Saat yedi buçuk sularında Choi ailesinin zili çalındığında Beomgyu, duyduğu sesle hızla kapıya doğru yol aldı ve bekledikleri misafirlere kapıyı açtı. Ardından güler yüzüyle Taehyun ve ailesine hoş geldiniz diyerek içeri geçmeleri için kenara çekildi.
Kapıdan en son giren kişi Taehyun'du ve canı bir şeye sıkkın gibi duruyordu. Bu hali Beomgyu'nun gözünden kaçmamıştı, nedenini daha sonra sormayı aklına kazıyarak misafirlere oturma odasına kadar eşlik etti.
Yaklaşık yarım saat sonra yemek masasına oturduklarında bile Taehyun hala durgundu ve masada bu ruh halinde olan tek kişi oydu. Bunu fark eden Bay Choi, Taehyun'a bir şeyi olup olmadığını sordu fakat Taehyun gülümseyerek bir sorun olmadığını söyledi.
Birkaç dakika sonra Bayan Choi, "Beomgyu, siz Taehyun ile odana çıkın isterseniz. Ben tatlıyı servis ederken sizi çağırırım." dedi. Beomgyu annesini başıyla onayladı ve Taehyun'a bakıp merdivenlere doğru yürümeye başladı.
İkisi de tek kelime etmeden merdivenleri çıkıp odanın kapısına geldiklerinde Beomgyu, ilk önce Taehyun'un geçmesini bekledi, ardından kendisi de geçerek kapıyı kapattı.
Beomgyu, yatağına oturmuş olan çocuğu inceliyor ve kendini fark etmesini bekliyordu fakat Taehyun ısrarla karşısındaki çocuğa bakmayı reddedip bakışlarını odadaki nesnelere yönlendiriyordu. Beomgyu, en sonunda dayanamayıp aralarındaki sessizliği bozarak konuştu. "Neyin var Taehyun? Geldiğinden beri durgunsun ve tek kelime bile etmedin."
Taehyun, en sonunda bakışlarını bilgisayar masasının sandalyesine oturmuş çocuğa çevirmişti. Bir şeyim yok diye itiraz edecekti ki son anda bundan vazgeçti. Çünkü biliyordu ki, Beomgyu kendisini geçiştirmek için böyle dediğini anlayacak ve cevabını alana kadar da kendisini darlamaya devam edecekti. Bu yüzden bıkkınlıkla nefes vererek doğruca ne hissettiğini söyledi. "Moralim bozuk biraz."
"Orasını fark edebiliyorum, neden olduğunu merak ediyorum."
"Nedenini ben de bilmiyorum."
Beomgyu, sorusuna aldığı cevaba karşı anlam veremeyerek bakarken, Taehyun başını eğerek elleriyle oynamaya başladı ve daha açık konuşma ihtiyacı hissederek devam etti. "Nasıl açıklanır bilmiyorum, sadece bir anda kendimi aşırı kötü hissetmeye başladım. Ortada hiçbir neden yokken. Hatta ağladım da biraz, katarsis gibi bir şey sanırım."
"Sarılmak ister misin?"
Taehyun, bir anda gelen soruyla başını kaldırarak hafif dolmuş gözleriyle karşısındaki çocuğa baktı ve onaylar şekilde başını salladı. Beomgyu da aldığı cevapla yatağa doğru adımlayarak Taehyun'un yanına oturdu ve kollarını ona doladı.
Dışarıdan bakınca uzun sayılabilecek ama onlara birkaç saniye gibi gelen bir sarılmanın ardından Bayan Choi'nin kendilerine seslenmesiyle birbirlerinden ayrıldılar.
Yataktan ilk önce kalkan Beomgyu, Taehyun'un da kalkması için elini ona uzattı. Taehyun da kendisine uzatılan eli kabul etti ve ayağa kalktı.
İkisi de kapıya doğru ilerlerken odadan çıkmadan önce Taehyun, Beomgyu'ya dönüp, "Teşekkür ederim." dedi. Beomgyu ise sadece gülümseyerek karşılık verdi ve yürümeye devam edeceği sırada bir anda durdu. Taehyun'un kırmızı saçları eve geldiği ilk andan beri dikkatini çekiyordu fakat dile getirme fırsatı bulamamıştı. Bu yüzden de şimdi sırası olduğunu düşünerek, "Saçların çok güzel olmuş bu arada, kırmızı kesinlikle senin rengin." dedi. Taehyun, bir anda aldığı iltifata şaşırsa da bunu belli etmedi ve yine teşekkür edip yürümeye devam etti.
Merdivenin sonuna geldiklerinde hala el ele tutuştuklarını daha yeni fark ediyorlardı. Taehyun önce davranarak elini çekti ve hızlıca masaya doğru adımladı.
Beomgyu da masaya oturduğu zaman iki aile de tatlılarını yerken tatlı tatlı sohbet etmeye başladılar ve zamanın akıp gitmesine izin verdiler.
Artık geç olduğunu fark ettiklerinde Kang ailesi, kalkmak için izin istedi ve Choi ailesi de onlara kapıya kadar eşlik etti. Vedalaşırlarken Beomgyu, Taehyun'a gülümsedi ve Taehyun da bunun aralarındaki ilk ve son samimiyet olduğunu bilerek gülümsemesine karşılık verdi.
Bilirsiniz, Taehyun yine Taehyun'du. Sabah olduğunda arkadaşlarına her zaman olduğu gibi Beomgyu'dan dolayı yakınacak, ona ne kadar gıcık olduğundan bahsedecekti fakat bu gecelik bunu umursamadı çünkü Beomgyu, bu gece kendisini dinlemiş ve kötü hissettiği bir anında yanında olmuştu.
*ੈ✩‧₊˚
SONUNDA YAZABILDIM SONUNDA birtakim aksilikler ve birtakim usengeclikler diyebiliriz yine gecikme icin.. beni tatmin eden bi bolum olmadi ama zaten sirf eglencesine yazdigim icin cerezlik fic gibi dusunebilirsiniz siz de. artik bir dahaki bolumde de kim ole kim kala cunku inanin ne olacagini ben de bilmiyorum. evet simdilik diyeceklerim bu kadarcik, kendinize dikkat edin !! 🤍
- lia
03/09/23
ŞİMDİ OKUDUĞUN
patatesli börek, taegyu
Fanficbeomgyu patatesli böreği ne kadar seviyorsa, taehyun da beomgyu'yu o kadar sevmiyordu. texting + düzyazı slow update ! not: bu fic, coffeon adli userla aramizda gecen bir diyalogdan sonra yazmaya basladigim bi fic. kesinlikle beklentilerinizi yukse...