two

207 21 14
                                    

Saat 20.01

Dream fıskiyenin oraya doğru yürüdü. Fıskiyenin yanına geldi. Etrafına baktı.
Kimse yoktu. Belki biri ona oyun yapmıştı. O sırada yüzünde hayvan maskeleri olan bir gurup insan onu tuttu. Dream kaçmak için çırpındı ama onu tutan adamlar hem çok kalabalık hemde çok güçlüydü. Birisi Dream'in gözünü ve ağzını kapattı. Bu yüzden bagiramiyordu.

Gözlerini açtığında kendini sandalyeye bağlı buldu. Dream çok korkmuştum. Hayvan maskeli bu adamlar kimdi? Ve Dream'e ne yapacaklardı?

Adamlardan bir kaçı ellerindeki su tabancaları ile ona su sıkıyor. Bazıları yüzüne renkli kalem ile biseyler karalıyor, kimisi yüzüne ışık tutuyor, kimisi ise ona renkli toz gibi bisey atıyordu.

En sonunda tüm bu işkence bitti ve Tavşan maskeli bir  adam bir bardağa Votka koydu ağzındaki bantı çıkardı ve zorla ona Votka içirdi. Zavallı Dream neredeyse kusucaktı.

Tanıdık bir ses kullağına fısıldadı:
Aramıza hoş geldin.

-Nick?!

Nick ve diğerleri yüzlerindeki maskeleri çıkarttı.

George:
Aramıza hoş geldin dedi ve kahkaha attı.

-Neler oluyor burda?

Karl:
Sana bu eziyeti yaşadığımız içi üzgünüz bu bir gelenek.

-Ne geleneği?

George:
Okula yeni biri gelince ona böyle bir şaka yapılır ki karşılarına çıkacak şakalara hazırlıklı ol.

Dream neredeyse kusucakti. Öğürdü.

George:
Aha ilk defa mı bu kadar sert bir alkol içiyorsun?

-İlk seferim desem?

George:
Tuhaf

-Ot kullanıyorum alkol değil.

George:
Alkol de kafa yapar.

Nick bir bardağa biraz Tekila koydu ve:
Yeni üyemize!

Herkes biseyler içti. Salak bir parti sonrası Dream ve Nick odalarına döndü.

-Moruk sana güvenmiştim.

Nick:
Üzgünüm ama vatan haini ilan edilmek istemiyorum hem biraz aksiyon yaşadın.

-Aksiyon mu? Moruk korkudan altına sıçıcaktim.

Nick:
Ah, aynını Karl'a yaptığımız günü hatırlıyorum.

-Yanlız değilim demek.

Nick:
Seni şakalamak çok keyifli bir deneyimdi.

-Benim için değildi. Altına ettim.

Nick:
Eh, alışsan iyi olur çünkü George'un seni boş bırakacağını sanimyorum.

-Aman tanrım.

Nick:
George bizim okulun  weasley kardeşleri gibidir. Onun 3 abisi var üçüde bu okulda okumuş, bu yüzden gelenkler ve okul şakalarına bayılır.

-Aman ne güzel, bi bu eksikti.

Nick:
Yapıcak birsey yok. Bide başarılsin ya sana dahada gıcık oldu.

- Lanet olsun

Sabah ilk ders tarihti
Dream dolabına geldi. Kapıyı açmaya çalışıyordu o sırada arkasında olan George'a çarptı. George elindeki diyoramayı yere düşürdü. Çok olmasada bi kısmı hasar görmüştü.

-George, ben çok üzgünüm. İstemeden oldu.

George diyoramasin yerden aldı ve sinirle sınıfa gitti.

Derste;

Tarih Ö.:
George, savaş alanı diyoramani yaptın mı?

George utanarak:
Hayır efendim, yapmadım.

T.Ö:
Ama bu çok garip hep yapardınız. Üzgünüm ama size düşük not vericem-

-Efendim George diyoramasını yaptı.

George:
Yapma.

-Ben ona çarptım ve oda yere düşürdü.

T.Ö:
Öylemi? George diyorama nerde?

George masanın altından çıkardı:
Burda efendim.

T.Ö:
Bu çok güzel bir diyorama. Sana notunu gireceğini ama bunu Bay Clay ile düzeltip getirirsen.

George:
Peki efendim.

T.Ö:
Bu arada hazır ayaktayken, bu yeni öğrencimiz Clay, her neyse derse başlayalım.

Bir kağıda "Özür dilerim" yazdım ve George'a verdim ama o açmadan yırtıp attı.

Sınıfta sorulan tüm sorulara George cevap veriyordu.

T.Ö.:
İlk matbaa kaç yılında çıkmıştır?

-İlk matbaa, ağaç oyma tekniği kullanarak, MS 593'te Çin'de kurulmuştur
Efendim.

George bana sinirle baktı. Belliki cevabı ağzından almıştım.

Zil çaldı.

George:
Benim önüme çıkma Meryem.

-Benim ismim Meryem değil?! Clay.

Çok da takmadı. Artık bir rakibim vardı ve açıkçası korkmuyorda değildim.

Kaçık Aşıkım/dnfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin