Sadece 5 bölüm olacak bu hikayeye hoşgeldiniz!!! Gerçekten ama gerçekten biraz kaoslu ve aksiyonlu bir şeyler olacak.
O halde minsung shipperlar
MAKE SOME NOİSE!Bozulmuş yiyecek kokusu.
Sanırım tam olarak yatağıma kusmak üzereydim. Üzerimdeki pikeyi kenara fırlatıp komodinin üzerindeki telefonuma baktım.
Saat öğleyi geçmiş neredeyse akşam olacaktı.Oflayarak kafamı yastığıma geri bıraktım. Karnım açtı. Ama yüksek ihtimalle odamda bıraktığım yiyeceklerden biri küflenmiş hatta bağımsızlığını ilan edip yeni bir canlı türü ortaya çıkarmıştı.
Yatakta doğrulup ayaklarımı soğuk zemine bıraktım. Boynum tutulmuş olmalıydı ki ağrıdan kafamı çeviremez durumdaydım. Akşam açacağım oyun yayını için kalkıp karnımı doyurup odamı temizlemem gerekiyordu.
Hayır, insanların ne düşüneceğinden değil, bu kokuyla bu odada duramayacağım için temizleyecektim. Yoksa elimi bile sürmeye zahmet etmezdim. Ayağa kalktığımda açık olan penceremden gelen çığlıklar yüzümü buruşturmama sebep olmuştu.
Niye dünyanın sonu gelmiş gibi bağırıyordu bunlar?
Gidip camdan aşağı baktığımda koşan insanlar ve uçan kuşları görmüştüm. Kuşlar sonunda dünyaya el koymuştu galiba.
Kafamı sallayıp tuvalete gittim ve yüzümü yıkadım. Salona geçtiğimde buz dolabından aldığım soğuk su dolu şişeyi kafama diktim.
İçim yanmıştı resmen.Orta sehpanın üzerindeki kumandayı alıp koltuğa oturmuştum. Televizyonun açılmasının beklerken kaç gün önceden kaldığını bilmediğim masadaki cipslerdem ağzıma atmıştım.
Evi bok götürüyordu.
Açılan televizyonla bütün kanalların son dakika haberi yüzünden mecbur bir kanalı açık bırakıp dinlemek zorunda kalmıştım.
"... evlerinizden ayrılmayın. Tekrar ediyoruz, türü belirlenememiş kuşlar yüzünden şehir saldırı altında, insanlara saldırıyorlar güvenliğiniz için evlerinizden ayrılma-"
Yayın kesildiği zaman kaşlarımı çattım. Başka kanala geçtiğim de bütün kanalların aynı parazitli ekrana sahip olduğunu görünce ayağa kalkıp odamdaki telefonuma gittim.
Devletten uyarı mesajı vardı.
Seoul halkı, lütfen evlerinizden ayrılmayın. Nerden geldiğini bilinmeyen bir kuş türünün saldırısı altındayız. Güvenliğiniz için evlerinizden ayrılmayın. Tanımadığınız insanlara kapılarınızı açmayın ve camların kapalı olduğundan emin olun. Devlet sorunu çözene kadar iş birliği yapın ve evlerinizde kalın.
Sanırım gerçekten dünyanın sonu gelmişti. Salona geçtiğimde karşımdaki cama vuran kahverengi kuşa benzeyen yaratıkla olduğum yere çivilenmiştim.
Ciddi anlamda sıçmıştık.
İnatla geriye uçup camıma vuruyordu. Ne yapacaktım? Camı kırabilir miydi? Belki beni görmezse pes ederdi. Hızlıca gidip perdeleri çektim ama odamdan gelen seslerle gözlerimi kocaman açmıştım.
Lanetine tükürdüğüm şu hayatımda bir şeyi düzgün yapsam diğer yerden ağzıma sıçıyordu.
Cam açıktı ve yüksek ihtimalle şu an o yaratıklardan biri evimdeydi.
Koşup yarısı açık olan kapının kolunu tuttum ve üzerime uçan kuşla çığlık atıp kapıyı kapatmıştım. Kapıya çarpıp çıkardığı sesler yüzünden korkup götümün üstüne düşmüştüm.
Kalbimin birazdan fırlayıp çıkacağına emindim.
Değişik ve keskin ses tonuyla bı süre daha cırlayip kapıya vurmaya devam etmişti. Ses kesilince yavaşca oturduğum yerden kalktım ve kulağımı kapıya yaklaştırdım. Ses olmadığını duyarken bir anda tekrar kapıya çarpmasıyla geriye uçup bağırmıştım.
"Anneni sikeyim!"
Bu yaratık burdayken ben bu evde duramazdım. Odamdan olmuştum ve her an kapıyı kırabilir gibi güçlü vuruyordu. Dış kapının yanındaki sırt çantamı alıp içine dolaptan ve çekmecemden yiyecek bir şeyler çıkarıp içine attım. Sırasıyla şarj aletimi, laptopumu ve birkaç gerekli olabilecek şeyi çantama koyunca üstümdekilere baktım.
"Kaç gündür giyiyorum ben bunları amına koyayım.."
Yapabileceğim bir şey yoktu odama giremezdim. Ve çamaşırlıktaki bütün kıyafetlerim bunlardan daha beter durumdaydı. Çantamı sırtıma takıp ayakkabılarımı giyerken odamdan gelen bir şeylerin düşme sesiyle yere oturdum.
Yıllarımı verdiğim bilgisayar alanım yerle bir olmuş olmalıydı. Monitörlerim, kasalarım, renkli ışıkları olan pahalı klavyelerim..
Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. Bütün para kaynağım ve eğlence aktivitem çöp olmuştu. Eğer ölmez ve hayatta kalırsam onu tekrar kurmak için 10 yılımı vermek zorunda kalacaktım.
Zorla kendimi kaldırıp evden çıktım. Binanın içi aşırı sessizdi. Ama açık camlar yüzünden dikkat etmekten başka çarem yoktu. Vazgeçip eve dönmeyi düşündüğüm sıra kafama vuran şeyle çok içten küfür ettim.
Anahtarımı almayı unutmuştum.
Ya burda ölecektim ya da 12 kat aşağıdaki sığınağa gidecektim. Sinirli adımlarla asansöre gelip düğmesine bastım ama servis dışı gösteriyordu.
"Bir şey düzgün gitse kendimi camdan aşağı atacağım yemin ederim."
Söylene söylene merdivenlere geçtiğimde alt kattan gelen çığlıkla attığım adım havada kalmıştı. Kadını biri ya fena sevdi, ya da fena sikti.
Merdiven boşluğundan kafamı uzatınca hiçbir şey görememiştim. Sonra yukarı kaldırınca tam olarak yüzüme düşmekte olan kuşla hızla geri çekilip duvara yapışmıştım.
Ölüydü. Şansım var ki ölüydü.
Hızlı adımlarla merdivenleri inmeye başladım. Tökezliyordum, ayağımı burkuyordum ama ne kadar hızlı inersem o kadar kaçardım.
"Dur bekle! Yardım et lütfen!" Tam 6. Kattan inmeye devam edecektim ki arkamdan gelen sesle kafamı çevirdim. Bir tane adamın camı kapatmaya çalıştığını gördüm.
Kaç tane olduğunu bilmediğim kuşlar araya sıkışmış ve kapatmasını engelliyordu. Bıraktığı anda hepsi içeri dalacaktı.Merdivenlere geri döndüm, hayır hayır yardım edip kendini tehlikeye atmayacaksın Minho. Yanlış bir şey olur ve içeri girerlerse oracıkta ölürsün.
"Lütfen! Gitme!" Arkamdan bağırmaya devam eden adamla yüzümü buruşturdum. Azıcık olan vicdanım en olmaz anda geliveriyordu ya kafamı duvarlara vurmak istiyordum.
Arkamı dönüp duvara dayalı duran temizlik sopasını alıp adama doğru koştum. Camı bırakmadan kenara çekilince sopanın ucuyla kuşlara vurmaya çalıştım ama ben vurdukça daha da içeri girdiler.
"Bağır çığlık at bir şey yap!" Adam can havliyle bana bağırınca kaşlarımı çattım. Yardım istedi ediyorduk işte ne sanıyordu bu kendini.
"Ne saçmalıyorsun amca sen?" Dediğim şeyle camı biraz daha sıkı tuttu.
"Yüksek ses zayıf noktaları!"
Kaşlarımı çattım."O zaman biraz ses yapalım!"
By: kookieshly
Word: 823
ŞİMDİ OKUDUĞUN
make some noise •minsung
Fanfiction"Salak gibi ordan düşüp ölmeyi mi bekliyorsun gerçekten??" Siktiğimin hayatında tek bir şey bile düzgün gitmiyordu ve şimdi iyice boka batmıştık. "Eğer bana bir yanlış yaparsan, seni o manyakların akşam yemeği yaparım Han Jisung.!" Karşımda bana...