(Bölüm 8) Doğmam gerekir miydi? (Minho's Pov)

12 6 1
                                    

Görüşmeyeli 3 saat oluyor. Fazla mı abartıyorum? Hayır abartmıyotum. Dediğim gibi herkesin anlayabileceği bir şey değildi. Çok güzel bir histi. Onu sevmek, onun yanında olabilmek... Çok güzel işte abi çok güzel. Evde oturuyorum çok sakin bir şekilde. Eski hayatım yok. Günüm güzel de geçti. Gerçekten bugün harikaydı. Babam yanıma geldi. "Oğlum nasıl geçti günün?". Baba çok güzel geçti, harika geçti, sevdiğim yanımdaydı çok mükemmeldi diyemiyorum. "İyiydi baba, arkadaşım bir cesaretle annesine söyledi ve biraz vakit geçirebildik sonunda. Yani anlayacağın çok güzeldi". Belli olmuyor değil mi? Bunu okumayan birine, bunun belli edip etmediğini sorun. Bence belli değil. "Sevindim oğlum. Eminim arkadaşın senide seviyordur senin gibi. Çok mutlusun baksana. Ailesi izin verirse sık sık görüşürsünüz". EVET BABA SIK SIK GÖRÜŞELİM DİYORUM BENDE. "Çok kısa sürdü ama takılmamız. Babaannesi vefat etmiş ona gittiler". Mükemmel zamanlama ile. "Aaa üzülmüştür kesin". PUAHAHAHA ÜZÜLMEK Mİ? "Yok baba ya annesi ile beraber dedikodusunu yapıyormuş o kadar nefret ediyorlar. Ayıp olmasın diye gittiler". Babam şaşkın bir şekilde bana baktı. "Vay be. Demek öyle. Neyse oğlum herkesin kendi hayatı boşver gitsin. Eee kahveyi ne zaman yaparsın?". Kahveci başı oldum bende mübarek. Her akşam kahve yeter be adam. Neyse sakin olacağım çünkü bana iyi davranıyor. "Tamam baba şimdi hazırlıyorum".

Mutfağa geçtim. Fincanları hazırladım. Cezveyi ocağa koymamla kapı çaldı. "Ben bakarım baba!". Kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda şok olmuştum. Gerçi şok oluncak bir manzara değildi. Anne denilen yaratık karşımda yanında birisi ile duruyordu. Kimdi acaba o? "Oğlum izin ver biraz konuşalım. Sana anlatmam gerekenler var". Ay bune ya. "Yok öyle hemen girmek, ne anlatacaksın bakalım o malum kelimeyi bile kullanmadığım ama yinede akraba sayılan insanımsı varlık?". Minho çok ağır gidiyorsun oğlum yavaş. Ağlamaya başladı hemen. Hıçkırıklarını tutmuş başta burda döküyor. "Ocakta kahve var bir dakika". AHAHAHA. Bana öyle bir baktı ki. Takmadan mutfağa gittim. Ocağın altını kapatıp geri geldim. "Oğlum izin ver içeri gireyim". Merak ettim ilk defa. Ne diyecekti acaba? "Babama sormam gerek. BABA! BU TUHAF İÇERİ GİRMEK İSTİYOR!". Kadın bile demiyorum gitsene ya. "Senin kararın oğlum. Sen ne istersen o. Sen istersen hatırla onu istemezsen yüzünü görme. Ben herşeyi sana bıraktım oğlum". Evet baba çok sağol. Bana hem iyilik yapıyorsun hem kötülük. Bana bırakması iyilik. Fazla yüklemesi kötülük ama. "TAMAM BABA! (Sinirli algılamayın bağırma gibi). Gel içeri. Ama durun ya. Sen kimsin?" Yanındaki adam kimdi? Düşündüğüm şeyleri sayayım; sosyal hizmetlerden getirdiği adam, polis, hiç görmediğim dayılarımdan biri. Bu kadar yani başka ne olabilir ki? "Oğlum o...". Söylesene kadın çıldırtma insanı. Şuan ona o kadar sinirli bakıyorum ki. Hayır havalı olmak için değil. Tüm nefretimi bakışlarımla ona aktarıyorum. "Oğlum şey o". YA SÖYLESENE BİR KADIN. "Merhaba şey bey memnun oldum". AHAHAHA Çok güzel dalga geçiyorum nasıl ama. "Oğlum o, seni bırakmamın nedeni...". N-ne? Gözyaşlarım kendini saldı. Bunu bana nasıl yapardı? Beni bırakıp gitme nedenini nasıl kapıya getirirdi? Bunu nasıl yapabilirdi? Sesim titriyordu. "Hayır içeri kesinlikle giremezsiniz. Sen hele sen asla tuhaf varlık. Sen hayatında yaptığın en büyük hatalardan birini yaptın. Tek gelseydin seni içeri alabilirdim belkide. Ama sen... Sen bana bunu nasıl yapabilirsin? Nasıl 5 yaşında beni bırakıp gittiğin adamı bana getirebilirsin? Nasıl yapabilirsin bunu bana nasıl? Beni mi seviyorsun sen? Güldürme beni lütfen". Sesim hâlâ titriyordu. Bunları söylerken bile ağlıyordum. Hâlâ da ağlıyorum. "Oğlum nedenleri var lütfen dinle". Hâlâ oğlum diyor. Kapıyı yüzüne kapattım. Ağlamamı durduramıyorum. Kapıya dayandım. Erkek sesini duydum. "Sana benim gelmemem gerektiğini söylemiştim. Onu anlayabiliyorum. Çocuğu hayal kırıklığı ile üzmek çok az kaldı sana bir de beni getirerek duygularıyla oynuyorsun. Nasıl vicdanın rahat?". Adam tamda söylemek istediklerimi söyledi. "Ben sadece onun seninle tanışmasını istedim bunu düşünmedim ki" diyerek ağlamaya başladı yine Drama Queen. Koşarak içeri gittim ve hayatımda ilk defa kendimi babamın kucağına bırakarak ağladım. Babam ne olduğunu anlamamıştı. "Ne oldu oğlum?". Gerçekten açıklamak istemiyordum şuanda. "Baba lütfen şuan değil" dedim. Gerçekten şuan değildi. "Tamam oğlum" diyerek sarıldı. Yaklaşık kesintisiz 10 dakika ağladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 06, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ya bir daha tutamazsam elini? //Minsung\\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin