(İnci)
Sedef'le vakit geçirdikten sonra onu tekrar yurda bıraktık ve Pamir ile beraber kahve içmek için bir kafeye oturduk.
Hande'nin doğum gününü kutladığımız kafeye gelmiştik. Kahve siparişlerimizi verdikten sonra Pamir'le konuşmaya başladık.- Anne dedi inci tanem.
- Baba da dedi sevgilim.
- Hayatımın en güzel günlerinden birini bana yaşattığın için teşekkür ederim incim.
- Biliyor musun Pamir... İnci sedeften oluşuyor, sedef istiridye kabuğunu parlatan, pırıltılı, beyaz,gökkuşağı anlamına geliyor.
- Yani incinin oluşması için sedefe ihtiyacı var.
- Böylede yorumlayabiliriz.
- Sen boğa burcuydun değil mi inci tanem? Ben Sedef isminin boğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takımyıldızı anlamına geldiğinide duymuştum. Yani her açıdan bir bağınız var.
- Ben bunu ilk defa senden duyuyorum sevgilim.
- Senin adında çok anlamlı incim. Kimse için anlam ifade etmeyen bir isme sahip olsaydın bile benim için anlamlı olurdu.
Biliyormusun inci tanem, divan edebiyatında incinin oluşumu nisan yağmurları sayesinde olduğundan bahsedilmiş. Rivayete göre istiridye kabuklarını açınca, nisan yağmurunun damlaları içeriye alınır ve inci tanesi oluşur.
Seninde Nisan'da doğmuş olman ne güzel bir tesadüf.- Konu farketmeksizin her söylediğin cümleyle beni şaşırtıyorsun Pamir İnal. Bu kadar mükemmel olmak zorunda değilsin.
- Rüyada gibiyim.
- Aynı rüyayı görüyor olmamız bir şanstır beyefendi.
- İnci ileride nasip olursa, evlendiğimizde Sedef'in kızımız olmasını çok isterim.
- Bende Pamir. Bende çok isterim.
- Yalnız annelikte yakışıyormuş size hanımefendi.
- Sizede babalık yakışıyormuş beyefendi.
- Annenle tanışacak mıyız?
- Ben sana onu söylemeyi unuttum Pamir. Annem hastanedeymiş, fenalaşmış. Kötü birşeyi yokmuş sadece kendini fazla yormuş ve streslenmiş. Gitmemize gerek yokmuş ama onu streslendirecek birşey yapmamalıymışız. Hemşiresi dün gece beni arayıp anlattı. Yani annem iyileşene kadar söylemezsek iyi olur.
- Geçmiş olsun inci tanem. Sorun değil, sağlık olsun.
- Pamir bu arada yarın benim okul etkinliğim var, sende gelirsen çok iyi olur.
- Gelirim tabi. Ne etkinliği?
- Biliyorsun ben arkeoloji okuyorum, bizi kazı çalışmasına götürecekler. Yani tarihi bir çalışma olmasada okulun düzenlemiş olduğu sembolik bir aktivite. Ama hiç belli olmaz çünkü göremediğin yerin altında ne saklı gerçekler bulunur hiç bilemezsin. Belkide birşeyler buluruz.
- Güzelmiş, beraber bir maceraya daha atılacağız yani.
- Aynen öyle.
* * *
(Hande)
Mirza ile motorlarımızla okula gitmiştik. Okulda yapışık ikiz gibi beraber gezdiğimiz yetmiyormuş gibi okul sonunda da beraber gezmiştik.
Ece okulda bizi , Mirza'nın onun yardımıyla bana hediye aldığı motorlarla beraber gördüğünde gülümsemeyle karşılayıp tebrik etmişti.
Bense bizi gördüğü yerde sinirle dik dik bakarak tersler sanmıştım. İnsanlar çok garip varlıklardı, kimin nasıl olduğunu asla çözemiyordun. Mirza motorla önden gidip beni bir yere götüreceğini , onu takip etmemi söylemişti. Bende Mirza'nın dediği gibi motoruma atlayıp onu takip ettim. Mirza durduğunda gelmek istediğimiz yere ulaştığımızı anlamıştım. Güneş batmış ,hava kararmıştı. Motorlarımızı bir yere park ettikten sonra Mirza elimden tutup beni götürmek istediği yere getirmişti.
Etrafıma baktığımda lunaparka getirdiğini anladım ve gülümsemenle beraber Mirza'ya sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirvari
FantasyArkeoloji öğrencisi olan İnci Yıldız kardeşi Hande ile beraber İzmir'de ölen babalarının bıraktıkları evde yaşarlar. İnci tesadüfen karşılaştığı ve hayatını paylaştığı Pamir İnal ile beraberdir. Hayatında düzensizliğin düzenini kurmuştur. Geleceğini...