~
Saat akşam 12ye geliyordu. Bu gün çok şey yaşanmıştı. Yorucu bir gündü.
Sunoo -her ne kadar Niki eve gidip rahat uyuması için ısrar etsede- şu an Nikinin odasındaki hastane koltuğunda uyuyordu.
Ona söz verdiği gibi her şeyi anlatmıştı Niki. O adamın kim ve neyin peşinde olduğunu söylemişti.
Sunoo hiç bir şey söylememişti. Şoktaydı. Nasıl bunların hiç birinin farkında değildi?
Niki de bir şey demesini beklemiyordu zaten. Aklından geçenleri az çok tahmin ede biliyordu.
Artık Sunoonun gözlerinden yorgunluk aktığını gördüğünde, eve gidip dinlenmesini söylemişti Niki.
Ama Sunoo asla kabul etmedi ve burda, onun yanında iyileşene kadar kalacağını söyledi.
Ne kadar inatçı olduğunu bildiğinden üstelememişti Niki, şu an koltukta mışıl mışıl uyuyan Sunooya bakıyordu.
Bu gün ona 'seni seviyorum' demişti. Bunu her düşündüğünde kalp atışı hızlanıyor, yüzünde kocaman bir gülümseme beliriyordu.
Sunoo ona çok şey ifade ediyordu.
Onunlayken kendini huzurlu hissediyordu. Tatlı haraketleri, her kese karşı kibar ve duyarlı olması, masumluğu ve iyi kalpliliği kendine hayran bıraktırıyordu. Enerjisiyle onu mutlu ediyor, gülücüklere, kahkahalara boğulmasını sağlıyordu. Sadece ona bakmak bile bütün endişeleri, problemleri unutturuyor, iyi hissettiriyordu.
Sunoo içinde durumlar farklı değildi.
Gerçek kişiliğini diğerleri saçma, çocukça bulsada, onun yanında çekinmeden kendi gibi davrana biliyordu. Onun kendisiyle ilgilenmesi, önem vermesi hoşuna gidiyor, kendini özel hissediyordu. Çevresine karşı soğuk ve tepkisiz olmasına rağmen ona karşı ince davranışlar sergilemesi donup kalmasına, kalp atışlarının hızlanmasına sebep oluyordu. Onun yanında olduğunu bilmek bile kendini güvende hissetmesini sağlardı.
•
Sunooyu izlerken Nikide uykuya dalmıştı.
_________________
11.37 |
"Niki" "Nikiii" "Niki uyan hadii" diye ısrar ediyordu Sunoo uyanması için. Ama Niki uyumayı severdi ve kalkmak istemiyordu.
"Hm uyanıyorum.." "5dakika daha" diye geçiştiriyordu Sunooyu.
"Niki hadi saat 12 yemek yemen lazım" diyerek dürtüyordu Nikiyi elindeki yemek tabağıyla.
"Aç değilimm lütfen birazcık daha uyumama izin ver azıcık" diye elini 🤏 şöyle yaparak sızlanmaya devam ediyordu Niki.
"Uyanmıyor musun şimdi?" diye ciddi bir şekilde sordu Sunoo. "I-ı" dedi ve dudağını büzdü Niki.
Sunoo elindeki tabağı kenara koydu ve yatağa eğilerek Nikinin yeni uyandığı için şişmiş, yumuşacık görünen yanağını öptü.
Niki şokla gözlerini açmış ondan gözlerini kaçıran Sunooya bakıyordu. Görünüşe göre utanmıştı. 'Tatlı' diye düşündü ve gülümsedi Niki.
"Diğer yanağım? O küser." diye Sunoonun öpmediği yanağını gösterdi Niki. "H-ha?" diye Nikiye baktı Sunoo, ardından hemen yine bakışlarını çekti.
Sunoo Nikinin ne dediğini anlamıştı. Ama şu an çok utanıyordu o yüzden anlamamış gibi yapmıştı. Niki bunu farketmişti. Ama Sunoo onu öpmeden önce düşünecekti.
"Diğer yanağım küstü, kalkamam, üzgünüm." dedi ve yeniden uzanarak yorganı kafasına kadar çekti Niki. Sunoo bunu görüp kıkırdadı ve derin nefes aldı.
Yorganı Nikinin üstünden çekti. Nikide hemen ayağa kalktı ve yanağını öne doğru uzattı. Sunoo diğer yanağını da öptükten sonra "barıştı mı?" diye sordu.
Niki gülümsedi ve başını sallayarak "evet" dedi. Sunoonun gözlerine bakıyordu. Sunoo bundan rahatsız olmamıştı, aksine hoşuna gidiyordu. Ama biraz utanıyordu ve hem de Nikinin yemek yemesi lazımdı. Dün düzgün yemek yememişti.
"Tamam o zaman kahvaltı vaktii sonra çok işimiz var hadii" dedi Sunoo. Çok iş dediği: Niki polise ifade verecekti ve bulduğu kanıtlar, Sunoonun da doğrulaması sayesinde o adamın bir sapık olduğunu ortaya çıkaracaktı. Ertesi gün ise taburcu olacaktı Niki.
Taburcu olmamasına rağmen ifade vermesi ve kendini yormasına karşıydı Sunoo ama bir şey demedi. O nasıl isterse öyle olsun diye düşündü.
Niki sonunda amacına ulaşmıştı. O adam cezasını çekecekti ve Sunoo artık güvendeydi. Bir haftadır kaçmış olan huzuru geri gelmişti.
Yemeklerini yedikten şubeye gidip hem şiddete uğramaktan dolayı ifade verecek, hem de bu takıntılı halde takip edilmekten dolayı şikayetçi olacaklardı.
Sunoonun 'ondanda ye, bunu da ye, az yedin' lerinden sonra sonunda hazırlanıp çıka bilmişlerdi.
......
Şubeden çıktıklarında her şey hallolmuştu. Ve bir çok şeyler açığa çıkmıştı..
Adam Sunooyu gördüğünde garipleşmişti. Sunoonun üstüne gitmeye çalışıyor, onu başka bir isimle çağırıyordu.
Onun adamları -Nikiyi kovalayanlar- onun takıntılı bir manyak olduğunu, onunla çalışmaları için kendilerini aileleri ile tehdit ettiğini söylediler.
İşte bu yüzden Nikinin aşağı doğru gittiğini gördüklerinde arkasından koşmamış, sadece ayak sesleri yaparak onu aramış gibi yapmışlar. Nikinin akıllı biri olduğunu anlamış ve o adamı yene bileceğine inanmışlar.
Bu adam aslında Sunooyu aramıyordu. Onunla çalışan 3 kişinin dediğine göre, eskiden sevdiği biri varmış ve onunla birlikte olmuş, lakin çok toksik biri olduğundan sevdiği kişi onu terketmiş, ilk başta kabullenmişti. Ama sonra o kişiyi başkasıyla birlikte görünce çıldırmış. Neyseki o kişi çok geçmeden üniversite için başka ülkeye taşınmış.
Ama olan Sunooya olmuş.
Bu olaydan sonra adam terkedilmiş binalarda, mekanlarda takılıp serserilik yapıyo, insanları tehdit ederek geçiniyormuş. Okulun arkasındaki boş binadayken, Sunooyu görmüş ve onu eski sevgilisine benzetmiş. Onu Nikiyle görüncede olanları hatırlamış. Böylece, eski sevgilisine takıntılı olduğu gibi Sunoonun da peşine düşmeye başlamış.
Polislerin bu kadar tehdit ve kötü işlerine rağmen, onu önceden yakalamama sebepleri, hep garip bir şekilde ortadan kaybolması, yerine tehdit ettiği adamları bırakmasıymış. Sonuç olarak hep tehdit olunanlar tutuklanırmış.
Bu gün her kes en çok Nikiye, ve tabiki Sunooya minnettardı. Sonunda bu kimsenin adını bile bilmediği adam onların sayesinde bütün suçları için cezalandırılacaktı.
Onların arasındaki güçlü bağ, bir birilerine olan koşulsuz ve masum sevgileri, her şeyin üstesinden gele bilirdi.
_______________
6🖇️
______________
Hikayenin konusu azıcık 🤏 alakasız
Bide sarmıyor
Ama never back down never what?
NEVER GİVE UP‼️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sometimes, you can't predict || sunki
Fiksi Penggemar"Daha kedilerimize isim düşünmedik!!" sideships: jaywon, jakehoon
