"Ya ben de ölürsem?"

96 13 28
                                    

"Biliyor musun sonraki gün Mitsuba'yla çektiğimiz fotoğrafları çıkartıcaktık. Ama o hayırsız geldi ve Mitsuba..."

"Hmm?"

"O Mitsuba'yı boynu kırık hayalete dönüştürdü. Hepsi benim yüzündendi... Sonra Mitsuba şimdi ve gelecekte onunla kalayım diye beni öldürmeye çalıştı. Neyse ki sonra Hanako geldi ve onu bu halinden kurtardı."

"Tsukasa'nın Mitsuba'nın ruhuyla beni yaratması da bundan sonra mı geliyor?"

"Evet..."

"Ben varken de hâlâ Mitsuba'yı özlüyorsun. Sürekli önceki Mitsuba hakkında konuşuyorsun. Onun anıları ben de yok ayrıca başka doğaüstleriyle beslenen bir canavarım. Ama yine de Mitsuba'nın yerini tutamam mı?"

"Tutamazsın... Sen Mitsuba değilsin. Mitsuba o ukala, kız gibi gözüken,
kaba, bencil, gürültülü, kamera manyağı, bazen kasvetli ve düzenbazdı. Ama benim dostumdu. Dosttan daha fazlasıydı..."

Pembeli yanında üzgün bir şekilde oturan mavi gözlünün elini tuttu.

"Ben de onun gibi olabilirim. Mitsuba geri gelmeyecek. Ama ben varım. Ben de Mitsuba'yım!"

Mavi gözlü güldü.

"Doğru sen de onun gibi ukala, kız gibi gözüken, bencil, gürültülü, kamera manyağı (-öyle aynısı olsun diye koydum-), bazen kasvetli ve düzenbazsın."

"Sen de aptal trafik küpelisin."

İkisi de gülüşmeye başladılar. Ardından pembeli konuşmaya başladı:

"Ne kadar aptal olsan da senden nefret etmeyi başaramıyorum... Neden?"

"Belki için de Mitsubanın ruhunun parçaları olduğu içindir."

"Ama aramızda senle Mitsuba'nın olduğu gibi bir ilişki yok. Sadece arkadaşız."

Sondakini söylerken yarım yamalak kalbi acıyordu pembelinin. Kou kendinden önceki Mitsuba'yla arkadaştan fazlası olsa da kendisiyle arkadaştan öteye gitmemişti.

"Mitsuba'yı kıskanıyor musun?"

"Tabi ki. Sonuçta o bir zamanlar insandı ve bir çok anısı var. Benim geçmişe dair hiçbir anım yok. Hiçbir zaman insan olmayı deneyimlemedim."

"O anlamda değil."

Pembeli anlayınca saçları ve gözleri gibi yanakları da pembeleşti.

"Ne anlamda?.."

"Anlamamazlıktan gelme işte. Onunla sevgili olmamızı, kıskanıyor musun?"

"H-hayır. Arkadaş olmamız bile benim için fazla. Aslında Mitsuba'yla çok fazla benzer yönlerimiz var. Ama onun senden hoşlanması değil."

Yalan söyledi. Asla Mitsuba olamayacağını biliyordu.

"Nasıl gibi?"

"Benim de bencil olmam ve arkadaşlar istemem sanırım. Bazen herkesin ölmesini istiyorum. Böylece herkes arkadaşım olabilir. Şimdi ve gelecekte... Senle arkadaş olmak beni mutlu ediyor. Lakin sen de sonsuza kadar benimle kalmayacaksın."

"Mitsuba beni öldürmeye çalıştığında ona hiç kızmadım biliyor musun?"

"Kendi olmadığı için mi?"

"Hayır tamamen kendiydi bunu isterken. Ben ona yine de kızmadım çünkü aslında ben de bunu istiyordum."

Pembe gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı.

"Ölmek mi?"

"Öyle söyleme bunu!"

Utancıyla başını sola çevirip yere bakarak devam etti.

"Doğa üstü olmak işte..."

"Mitsuba'yla sonsuza kadar kalabilmek için mi?"

"Mitsuba'yla ve seninle sonsuza kadar kalabilmek için."

"Benimle de mi?"

"Evet. Mitsuba olmasan da şu an yanımda olan sensin."

"Bu aptalca ama..."

"Neden?"

"Çünkü geçen ben senden beni kovmanı isterken sen şimdi benimle sonsuza kadar kalmaktan bahsediyorsun. Bu beni kötü biri gibi gösterir!"

"Öyle birisin zaten!"

"Haa!"

"Kim en yakın arkadaşından kendisini kovmasını ister ki!"

Pembeli kendine çektiği bacaklarının üstüme çenesinin koyarak iç çekti.

"Ama kovmadın işte. Bitti gitti."

"Neyse, ben evime gidiyorum abim çoktan eve gelmiştir."

"Uyku vaktim geldi demiyorsun da!"

"Bu saatte uyumam ben!"

"Kendini öldürme bari giderken."

"Sen de kendini kovdurtma!"

Pembeli dil çıkarttı ardından mavili de aynısını yaptı ve gitti. Kou biraz yürüyüşten sonra evine ulaştı.

"Ben geldim."

Ayakkabılarını çıkarınca karşındaki abisini gördü.

"Tiara uyudu mu?"

"Evet."

Kou mutfağa baktı. Ve gülümsedi. Abisi konuştu sonra:

"A.. senin yemeklerini görünce ben de etrafı temizleyeyim dedim. Eşyaların yerlerini çok bilmediğim için pek bir şey yapamadım ama..."

"Sorun değil. Yorgun değil misin sen dinlensene."

"Sen de yat geç oldu."

"Tamam." Dedi yüzündeki gülümsemeyle.

Abisi gidince kendisi de odasına gitti ve yatağının altından günlüğünü çıkardı. Bugünü kaydetti. Mitsuba gittikten sonra günlük tutmaya başlamıştı. Geçici şeyleri her zaman hatırlayabilmek için.

.
.
Yazarın notu

Hiç mitsukou yok diye kitaba başladım.(yani cok yok) Ama kitaba başlarken aklımda hiç nasıl olacağını düşünmeden başladım. O yuzdne boyle oldu briaz. İleriki bolumelri yazarken aklima bir taslak cikarmaliyim sanirim. Neyse umarim begenmissinizdir 👋👋


Şimdi Ve Gelecekte Birlikte Olalım | MitsukouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin