"Gözlerin tıpkı batmakta olan güneş gibi "
"Sözlerim tıpk-""Iıyyyk" oturduğum sandalyede sallanarak dilimi çıkarttım ve yüzümü buruşturdum .
Berbat bir salı günüydü okulun başları ve okuldan kaçmıştık ama bu kadar atraksiyonlu bir gün ancak bu kadar iğrençleşebilirdi.
"ya toprak sus"
"Yı tıprık sıs "
Gözlerimi devirmekle yetindim.Pelin ise şuan berkenin kucağında oturmuş birbirlerine romantik şeyler söylüyorlar
Bakın romantik kelimeler demedim şeyler dedim düşünün artık o kadar irendim . Siyah oduncu gömleğimin cebinden çıkarttığım camel black'imi seri hareketlerle yaktım ve içime çekmeden önce derince oksijen aldım ciğerlerime çünkü birazdan zevkle içeçeğim sigara masum ciğerlerimi kirletecekti her sigaramı içmeden önce yapardım bunu
Oturduğumuz kafede sadece ben yalnızmışım gibi hissediyorum şuan
Çaresiz
Acınası
Şirin garsonun önüme koyduğu sıcak çikolata değilde yüzüne yerleştirdiği sıcak gülümseme içimi ısıtmıştı .
Sigaramdan bir nefes aldım
Artık yanımdakilerin iğrenç görüntüsüne katlanamıyacağımı anladığımda sıcak çikolatamın yarısındaydım . Cebimden çıkarttığım 20 lirayı masaya fırlatıp bir anlık deli cesaretiyle ayağa kalktım sigaramı yere attım ve bordo vanslarımla ezdim sigarayı
Sonra yüzüme yediğim hafif bir yağmur damlasıyla yüzümü buruşturdum hangi salaklar bu soğuk havada açık alan bir kafe işletir ?
Ardından pelinin ayağına basarak masadan kalktım kafeden hızlıca çıktım
Üşüdüğümü hissedince durdum deri ceketimin fermuarını çeneme kadar çektim ve ellerimi ceplerime koydum yürümeye başladım sağımdaki denizi izliyordum kafama düşen bir kaç damla yağmuru sorun etmeden yürüyordum çok geçmeden yağmur hızını arttırınca koşmaya başladım ayağımdaki vanslar hiç yardımcı olmuyordu
Yağmur iyice şiddetlenmişti ve siyah uzun saçlarım ıslanmıştı koşmamı hızlandırdım ileride bir telefon klubesi gördüm
Artık cidden hızlı koşuyordum telefon klubesime ulaştığımda kafamı içeriye soktum ve derin bir nefes aldım telefonumu deri ceketimin cebinden çıkarttım ve erdal Abiyi beni alması için kısa resmi bir mesaj çektim o kadar zekiydimki nerde olduğumu yazmayı unuttuğumı farkettim hemen yeni bir mesaj yerine konum attım ardından telefonumun yağmurdan ıslanmış olan ekranını siyah pantolonuma silip deri ceketimin cebine koydum ardından duyduğum sesle irkildim çocuğun biri klubenin camına vuruyordu önce elim ayağıma dolaştı ardından ise nefesini cama üfleyip camda çıkan buğuya 'beni içeri al' yazıp mükemmel gamzelerini göstere göstere gülümsedi
Klube o kadar küçük değildi alsam sorun olmazdı herhalde çünkü çocuk çok ıslanmıştı seri hareket edip kapıyı açınca derin bir mefes alıp içeriye daldı ardından hemen kapıyı kapattı
'Bir an beni içeri almıyıcaksın sanmıştım" derken elini kafasına kaldırıp kafasındaki siyah bereyi çıkardı ve kumral sarı arası olan saçlarını ortaya çıkarttı
Tapılası gamzelerini yerleştirdi yüzüne
Bende umursamaz ses tonumla
"Yanılmışsın " dedim
'İyi dedim ha'
'Evet evet iyi dedim'
İç sesimlede aynı fikirde olduğuma göre rahattım gözlerimi kapattım çok geçmeden duyduğum sesle tekrardan gözlerimi açtım
"Neden burdasın?"
Demesi üzerine şaşkınlıktan açılan gözlerim dışında hiçbir mimik oynatmadan çocuğun yüzüne baktım anlamış olacakki tapılası gamzelerini yüzüne yerleştirdi ve sağ elini ensesine götürüp orayı ovaladı kafasını aşağıya eydi ve gülümsedi
'Lan tut yakasından öp şunu'
'Öpsene mal'
'Bak bide kafasını eğip gülüyor'
İç sesime onay vermedim
Çocuk arkasını dönmüş olduğu kapıya tekrar yüzünü döndü böylece bana sırtını dönmüş oldu.
Kapının önünde duran mercedesi görünce bir an eli kapı tokmağına gitti kapıyı açmaya çalıştı bir kaç denemeden sonra
"Siktir."
"Hey ne oldu "
"Kapı k-kapı açılmıyor!"
" kaçıl şurdan birde ben deniyim"
Çocuk geriledi bende hemen az önce bulunduğu yere geçtim kapıyı zorladım
"Siktir , hey hey ne yapıcaz "
Çocuk cevap vermeden cama vurmaya başladı sonrada bağırdı
"HAKAN ABİ ,HAKAN AB-"
" ciddimisin ya? Adam arabada nasıl duysun seni arasana?"
Boş bulunmuş olucakki çıkardığı
"Ha" sesi kıkırdamama neden oldu
Sonra çıkardığı
"Haaa"
Sesi ise cidden kahkaha atmama sebep oldu
Hemen cebinden çıkarttığı son model telefonla bir kaç tuşa bastı ve kulağına götürdü
..
"Alo hakan abi"
"Hakan abi arabadan in şimdi "
Biraz bekledi siyah mercedesin ön kapısı açıldı içinden takım elbiseli bir adam elinde şemsiyeyle çıktı sanırım o hakan dı
"Evet karşıdaki klübe varya hah içerdeyim hakan kaldım kapı açılmıyor "
Demesiyle telefonu kapatması bir oldu cevap bekleseydin bari öküz
Ardından adam bize doğru gelmeye başladı tam olarak geldiğinde kapıyı zorladı fakat açamadı bir iki defa daha denedi ancak açamadı ardından mercedesin arkasında duran beyaz cadillac kimin diye bakarken plakada yazan TK harfleri benim olduğunu gösteriyordu bir anlık boş bulunmayla el çırptım çocuk bana
'Teallam' bakışı attı bende sadece göz devirmekle yetindim ardından arabadan inen erdal amcayı görünce rahatlama hissi doğdu içime tam olarak 13 yıldır bizim söförümüz çünkü ona oz amcam kadar değer veriyorum
Elinde beyaz şemsiyeyle klübeye gelen erdal amcayı gören çocuk tekrar bana döndü ve
"Oo zenginsiniz bide"
Çocuğun bu lafına karşılık
"Oo zenginsiniz bide" dememle şaşırması birkaç sanıyesini aldı
Hazırcevap bir insandım hep ,erdal amca elindeki şemsiyeyle cam kapıya vurmaya çalışınca gözlerimi devirdim
"Ciddenmi?"
Sonra cama sırtımı yaslayıp yavaşça yere kaydım tam olarak yere oturduğumda boş bulundum ve
"Hepsi senin yüzünden yakışık- siktir yakışıksız hepsi senin yüzünden" diye lafı kıvırmaya çalışırken sıçtığımı anlamıştım bana döndü ve piç smile attı
"Yakışıklı olduğumu biliyorum tabikide"
"Ben yakışıklı demedimki"
Derken ayağa kalktım ve
"Yakışıksız dedim"
Sonra piç smile atıp tekrar kapıya döndü hala kapıyı zorluyorlardı bu sıradada yağmur şiddetlenmişti ardından erdal abi beş on saniyelik kısa bir telefon görüşmesi sonucu parmaklarıyla 5 işareti yapıp dudaklarıyla 'kurtulacaksın' dedi o an çilingiri aradığını anlamıştım ' beş dakikaya burdan çıkardım'
Yada ' 5 saate' veya 'beş güne'
!!!! ?
Sıkıntıdan neredeyse ölüyordum ama yanımda daş olması sıkıntımı geçirmeme yetmişti onu izliyordum kapıya sırtını dayadı ve yavaş yavaş tıpkı benim gibi kaydı yere tam olarak oturduğunda konuştu
"İsmin neydi canımın içi"
"İsmim toprakda canımın içi falan ne ayak "
Derken tek kaşım yukarı kalkmıştı
Sonra çok geçmeden merakıma yenik düştüm ve
"Senin"
"Kerem "
"Evet resmi olarak burda kalmış bulunuyoruz sıkıntıdan ölmektense seninle konuşabilirim diye düşündüm "
"Tabi"
"Şey hobilerin neler kerem?"
Derken iki kaşımıda yukarıya kaldırmış cevap bekliyordum çocuk elindeki bereyi bir elinden diğer eline atarken konuştu
"Basketbolu severim ,bara gitmeyi ,araba kullanmayı ve dergi okumayı severim ayriyetten profesyonel okçuyum "
"İyimiş baya iyiymiş ,"
Mükemmel gamzelerini göstere göstere güldü
Yapma böyle işte yapma
Öhöm
"Benn ,bende araba sürmeye bayılırım ,ayrıca iyi şarkı söyleyip bateri çalabiliyorum, kitap okur ,futbol izlerim ,fanatik Fenerbahçeliyim, bara gitmeyi bende severim , sorduğun için saol"
"Boynumun borcu" deyip iyice gülümsedi o kadar gülümsemiştiki gözleri kapanmıştı çok tatlıydı ayrıca bu sırada kapıya vurmaya başlamıştım tam tekrar vurucakken elim biraz fazla geriye gitti ve paslı telefonun demirine çarpmasıyla parmağımı boydan boya çizdi
"Ah" diyip kani tişörtüme sildim bu sırada çocuk parmağıma baktı ve gözlerini kıstı ardından boynundaki mavi siyah karışımı bez boyunluğunu boğazından bir çırpıda çıkartıp elime bağladı sol elim olduğu için şanslıydım bu sırada kahkaha atmaya başladı
"Hobilerin arasına elini kesmeyide ekliyebilirsin"O belediye çukuru gibi olan gamzelerine dokunmak için herşeyimi verebilirdim ardından hiçbirşey olamamış gibi devam etti
"Ne var biliyormusun bende fanatik Fenerbahaçeliyim , araba sürmeyi seviyorsan birgün beraber sürebiliriz "
Deyince heyecanlandım ve sadece ismimin ve numaramın yazılı olduğu kartı arka cebimden çıkartıp ona uzattım tabi kartı arka cebimden almak için verdiğim çaba onu kıkırdatmıştı . Konumuz bu değil
"O zaman ararsın ?"
"Tabi canım bende onu diyordum "
Yapmacık bir gülümseme yerleştirdim bende onun gibi güldüm o kadar gülümsemiştimki gözlerim kapanmıştı
"Bu arada bir şey sorucam arkadada bir telefon klübesi var neden burası anlatsana biras?"
Gülümsedi tanrım , sen hep gül olurmu?
"Baktım bir daş var gülümsüyor bu tarafa gamzeli böyle hemen giriyim dedim "
"Hahahahakskdkdkkffkkckdjejfj , öhöm."
Tabi bünye iltifat duymaya alışık değil?
"Sonra bi baktım camdan kendi yansımama bakıyormuşum."
Yüzümde solan gülümsemem onu mutlu etti
"Ego yığını"
Ardından kapıdan gelen sesle ikimizde oraya döndük ve kapının açılmasıyla ayağa kalkmamız bir oldu ilk olarak ben çıktım klübeden derin bir nefes aldım arkamı döndüm o çıkıyordu klübeden erdal amca beyaz şemsiyemi açtı ve beni kolları altına aldı ardından arkada açılan siyah şemsiyede keremin şemsiyesi olduğunu anlamam uzun sürmedi siyah mercedesine atlayıp hızla uzaklaştı bende cadillacıma bindim erdal amacanın yardımıyla ardından
Pelin ve berkeye edebilidiğim kadar küfür ve beddua ettim .
Bknz;
"İnşallah bulunduğunuz ortama tam öpüşürken yıldırım düşer amin"Eve geldiğimde saat 18;30 civarlarındaydı
Kocaman evde hizmetçiler dışında tek başıma kalmanın huzuru ile odama çıktım
Odamın kapısını açtığımda siyahın verdiği huzur ciğerlerime doldu hemen çalışma masama ilerleyip laptopumu açtım
Google girip arama motoruna
"The wamps- wild heart "
Yazdım çıkan şarkıya tıkladım ve sesi en sona getirdim masadan kalkıp yatağıma uzandım ve şarkıyı iliklerimde hissetmeye çalıştım çok geçmeden en sevdiğim bölümüne geldi ve şarkıyla beraber söylemeye başladım
"I know it's late I know it's cold
But come right here
I swear. I'll never let you go
The way you move , it's wonderfull " en sevdiğim cümle olanı bağırarak söylemeye başladım
"Let's do it now 'cause one day will both be old'"
-hadi yap şimdi çünkü bir gün bizim için geç olabilir
"Tonight will dance .
-bu akşam dans edicez
I'll be yours and you'll be mine
-ben senin olucam ve sende benim
We won't look back
-arkaya bakmıyıcaz
Take my hands and we will shine"
-elimi tut ve parlıyalım"
Derken çoktan uykuya dalmıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grinin kızı
De TodoO belediye çukuru gamzelerini yüzüne yerleştirip sırıttı beyki bu şekilde mutsuzluğunu gizledi ama o gülümseyişte içinde sakladıklarını gizliyemedi. . Korku vardı gözlerinde kaybetme korkusu.