2

101 8 1
                                    

"Nasıl istersen."

Bu kadınla yalnız kalmak istemiyordum, dengesiz bir tipti. Bana bir zararı dokunacağını zannetmiyordum ama beni tedirgin ettiği de bir gerçekti. Barış'ın ne zaman geleceği de kesin değildi, zaten bu saatten sonra fark etmezdi. Ben bu evde mahkumdum. 

Ben kendi kendime düşünürken Sasha ve Barış kapının önünde bilmediğim meseleler hakkında hararetli hararetli konuşuyorlardı. Açıkçası pek umursamadığımdan dinleme gereği duymadım ben de. Barış'ın bana verdiği telefonu incelemeye koyuldum.

Normal telefondan hiç farkı yoktu fakat, eminim ki bu telefon yanımdayken aldığım her nefesten bile bu ikisinin haberi olacaktı. Ben telefonla uğraşırken Sasha' nın ağzından adımı duydum, hemen ikisinin konuşmalarına kulak kabarttım.

"Peki Büge?"

"Şu an için her şeyi bilmesine gerek yok baby, ama ben yokken ona biraz bahset durumlardan. Savaş ona bir şeyler anlatmış mı, bir şeyler vermiş mi öğren. Yalnız kalmasın, sana güveniyorum."

"Tamamdır Barış"

Çelik kapının açılıp kapanma sesini duydum, artık evde yalnızdık. Sormak istediğim çok şey vardı, ama cevap alabileceklerim çok azdı. Birazdan sorguya çekileceğimi de biliyordum, bu yüzden bana sert bir içecek lazımdı. Ben ayağa kalkarken Sasha da oturuyordu.

"Nereye?"

"Yok artık! İçecek bir şeyler alacağım, gel oraya da takip et istersen."

"Macallan 18."

Hizmetçisi var sanıyor sanırım karşısında.

"Efendim?"

"Bir kadeh Macallan 18 istedim, anlaşılması bu kadar zor muydu?"

"Sana evde olduğunu düşündürten şey nedir?"

Hiçbir şey söylemedi, sadece aheste aheste kalkıp yanıma , mutfağa, doğru ilerledi. 

"Çünkü Barış her zaman bir tane bulundurur."

Eğilip dolaplardan birini açtı, sanki kendi eliyle koymuş gibi buldu şişeyi. Kimdi bu kadın, nasıl Barış'ı böylesine tanıyabiliyor, evimi avucunun içi gibi biliyordu? 

Bu soruları sormak için kendimi hazırlarken, bir yandan da kendime bir içki hazırlıyordum. Dalgın dalgın kendi işime bakarken bir anda Sasha elimdeki bardağı kaptı.

"N-ne yapıyorsun be!"

"Asıl sen ne yapıyorsun?"

"İzninle kendime bir içki hazırlıyorum, bu gün gerçekten ihtiyacım var çünkü amına koyayım!

Gerçekten o kadar sinirlerimle oynamıştı ki küfrettiğimin farkına, kelimeler ağzımdan dökülünce fark ettim. Bu ise onun hoşuna gitmiş gibiydi; kaşlarını kaldırmış, dudaklarında cüretkar bir gülümseme ile beni süzüyordu.

"Git otur. Ben hallederim."

Sözünü ikiletmeden içeri geçip oturdum, aklımda lafa nerden gireceğim dışında hiçbir şey yoktu. Birkaç dakika geçti veya geçmedi ki, elinde iki tane kadehle Sasha içeri girdi. Ağzını açmadan elindeki martiniyi bana uzattı. Kendisininkini de sehpaya koydu, kendini koltuğa attı. Bacak bacak üstüne atıp arkasına yaslandı; bana hiç sorma zahmetinde bile bulunmadan bir sigara yaktı. 

"Ee, seni dinliyorum. Sor ne soracaksan."

Onu sigara konusunda uyarıp uyarmamak arasında gidip gelirken en iyisi kafasına göre takılmasına izin vermek diye düşünüp kadehimden bir yudum aldım. Gerçekten de hayatımda içtiğim en güzel kokteyllerden biriydi. Etkilendiğimi belli etmemeye çalışırken soracağım birkaç yüz sorudan aklıma ilk geleni sordum.

Methiye ~sasbügHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin