•Neler Oluyor Bize•

155 19 31
                                    

Aradan geçen bir yılda Kârlı konağında çok şey değişmişti..
Beste ve Kaan'ın aynı masaya oturmaları bile hayal olacak durumdaydı.. Zeynep çoğu zaman gelse de artık konakta cenaze havası olduğundan onunda neşesi gitmişti.. Ziyaysa.. Bir gün işte, bir gün ortada yok.. Çocukları da gerektiğinde görüyordu..
Kaderin duvarlarını yıkmakla meşguldu kendince.. Güvenilmez ellere sarılmamayı çok sert şekilde öğrenmişti..
Seher ise oğlunun peşine gitmiş..
Yurtdışında sil baştan hayat kurmuştu.. Yani olan yine Alanur ve Ziyaya olmuştu..

Alanur ise.. Artık Karlı değil Talun soyadını taşıyordu.. Babasının yaşına göre hala dinç şekilde kendi işinin başında durması, koca bir çınarı kendisine bırakacağı aşikardı..

Ben sana tarih bırakıyorum derdi hep çocukluğundan beri..
Köklü ailesinin olması daha fazla sorumluluk almasına neden olmuştu..
Her kes gibi olamazdı..
İlişkisi de buna dahildi..
Her kes gibi ayrılmamışlardı..
Çocuklar için bir araya geleceğiz deselerde 1 senede kimse kimsenin kapısını çalmamıştı..
Başından hep korktukları hayatı yaşıyorlardı şimdi..
Sanki yıllarca nefesi nefesinde kaybolmamış iki yabancıya dönüşmek doğalmış gibi davranıyordu iki tarafta..

- ama bunları konuşmadık mı Beste? Kızım çocuksunuz sanki..
Ne demek gelmiyorum!

- Babamın hâlinden hiç mi haberin yok senin..

- babanın ettiklerinden haberin var mı senin?

- anne..
Boşandın ses etmedik..
Ki buna değer bir konu değildi..
Tamamen kendi huysuzluğun..

- Beste! Beni suçlamayı kesermisin artık! Bu kadar iyi niyetli olma kızım her kese karşı..
Biliyorum beni suçlamak kolayına geliyor ama bu iş böyle olmaz!

- Babamı bırakamam kusura bakma! Senin enkazını toplamaya çalışıyoruz..
Hiç suçumuz olmadığı takdirde..

- Peki ya benim suçum ne?! Söyler misin babası kılıklı derviş hanım?

- ay of Anne ya! Oğlunu çağır! O sana benziyor ya gelir!

- Doğru! Ama çok çalışıyor ve hayatında da biri var.. Kıyamıyorum ki..

- Babam gelmek üzeredir kapatıyorum anne!

Suratına kapanan tuşla birlikte, Alanur yatağın sol tarafına fırlatmıştı telefonu.. Günah keçisi olmuştu birden bire.. Her şeyi yapan o günahkar ben..
Yeşil denizi yine dolmuştu..
Büyüye bilmek için illa gömülmek gerekirdi..
Çünki tohumun kaderi her zaman karanlıkta belirlenirdi..

- babam hadi ama..
Gel benle otur bari sofraya nolur..

- kızım çalışma odasında yerim bir şeyler! İşim var!

- ama böyle olmaz ki..
Bizi de mi sevmiyorsun artık?!

Kapının açılmasıyla çok sevdiği gözler karşısında duruyordu..
Delirmiyorsa bu güne kadar her gün o gözleri karşısında görmesindendi.. İçinden bir kez daha şükür etti kızının gözlerini annesinden aldığı için..

ELZEM| Alanur & ZiyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin