "Umarım gecikmedim. Annem fotoğrafları istedi. Tam zamanında atmışsın Minho'm. Süper kahramanım💕. Yarın alışverişe çıkacağız." AY AY AY BENİM HAYATIM ALIŞVERİŞE ÇIKIYOR! "Gecikmedin hayatım. Yarın alışverişe çıkacaksınız demek... Bana alışveriş yerinin ismini verir misin?" Evet anlıyorsunuz değil mi? Yarın gideceğim oraya. Babama yalvarırsam giderim. "Anneme sorup hemen geliyorum canım. Bir şey yazma bildirim gelmesin" AŞKIM SEN İSTERSİN BEN ÖMÜR BOYU SUSARIM.

(5 dakika sonra)

"Hah geldim, Neomarin'miş hayatım. Geleceksin galiba? Planı kuralım şimdiden. Anneme gözükmeden seni bulacağım." Benim akıllı sevgilim, herşeyi anladı plan bile yapmak istiyor. "Tamam birtanem, şunu uygulayalım. Sizi takip edeceğim. Sen kıyafet giymek için bir deneme odasına gireceksin. Ben orda olacağım. Senin için el sallayacağım, o kabine gireceksin. Sonraki şeylerde hep aynısını yapacağız hep sizi takip edeceğim" Nasıl plan ama. Evet kesinlikle Jisung'u göreceğim. "Anladım hayatım, umarım çok çabuk hızlı yarın olur. Seni görmek istiyorum." Bende bebeğim, bende hayatım. "Minho gel lütfen. Sana bir şey sormak istiyorum." Ya baba en mutlu kısımda ama yaa "Bebeğim, babam çağırıyor gitmem gerek" Lütfen ben istemiyorum gitmek. "Tamam hayatım, bir daha yazmayalım bu akşam o zaman fazla vaktim yok benimde. Seni herşeyden çok seviyorum sevgilim" EVET AŞKIM BENDE SENİ ÇOK SEVİYORUM "Bende seni çok seviyorum bebeğim. İyi geceler, rüyanda beni gör" Ay son cümle abartı mı oldu ya? Neyse babam ne soracak acaba?

