0.3

469 24 16
                                    



Sabah uyandığımda hala onun sesi çınlıyordu kulaklarımda.

"İyi geceler güzelim."

Bana Barış'tan başka kimse şu ana kadar güzelim demedi.Dedirtmem de zaten.

Bu adamın ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum,ayrılan oydu sonuçta.

Ayrılma bahanesi de dikkatimi dağıtıyorsundu.

Ben ona bu zamana kadar hiç kötü davranmadım.Sporunu desteklemekten başka bir şey de yapmadım,hep onun arkasında durdum.O kötü yorumlar için ağlarken ben ağladığı omuz oldum.

Bu yüzden çok kafamı karıştırıyordu.

Bu düşüncelerden sıyrılıp yatağımdan kalktım ve salona doğru ilerledim.

Kerem ve Ada yoktu.

Bir tek Barış vardı,koltuğumda tişörtsüz bir şekilde uyuyordu.

Eskiden her gün gördüğüm bu görüntü istemsizce tüylerimi diken diken etmişti.

Nasıl uyandırcağımı düşünürken salonda bir o tarafa bir bu tarafa yürüyordum.

Taki ayağım küçük masaya takılana ve üstündeki vazo küçük parçalara ayrılana kadar.

"Hassiktir!"diye inledim ve Barış sesi duyunca olduğu koltuktan kafasını kaldırdı.

"Özür dilerim seni uyandırmak istemiştim."diye gevelemeye bir yandan da kırık camları salak gibi ellerimle toplamaya başlayınca Barış"Dur kızım napıyosun elle mi toplanır o-"demesine kalmadan büyük bir cam elime girdi.

Acıyla inlediğimde Barış hemen yanıma koştu.

Üstünü mü giysen Barış?

"Doktor olan sensin bide."diye mırıldandı Barış.Ona gözlerimi devirip kendi yarama odaklandım fakat cidden çok acıyordu.

Cam elimin içine girmişti resmen.

"Dur yardım ediyim bekle."dedi Barış ve yanıma eğildi.

"O bacakla bu şekilde eğilmemelisin."dedim suratım buruşurken.

Ben neden hala onu düşünüyordum ki?

Bana bakıp elini belime doladı ve beni koltuğa yönlendirdi.

İlk yardım çantasını alıp önüme çöktüğünde dizlerimin arasına girdi.

İçim bi garip olmuştu.

Ona çıkarken bazı basit pansuman kurallarını anlatıyordum,hiç unutmamış gibi hepsini teker teker yapınca yüzümdeki şaşkınlığı gizleyemedim.

Yüzümü görünce"Öğrettiğin gibi oldu mu?"diyip göz kırptı.Gözlerimi devirdim fakat suratımda silik bir gülümseme oluştu.

Ona geri baktığımda gözlerinin gamzemde kaldığını gördüm.Bir süre gözlerimi ondan ayırmadım fakat ne kadar garip bir pozisyonda olduğumuzu fark edince hafifçe öksürdüm ve "Sağ ol."diyip ayağa kalktım.

O da arkamdan ayaklandığında "Ben kulübe geçicem yarım saatte falan,bırakmamı ister misin?"diye sordum ona.Buraya arabasız gelmiş olduğunu tahmin ediyordum çünkü evlerimiz yakındı,hep yürüyerek gelirdi.

"İyi olur aslında."dedi ensesini kaşıyarak.

Koltuklardaki yastıkları düzeltirken arada tişörtünü bulunca önce bir duraksadım,bu tişörtü ona ben almıştım çünkü.

Kafamı iki yana sallayıp tişörtü ona attım ve çevik bir hareketle yakalayıp üzerine geçirdi.

"Ben kahvaltımı yolda alıyorum hep,bugünlük öyle ediver kahvaltını."dedim ve "Biliyorum."diye mırıldandığını duydum fakat duymamazlıktan geldim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

bir zamanlar deli gönlüm ; barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin