hanakoyu sevmem ama okurlarım seviyor yapacak bir şey yok💔
anyways 60 takipçi hediyesi çünkü 60 sayısını severim!!
gender neutral okuyucu x hanako
★
gülleri sıkı sıkı tutmaktan hafif kanamaya başlayan eline bakarken fark etmiştin bir tuvalet hayaletine olan hislerini. oysa sizi ayıran şey belliydi, bu da ölümün ta kendisi.
bahçeye doğru ilerlerken düşüncelerin bir halatmışçasına boynunu sardı, sonrasında hatırladığın tek şey görüşünün bulanıklaşmasıydı.
ufak bir sesle sarsıldın, bu sesin sahibi revirdeki tatlı kadındı. “canım, daha çok su içmelisin, olur mu?” deyivermişti ortadan kaybolmadan önce.
sonrasında odanın ılıklığına kapadın gözlerini, bir sebepten ötürü içini kemiren his hala devam ediyordu ki bu tuvalet hayaletinin sesini duyana kadardı.
“heyo y/n, öldün sandım.” diyip güldü hanako. gülüşü ne kadar çocuksu diye düşündün. o ise yatağının ucuna oturdu ki gerçekten bu kadar drama gerek var mıydı, o bir hayaletti!
“gerçekten endişelendim, sevgiline gül götürürken daha dikkatli olmalısın.” dedikten sonra suratını büzdü, ve yeri izlemeye devam etti.
“kimmiş sevgilim?” diye -öyle sandığın- esprisini devam ettirdin. bir süre aptal aptal bakıştıktan sonra şu soruyu yöneltti, “güller kimeydi o zaman?”
“bahçeye, mankafa!”
“haa, pardon.” aptal bir gülüşle ensesini kaşıdı hanako. güneş yüzüne çarptığında gözlerini kısıyordu, sahi, hayalet değil miydi o? güneş onu nasıl rahatsız edebiliyordu ki?
“hanako…” etrafa baktın, beyninden geçen kelimeler boğazından çıkmıyordu, o ise bunu fark edip sana yandan yandan bakıyordu. “emret.”
gülümsedin ve yutkundun. “çok güzel bir arkadaşsın.” derin bir nefes aldın, ve gözlerini kapadın. utanman değildi sebebi, tepkisini görmek istemiyordun. hayır derse üzülecektin, evet derse de garip olacaktı.
“ama bu arkadaşlık bana yetmiyor. dahasını istiyorum.” ve sonunda gözlerini açtın, bu revirin tavanı değildi, bu odanın tavanıydı!
ah, günaydın y/n, belki hanako'ya açılacağın şanslı gün bugündür.