Salona indim. Ayakta beni bekliyordu. Önemli olmalı. "Oğlum, biliyorum istemiyorsun. Kapımıza gelmiş. Ne olur bişi söyle gitsin oğlum. Çok sıkıldım." Evet o lanet kapıya gelmiş... "Tamam babam hiç merak etme ben hallederim sen otur keyfine bak. Gelince kahve yaparım beraber içeriz olur mu? Onu göndermenin şerefine kahve iyi gider" Evet baba bu akşam ne istiyorsan yaparım çünkü benimle aynı fikirdesin ve bana bırakıyorsun işi. "Tamam oğlum, sen nasıl istersen. Hadi git şuna". Kapıya doğru yöneldim. Koridoru geçince kapıya ulaşabildim sonunda. Kapı deliğinden kontrol ediyorum. O manyak beni götürmek için bişiler yapmış mı diye. Hah sade gelmiş ve başka birisi gözükmüyor. Kapıyı açtım. 0 heyecan, 0 sevgi, 0 mutluluk ne güzel işte bu onun karşısında olmam gereken. "Ne istiyorsun?" Anne bile demiyorum git artık salak. "Oğlum, kurbanın olayım oğlum seni çok özledim. Gel benimle yeni bir hayat yaşayalım. Babanı da görürsün" He yok bide adamı görmeseydim gerizekalı. "İstemiyorum, seninle yaşamayı da istemiyorum senide istemiyorum. Bana ağzımı açtırma. Bak sana o malum her çocuğun dediği kelimeyi bile kullanmıyorum. Git buradan. Seni istemiyorum. Senden nefret ediyorum" Evet biraz daha devam ederse herkesi ayağı kaldırıp onu ağlayarak dışarı yollayacağım. Dememe kalmadan ağladı saf rolü oynayan beyinsiz. "Nolur oğlum deme öyle. Bir hata yaptım. Şimdi izin ver telafi edeyim. Seni çok seviyorum ben oğlum." AAAA BU KADIN BENİ ÇILDIRTMAK MI İSTİYOR? "İSTEMİYORUM DEDİM KADIN! SENDEN NEFRET EDİYORUM! EZELİ DÜŞMANINIM BEN! BİR KERE ARAMADIN LANET OLASI! BİR KERE BE BİR KERE HALİMİ SORMADIN ŞİMDİ GEÇMİŞ ÖNÜME OSCARLIK SAF ROLÜ İLE KENDİNİ AFFETTİRMEYE ÇALIŞIYORSUN! YER Mİ LAN? YER Mİ NEFRETLE BIRAKTIĞIN KÜÇÜK ÇOCUK? ŞUNU UNUTMA SÖZDE ÜZGÜN VE BENİ SEVEN SALAK! BEN DOĞMAYI SEÇMEDİM, SEN BENİ DOĞURMAYI VE BAKMAYI SEÇTİN! PEKİ YA NE OLDU? BABAMA BIRAKTIN VE GİTTİN? BABAMI NE OLURSA OLSUN SENDEN DAHA ÇOK VE DAHA ÇOK SEVİYORUM. BABAM TÜM HERŞEYİM OLDU. SEN NE BOK OLDUN? BENİ 5 YAŞINDA BIRAKAN NANKÖR BİR ANNE OLDUN! ŞİMDİ GİT BURADAN YOKSA POLİS ÇAĞIRACAĞIM!" Hiç abartmıyorum, tüm nefretimi kustum. Artık daha rahat ve hafif hissediyorum. Ağzını açtı. Ne söyleyecek acaba. Aslında hiç merak etmiyorum. Yerin dibine gömdüm zaten. Biraz daha konuşursa dünyanın çekirdeğine kadar iteceğim onu. "Oğlum..." SIÇARIM OĞLUNA BEN SENİN OĞLUN DEĞİLİM KADIN! "Oğlum deme bana, seni ucube" Sus artık Allah'ın cezası. "Tamam, ne desen haklısın. Konuşmaya yüzüm yok artık. Sen beni silmişsin. Anlıyorum. Şimdi gideceğim ama istediğinde hep burda olacağım" Seni isteyen mi var nankör? "Seni asla istemeyeceğim. Hasta olduğumda babam vardı, mutlu olduğumda babam vardı, agladığımda yine babam vardı. Sen gittikten sonra her gece korktuğumda 'baba' dedim. Aklıma bile gelmedin yalancı. Şimdi evet gidiyorsun. Ben babamla mutlu akşamımı sürdürürken sen ağlayabilirsin. Numaradan göz yaşlarını silip tekrar ağla bence. Çünkü sana tüm nefretimi döktüm. AĞLA!" Kapıyı yüzüne kapattım. Bir ses geldi. Hıçkırma sesi. Evet şimdi gerçekten ağlıyordu. Ağlayabilir. Umrumda değil. Babamın yanına geri gittim. "Oğlum, sana yaşattıklarım için çok üzgünüm. Şuan sana karşı çok mahcubum. Lütfen beni affet be oğlum" Evet söylediklerimi duymuş. Bundan sonra iyi olacak eminim çünkü sesinde gram yalan yok. "Affediyorum babam seni affediyorum. Seni seviyorum baba. Lütfen unut geçmişi, geleceğimizi güzel yaratalım senle." Bana sarıldı! Babam bana sarıldı... "Baba hani kahve içiyorduk? Hemen yapıp geliyorum şöyle karşılıklı zaferimizi kutlayalım". Evet bu benim zaferimdi. Bu o laneti üstümden atmanın zaferiydi. "Tamam oğlum bekliyorum seni."

Mutfağa girdim. Kahveyi hazırlıyorum. Aklımda biri var. E biliyoruz hepimiz? Jisung tabiki. Acaba o ne yaşadı? Ona söylemeli miyim? Hayır zaten berbat bir hayatı var çocuğun, daha da berbatlaşmasın. Kahveler hazır. Salona gidiyorum. Babam rahat bir şekilde beni bekliyor. Ona herşeyi anlatacağım. "Buyur baba" Kahveyi ona uzatırken çok mutluydum aslında. "Sağol oğlum". Kendi kahvemi alıp oturdum. "Baba senden bir şey istesem? Senin yapman gereken bişi yok aslında" Evet başlıyoruz. Babama anlatacağım. "Anlat oğlum dinliyorum." Çok nazik bu. Böyle olmaz. Ben alışmadım buna. "Baba şimdi benim bir arkadaşım var. (Arkadaş tabi knk). Onun ailesi çok katı. Onu görmek istiyorum ancak ailesi çok zorlu. Gizli konuşuyoruz. Yarın awmye gidecek. Onu görmek için bende gitmek istiyorum. Gidebilir miyim?" Nolur evet de. "Tabi oğlum. Benim gelmeme gerek yok zaten. Gidebilirsin. Arkadaşının ailesine yakalanma sakın ha. Sonra konuşamayabilirsiniz." Babam yaşamış gibi. "Çok teşekkür ederim baba. Ben yatayım. Seni seviyorum. İyi geceler" Evet babama seni seviyorum dedim. Çok güzel bir şeymiş. "İyi geceler oğlum". Yatağıma geçtim. Uyumam gerek yarın erken kalkacağım.

(Jisung's Pov)

Evet benimde uyku vaktim geldi gibi... Aslında gelmedi. Ama uyumalıyım. Yarın Minho'yu göreceğim. Çok heyecanlıyım.

(Yarın) [Biliyorum çok hızlı gidiyorum]

"JISUNG UYAN" EVETT. İlk defa bir sabah mutlu uyandım. Hemen giyinip aşağı indim. "Ee anne kahvaltı yiyip çıkıyoruz dimi?" Ay bune heyecan. "Evet Jisung ta sen çok heyecanlısın bakıyorum. Yeni kıyafet almak seni bu kadar mutlu ediyor demek" Eee şey anne, evet yeni kıyafetler beni mutlu ediyor ya. Kahvaltımı hızlı bitirdim. Hemen arabaya bindim ve gidiyoruz of çok heyecanlıyım. "Jisung bu ne heyecan? Sanki kıyafet almaya gitmiyor başka bişi için seviniyor gibisin" Yok anne nerden çıkardın ya? Sadece sevdiğimi göreceğim. Hepsi bu yani.

(Minho's Pov)

Of neden geciktiler. Hah bir araç geliyor. Lütfen Jisung olsun. Lütfen lütfen lütfen. EVETT O SAÇLARINA ÖLDÜĞÜM ÇOCUK BU. O YÜZÜNE HAYRAN OLDUĞUM ÇOCUK BU. "Artık bendesin Jisung." Onları takip ediyorum. İlk girdikleri giyim mağazasına girdim. Hemen boş bı kabine girip beklemeye başladım. Jisung'un kıyafet seçmesini bekliyorum. Seçti sanırım. "Anne ben şunları deneyip geliyorum. Sen bakmaya devam et lütfen yeni şeyler bul" Evet bu Jisung'umun sesi. Kabinden hemen el çıkardım ve sallamaya başladım. Lütfen gör Jisung lütfen. Aniden perde açıldı ve Jisung içeri girdi... İnanamıyorum. Kameradan daha şahane. Fısıltı ile konuşmaya başladık. "Evet hayatım ben geldim." YERİM SENİ. "Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, sarılmak istiyorum sana." Çok ileri gitmiyorum ya. Sarılmak sadece. "Elbette hayatım" Cümlesini bitirir bitirmez hemen sarıldım. O kokusu... İnsan öldürürdü... Ayrılmak hiç istemedim. Ama kıyafetleri giymesi gerekiyordu. Ona yardım mı etsem? Ehehe. "Hadi Jisung kıyafetleri dene." Ne kadar görgüsüz duruyorum dışardan. Sarılmayı bırakıp bunu dedim. Ama iyiliği için bu. "Peki" Dedi ve üstünü çıkardı... ALLAH'IM BİR İNSANIN HERŞEYİ Mİ MÜKEMMEL OLUR? BU VÜCUT NE! "Çok güzel bir vücudun var Jisung". Kıyafetleri giydi hemen ya. Çok yakıştı ama sevgilime...

×Bu bölümlük bu kadar. Umarım beğenirsiniz×

Ya bir daha tutamazsam elini? //Minsung\\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin