24,

6.2K 663 884
                                    

hiii, ben geldimmm
nasilsinizzz

o degil bolum basina sunu sunu yazcam diyorum, bolumu atacagimda hepsini unuyorum :(
moralim bozuldu

neyseee jikook aciklandi diyenler nasil zort oldu ama KSHSKSJSSKSJSK
acikcasi benim keyfim cok yerinde
bu arada jikook'a karsi degilim sadece biz o kadar momemt almamiza ragmen gikimiz cikmiyor ama onlar bir moment alinca jikook aciklandi mansetini sak diye yapistiyorlar tae//////////////////////////////niecilerden ne farklari kaliyor ki?

sinir:
325 oy
700 yorum

keyifli okumalar dilerimmm

⭒✶⭒

Jungkook pov's...

Parmaklarım arasında tuttuğum ve dakikalardın sadece ucunun yanışını izlediğim sigarayı, telefonu cebime bıraktıktan sonra dudaklarım arasına yerleştirirken hala içip içmemek arasında gidip geliyordum.

Alışkın değildim, sadece Jimin içtiği için denemek istemiştim. İnkar ettiği kadar ısrar etmiş ve sonunda ikna olmuştu ama benim içmememden kaynaklı oluşan bir sorun vardı, onu da yok etmeye hazırdım.

Yanaklarım içine çökertecek şekilde bir nefes çekmiş ve ağzımın içine nüfuz eden duman boğazıma doğru ilerleyip orayı yakmaya başladığı sıralarda öksürme ihtiyacıyla dolup taşmış, bunun da önüne geçememiştim. Çok geçmeden kulağıma ulaşan kahkaha sesiyle sırtıma vurmaya başlamış, bende gözlerimden gelen yaşları elimin tersiyle silip kaşlarımı çatarak suratına bakmıştım.

"Bunun tadı niye bu kadar iğrenç!" Kesik kesik öksürüklerim devam ederken konuşmaya çalışmış, zar zor da olsa cümlemi tamamlayabilmiştim.

"Salak! Ben sana içme demiştim." Diyerek gülmeye devam ederken somurtarak yerimden kalkmış onu da kolundan tuttuğum gibi beraberimde parkın içerisine sürüklemiştim. İlk başta mırın kırın etse de ısrarlarıma dayanamayıp kabul etmiş ve beni önden gönderip sigarasını bitirdikten sonra geleceğini söylemişti.

O gelinceye kadar bir kaç tur kaydıraktan kaymış, sigara izmaritini yere atıp ayağıyla söndürdüğüne emin olduktan sonra bana doğru yaklaşan bedenine doğru ilerlemiştim. Tekrardan kolundan tutup, bu sefer tahterevalliye doğru götürmüştüm.

Kahkahalarımız ve ufak tefek sohbetlerimizle zaman öldürmeye devam ederken kendimi gündüzleri imrenerek izlediğim çocuklar gibi hissetmekten alıkoyamadım. Onlar gibi gülüyor, eğleniyorduk. En son ne zaman böyle eğlenmiştim hatırlamıyordum.

Kanım kaynıyordu ve hareket ederek bunu bir nebze olsun söndürmeye çalışıyordum ama olmuyordu. Taehyung'u istiyordum. Her anlamda...

Bir süre canım sıkılırken Jimin'i beklemeden salıncaklara koşturmuştum ama boyumun uzunluğundan dolayı eskiden aldığım zevki alamamanın verdiği hayal kırıklığıyla Jimin yarı yoldayken durdurup yan yana duran yaylı atlara doğru gitmesini sağladım.

Yan yana otururken atın kafasının yanındaki çıkıntılara yerleştirdiğim ellerimle hafif hafif sallanmaya başlarken Jimin'e doğru dönüp konuştum.

"Jimin-shiii!" Sesimin desibeline hakim olamayarak adını seslenişime ek olarak kıkırtılarım karanlık gecenin, ıssız sokaklarında yankılanmıştı.

"Efendim, Jungkook-shi!" O da benim gibi sesine hakim olamazken kıkırtılarım kahkaha dönmüş, ellerimi dizlerime vurarak gülmeye başlamıştım. Oysaki ortada gülünecek hiçbir şey yoktu. İçimden bir ses gülmem için beni gıdıklıyor gibiydi.

shameless, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin