(8)

2.4K 176 69
                                    

"Hastaneye gerek yok.. eve gidince bizzat ben ilgileneceğim seninle.."

Duyduklarım ile kalbim yine kendini belli etmişti. Deli gibi atmaya başlamıştı. Umarım Taehyung duymuyordur diye geçirdim içimden. Utançtan kızarmaya başlamıştım. Şuan kucağında olmam da başlı başına benim için bir zorluk iken, birde beni laflarıyla heyecanlandırıyordu. Daha fazla dayanamayıp kızaran yüzümü, kafamı boynuna gömerek ondan sakladım. Kokusu burnuma dolduğunda huzurla iç çektim..
.
.
.

Eve vardığımızda, Taehyung odasına kadar beni kucağında taşımıştı. Ağrılarım bekledikçe artıyordu.
Beni yatağa dikkatlice yatırdı.

"Önce bir duşa gir. Sonra yaralarına merhem süreriz bebeğim.."

Kısaca başımla onaylayarak yataktan kalkmak adına hamle yaptım. Ancak acıyan bedenim yüzünden küçük bir inilti dudaklarımdan fırladı ve duraksamak zorunda kaldım.

Hızla bana doğru eğilip kalkmama yardımcı oldu.

"Tek başına alabilecek misin? Yardım etmemi ister misin?" Diye sordu.

Tek başıma almam oldukça zordu ancak Taehyung'un beni yıkamasındansa bu zorluğa katlanırım daha iyi. Kesinlikle onun gibi sağı solu belli olmayan bir insanla aynı anda duşa girmezdim.
Bu yüzden kafamı iki yana sallayarak onu reddettim.

"Hayır, hayır.. kendim yaparım."

"Peki, ama birşey olursa hemen sesleniyorsun." Dedi.

Dikkatli adımlarla beni banyoya kadar götürdü.

"Dolapta bornoz ve temiz iç çamaşırı var. İşin bitince onları giy ve odaya gel. Merhem sürdükten sonra kıyafetlerini giyersin."

Onun karşısında iç çamaşırımla kalacağım gerçeği aklıma doluştuğunda, kendimi banyoya kilitleyip orada ölmeyi beklemeyi düşünmediğimi söylesem, yalan söylemiş olurdum. Bu çok utanç vericiydi. Asla onun önünde yarı çıplak durmak istemiyordum. Bu korkunçtu! Inkar etme şansım da yoktu. Beni dinlemeyecekti.

Taehyung'un banyodan çıkmasıyla soyunmaya başladım. Banyodaki aynadan vücuduma baktım. Gerçekten fena benzetmişti beni şerefsizler.. karnımda morluklar vardı ve hemen hemen her hareketimde acısını hissediyordum. Bacaklarımın yan taraflarındada morluklar vardı. Bunlar yürürken topallamama sebep oluyordu.
Aynaya sırtımı dönüp sırtımı görmeye çalıştım boynumun el verdiği ölçüde. Bel boşluğumda ve sırtımın sağ tarafında morluklar vardı. Ve dudağımın kenarında küçük bi yarık vardı.

Daha fazla kendimi süzmeyi bırakıp duşakabine doğru adımladım. Aslında küvette keyif yapabilirdim ama bir an önce işimi bitirip uyumak istiyordum.

Hızlıca duşumu aldım. Gerçekten rahatlamıştım.
Taehyung'un söylediği dolaba ilerleyip bornoz ve iç çamaşırı çıkardım. Belimin acısını umursamamaya çalışarak eğilip ayaklarımdan iç çamaşırımı geçirdim.

İç çamaşarımı giydikten sonra bornozumu giyip kuşaklarını sıkıca bağladım.

Dışarı çıkıp çıkmamak konusunda hala tereddütlüydüm. Korkuyordum. Daha doğrusu utanıyordum.
Kapının önünde öylece dikiliyordum ancak elim bir türlü kapının kulpuna varmıyordu.

Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp korkuyla birkaç adım geriledim.

"Hey Jeon! İşin bittimi? Su sesi de kesildi.. iyisin değilmi?"

Kapıyı çalarken konuşmasıyla panikledim. Hızla cevap verdim.

"Y-yok, yok.. iyiyim. Çıkıyorum şimdi." Dedim.

I'M FUCKED UPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin