Aşk'la İmtihanı !

83 3 4
                                    

11 Kasım 2011 günlerden Cuma,okul gününün ve sıkıcı haftanın son anlamlı günüydü.Lise 3 ögrencisi asosyel - şizofrenik karmaşık duygular içerisinde olan ergenliğiyle yaşantısı arasında sıkışan arka sıralardaki silik öğrencilerden birisiydi.Bu onun yalnızlığının son çığlıklarıydı.Çünkü düzelmesi yeniden yeşeren duygularla kendine en verimli çağını yaşatacaktı fakat sonunun hüsranla biteceğinden habersizdi.Bu çekingen çoçuğun adı Murat'tı.Sınıf içerisinde hiç konuşmaz,sürekli müzik çalarından yüksek ritimli müzik dinlerdi.Bağımlılık derecesinde gününün dörtte üçünü mp 3'üyle dost olarak geçirirdi.Beyninin içinde içinde dönüp duran mantık dısı kural ve düsünceleri dizginleştirmeye çalışan küçücük bedeninde koskaca dünyayı taşıyan,yaşadıgı kayıplardan dolayı vicdanı altında ezilen,mangal yürekli bir çocuk.Orta boylu,sıskalıktan kemikleri sayılan minyon tipli sevimli biriydi.Yaşını göstermez gerçek yaşını bilenler hayrete düşerdi psikolejik durumunu kimse idrak edemedi.Kuytu ve ücra köşelere kendine mesken edilirdi.
Can sıkıntısından müzik dinler,deftere birkaç seyler çizzer dersi böyle öldürme çalışırdı.Onun için dersler anlamsız,faydasız,birer ezber kalıbından başka birşey değildi.Doğru düzgün not tutmaz,ama yazılılara çalışırdı.Canı sıkılıp birşeyler çizmek istemişti.Defterinde dal bulamayınca çareyi sırasına çizmeyi tercih etti.Murat herşeye isyan edermişcesine kalemiyle nakış işler gibi resimler çizerdi.Sıranın üzerindeki telefonları görünce ne çizeceğim teleşını da ortadan kaldırmış oldu.Çizimlerini yapar yapmaz zil çaldı ve bu paydos demekti.Murat pazartesi olacaklarından habersizdi.
Orta tempolu bir hafta sonundan sonra kasvetli pazartesi saatin ilk sularında cereyan etti.Anlamsız bir rüyayla uyanmıştı.Murat bu durumlara hiç alışkın değildi.Adını koyamadıgı bir düpetüz metaforla karşı karşıya kalmıştı.Okul vakti gelince bir sağ bir sola yalpalayarak yola koyuldu.Kendini sınıfa zor attı sıraya oturduğunda garip bir süprizle karşılaştı.Hafif gülümse aldı birden Murat'ı.Şaşırmıştı,mahcuptu.Çizdiği cep telefonlarının yanına sevimli kelime toplulukları konuşlandı."Üstüne çay döküldü kusura bakmayın"yazısı konmuştu.Kız yazısı olduğu belliydi çok geçmeden büyük heyecanla cevap yazdı Murat.Saatlerin ve günlerin artık eskisi gibi sıkıcı olmadığı âşikardı.İki hafta boyunca sıra yazısı altında birbirini tanımayan iki insan bilinçli yetişkin olarak mesajlaşıyordu.
Bir sürede sosyal sitelerde (facebook,vs.) sanal arkadaşlık ve mesajlaşmalarda söz konusuydu.Arkadaş olarak başlanan bu ilişki daha kuvvetli bir hal almaya başladı.İnce hatırlatmalar,tatlı imalar,sevvgiliye giden yolda eşi benzeri bulunmayan bir durumdu.Murat Esra'ya hislerinin karşılıklı olup olmadıgını sormuştu.Hayal kırıklılığı uğramamak için duygularını ifade edememişti olumlu yanıp aldığını fark edince o kadar şaşırdıki anlına kadar kızarmıştı.Murat sevinçle kendi kendine kekelemeye başlamıştı.Esra"eğer beni üzersen bunu ağır ödersin gibilerinden şakayla karışik bir mesaj attı.Murat o kadar mutluydu ki birden mizah anayışı gelişmişti.Esra atılan mesajlardan muratın huzurlu olduğunu anlıyabiliyordu.Saat bire kadarr mesajlaştılar.Murat son meşajında:O kadar güzeldiki bugünün nasıl geçtiğini anlamdım.Esra'da Murat'ı tasdiklercesine "aynen bende anlamadım"dedi.Sonra ikisininde yatmaları gerektikleri akılları gelince bu uzun mesaj trafiği "iyi geceler" mesajıyla son buldu.Bu ikili masa başı elemanlarının bile imreneceği hızda limitsiz haberleşiyorlardı.
Esra uyandığında günyadın mesajını atmayı ihmal etmedi.Akabinde boş mesajı atınca cevap beklediğıni ima eden bir şekilde Murat'ı aradı.Murat'sa Esra düşünmekten uyuyamıştı.Tavana öyle baka kalmış birden değişen duygularını kendi iç dünyasında çözümleyip durmuştu.Düşüncelere rafa kaldırıp mesajlaşmaya koyuldu.

AŞK PİRAMİDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin