7

83 11 3
                                    

~
Sonunda bu gün taburcu olacaktı Niki. Hastanede sadece 2 gün kalmıştı ama bütün gün yatmak, neredeyse hiç hareket etmemek çok sıkmıştı artık.

Şu an Sunooyla eşyalarını topluyordular. Daha doğrusu Sunoo Nikinin hiç bir şey yapmasına izin vermiyordu ve her şeyi kendisi topluyordu.

Sonunda hastaneden çıktıklarında derin bir nefes aldı Niki. Bütün bu olaylar sonunda geçip gitmişti ve şu an rahat bir şekilde evlerine gideceklerdi.

.....

Yollarının ayrıldığı otobüs durağına geldiklerinde elindeki eczane poşetlerini Nikinin eline tutuşturarak konuşmaya başladı Sunoo:

"Bak Niki, her sabah yaralarının üstüne kırmızı kapaklı merhemi sürüp hafifçe masaj yap. Akşamları da aynı şekilde. İyileşene kadar bedenini yoracak şeyler yapma, buna dans etmekte dahil. İlaçlarını almayı unutma, kutuların üstünde saati yazıyor. Bak sıkıldığında sakın dans edeyim deme. Dikkatli git. Acele etme ve sakın koşma. Hatta ben yolcu edeyim se-"

"Hiç zahmet etme ben kendim DİKKATLİCE ve KOŞMADAN giderim hani 17 yaşındayım bunları başarıyla yerine getire bilirim." diye dalga geçercesine söyledi Niki.

Bunun üzerine gözlerini devirdi Sunoo. "Tamam tamam. Dediklerimi unutma bak sabahları kırmızı kapa-"

"Her şeyi çok güzel anladım hepsini de eksiksiz yapıcam" diye yine konuşsa susmayacağını bildiği Sunoonun sözünü keserek konuştu Niki.

"İyi o zaman be" diye bir kere daha göz devirdi Sunoo. Nikinin sözünü kesmesine gıcık olmuştu.

Niki Sunoonun bu atarlı hallerine gülümsedi, ardından vedalaşarak yollarını ayırdı.

Eve geldiğinde hastaneye 10 kere aralıksız uğramalarına rağmen milyonlarca soru soran annesi ve ablasını atlattıktan sonra odasına geldi.

Bu sefer kendini yatağa atmadan, Sunoonun nasihatlarına uyarak yavaşça uzandı ve bir süre sonra uykuya daldı.

........
______________
Kapısı çalındığında uyandı ama aldırış etmedi Niki. Ya annem ya ablam diye düşündü. Onlara uyuyacağını söylemişti. Açmazsa çalmayı bırakıp gidecekler.

Yok. Kapıdaki her kimse pes etmeden, durmadan tıklatıyordu kapıyı. Niki çok sinir olmuştu. Neden bu kadar inat ediyorlarki? Uyumaya çalışıyoruz yani.

Sonunda dayanamadı ve yataktan kalkarak sinirle hızlıca kapıyı açtı. Şikayet etmeye başlayacaktı ki, sözlerini yuttu.

Kapıdaki Sunooydu ve Niki birden kapıyı açınca kapıyı tıklatan eli havada yumruk gibi kalmıştı.

Nikinin yeni uyandığı için pofidik olan suratına bakarak gülümsedi ve elindeki kutuyla odaya daldı.

"Uyandırdım mı?" diye sordu Sunoo. Yok ne uyandırması canım. Niki kapıyı kapatırken aldığı bu soruyla kendini Sunooya doğru çevirdi ve 'ciddi misin?' bakışı attı.

"Yok ne uyandırması canım rahat ol."
Sunoo hemen elindeki kutuyu gösterdi. "Ne yapayım? Uyanmasaydın kekler soğurdu. Sıcak daha lezzetli."

Çileği bile mikrodalgaya atan biri olarak bu konuda hemfikirdi Niki. Ama kek nerden çıkmıştı şimdi?

"Ben yaptım! Tamam azıcık ablam yardım etmiş ola bilir ama şekillerini bizzat kendim yaptım! Nasıl??" kutuyu açtı ve ördek şeklindeki minik kekleri Nikiye gösterdi.

Niki keklere bakıp gülümsedi. Sunoo ona bir kaç kez ördeğe benzediğini söylemişti. Başlarda çok sevmesede sonra alışınca bundan hoşlanmaya başladı.

sometimes, you can't predict || sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin