6

88 7 3
                                    

İçlerindeki hayal kırıklığını görmemesi için ondan kaçırdım gözlerimi.

"Sadece Barış gönderdiği için mi buradayım sence?"

"Kendi ağzınla söyledin, beni ilk gördüğün andan beri benden nefret ediyorsun. Açıkçası ben de senden hiç haz etmiyorum o yüzden arkadaşım gibi davranmana hiç gerek yok."

Karnıma beysbol sopasıyla vursa daha az acıtırdı muhtemelen, benzer hislerdi gerçi. Gözlerim dolmuştu, yaşlar dökülür korkusuyla kırpamıyordum bile. Haklıydı. Ondan nefret etmem gerekiyordu.

Madem öyle, ben de ondan nefret edecektim.

"Kibarlık olsun diye sordum zaten, sen gibi öküz değilim."

"A lütfen, ben çok centilmenim."

Gözlerimi devirdim.

"Tabii eminim. Neyse, kalkayım ben artık."

"Görüşürüz, Barışa selam söylersin."

"Hıhım."

Arkama bakmadan geldiğim gibi çıktım garaj kapısından. Hiç haz etmemişmiş. Ben sanki deli divaneyim sana. Dün öyle görünce biraz içim ısınmıştı sadece, şimdi o da yoktu. Nankördü bu kadın, sevilmeyi hak etmiyordu. Ya da hak etmediğini düşünüyordu, her halükarda ondan nefret etmem gerekiyordu ve ben de edecektim. 

Arabama binerken bir yandan da Barışı arıyordum, sonuncu çalışta açtı anca telefonu.

"İyiymiş Sasha biraz yalnız kalmak istiyormuş, şimdi çıkıyorum evinden."

"Tamam çok sağ ol Büge."

"Ne demek"

Telefonu kapayıp arabayı çalıştırdım, bugün herkes benimle uğraşamayacak kadar meşguldü. Ben de bu fırsattan istifade bir gece bara doğru sürmeye başladım. Havanın kararmasına daha birkaç saat vardı, o yüzden kulüpler geceye nazaran çok daha boştu. Bara yanaşıp kendime bir negroni söyledim, barmenin eli boş olduğu için çabucak gelmişti içkim.

Ben üçüncü içkimin ortasındayken insanlar yavaş yavaş içeri akın etmeye başlamıştı bile. Başım hafif dönüyor, kelimelerim geveleyerek çıkıyordu ağzımdan. Sallana sallana çalan şarkıya eşlik ediyor, arada da içkimi yudumluyordum. Bardağımı ağzıma götürdüğümde boş olduğunu fark ettim. Bardağımı tekrar doldurtmak için yalpaya yalpalaya bara ilerledim.

Bara yaslandım, barmene bir kadeh daha istediğimi geveleyerek anlattım, o sırada yanıma tanımadığım bir adamın yanaştığını fark edemeyecek kadar sarhoştum. 

"Hanımefendinin sıradaki içkisi benden olsun lütfen."

Duyduğum sesle irkildim, sesin kaynağına döndüm kafamı. Uzunca kalıplı, yakışıklı, bıyıklı ve mavi gözlü bir adam bana elini uzattı.

"Merhaba, Savcı Fırat Bulut ben, memnun oldum Büge Hanım."

"Merhaba, ben de memnun oldum."

Zorlukla çıkardım kelimeleri ağzımdan, belli ki bu adam buraya benimle flört etmeye falan gelmemişti. Beni tanıdığına göre birkaç bir şey öğrenmek istiyordu, bilmediği bir şey vardı ki; ben sadece sarhoştum, aptal değildim. 

"Sizinle biraz muhabbet etmemin sakıncası var mı acaba?"

"Tabii ki de hayır. Sadece biraz beklerseniz, lavaboya gitmem gerekiyor."

"Tabii, bekliyorum."

Savcıya gülümseyip lavaboya doğru ilerledim, yürüyüşümden bile anlaşılacağı şekilde çok kaçırmıştım ve hazırlıksız yakalanmıştım. Kendimi lavaboya atar atmaz Barış'a mesaj attım;

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Methiye ~sasbügHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin